Lakabı “beyaz, parlak ve aydınlık yüzlü kadın” anlamında Zehrâ olmakla beraber “iffetli ve namuslu kadın” anlamındaki Betûl lakabıyla anıldığı da görülmektedir (Ebû Nuaym, II, 39). Kaynaklarda Hz. Fâtıma'nın çocukluk ve gençlik yıllarına dair pek az bilgi bulunmaktadır.
Hz. Fatıma'nın (s.a) çok sayıda lakapları vardır. Bunlar: "Zehra", "Sıddıka", "Tahire", "Raziye", "Merziye", "Mübareke", "Betül"… Bunlardan en çok bilinenleri ise, "Zehra"dır.
Ona, 'Babasının annesi, anam' diye seslenirdi. Resûl-i Ekrem, Fâtıma'yı görünce sevinir, kendisini ayakta karşılar, elini tutarak yanaklarından öper, ona iltifat edip yanına veya kendi yerine oturturdu. Peygamber Efendimiz en küçük kızı Fâtıma'yı anne sevgisiyle sever, ona “babasının annesi, anam” diye hitap ederdi. Hz ...
Onun hakkı nedir?” Cebrail aleyselâm buyurur ki: “Zil Kurba, Fâtıma'dır. Onun hakkı Fedek'tir.”
Lakapları ve diğer isimleri
Türkçede sıklıkla bir kadın ismi olarak kullanılan Fatmanın kökeni Arapça Fatıma ismidir.
İlgili 30 soru bulundu
Arapça kökenli bir isim olan Fatıma'nın sözlük anlamı sütten kesilmiş annedir. Dinimizde bu isim saflığı, masumiyeti ve günahlardan sakınmayı simgeler. Bu nedenle Hz. Muhammed, kızı Fatıma'ya ''sen ve soyun cehennem ateşinden korunanlardasınız'' demiştir.
1. Yaşamla ilgili, yaşamsal. 2. Büyük önem taşıyan, önemli.
Yüce Peygamber'in Ahmed, Muhammed, Âkıb, Haşir, Mukaffa, Nebiyyü'l-Melhame gibi isimleri yalnızca kendisine hastır. Ancak Rasûlullah, Nebiyyullah, Abdullah, Şâhid, Mübeşşir, Nezîr, Nebiyyü'r-Rahme, Nebiyyü't-Tevbe gibi isimleri diğer peygamberlere de verilmiştir. Bu arada Hz.
Dr. Suat Cebeci, "Fatıma'nın Eli" sembolünün, hayır ve bereket getireceği inancıyla kullanılmasının dinimiz ve inancımız açısından doğru olmadığını söylüyor. Cebeci'ye göre, bu tür sembollere uğur, uğursuzluk gibi anlamlar yükleyerek beklentiye girmek putperestliği çağrıştıran bir iman zafiyetine işaret ediyor.
Hicretten iki yıl sonra, 18 yaşında iken 21 Mart 624 miladi tarihte Hz. Ali ile evlendirilir. Evlenme olayları kısaca şöyle olur.
Hz. Fâtıma, Resûlullah'ın ölümünden beş buçuk ay sonra 3 Ramazan 11 (22 Kasım 632) tarihinde vefat etti. Muhammed el-Bâkır'ın belirttiğine göre Fâtıma'yı Hz. Ali yıkadı (Zehebî, Aʿlâmü'n-nübelâʾ, II, 128).
Hazreti Fatıma, hayatı boyunca sade yaşantısı, gösteriş ile israftan kaçınması, haya ve edebi, temsiliyet, muhabbet, merhamet, adalet ve sabır üzerine inşa ettiği anneliğiyle mümin kadınlara örnek oldu.
Ali Fatıma vefat edene kadar başkasıyla evlenmemiştir. Fatıma'dan 5 çocuğu olmuştur; isimleri şunlardır: Hasan, Hüseyin, Zeynep, Ümmü Gülsüm, Rukiyye ve Mûhsin ibn Ali. Mûhsin, henüz Fatıma'ın karnındayken, ölmüştür.
Soru: Hz Fatıma annemizi vefatından sonra hz Ali (ra) mı yıkayıp kefenledi? Bayan vefat edince nikah düşmüyor mu? Erkek vefat ettiğinde iddet süresince nikah düşmüyor diye biliyorum. el Cevab: Esma bint Umeys tarafından vasiyeti çerçevesinde yıkanmıştır.
Bugün artık hayatta olmayan o üç çocuğun anlattığı ve "Fatima'nın Sırrı" olarak bilinen görüntülere, Katolik Kilisesi tarafından büyük önem atfediliyor. Katolik Hristiyanlar, Meryem'in insanoğluna doğru yolu göstermek için Fatima'da göründüğüne inanıyor.
Hicretin 7. senesinde, 31 yaşında iken ölmüştür. Zeyneb, daha önce teyzesinin oğlu Ebu'l As ile evlenmiş ve Ali isimli bir oğul ile Ümame isimli bir kız çocuğu dünyaya getirmiştir.
Bu özelliklerden biri de kuşkusuz el sembolüdür. Binlerce yıldır Anadolu'da var olan ve Anadolu'yu inanç anlamında etkileyen toplumların ana tanrıçalarının eli, günümüzde Alevi inanç ve felsefesinde Fatma Ana Eli olarak karşımıza çıkmaktadır.
Mükemmel Hediye: Meryem Ana kolyesi, Meryem Ana'ya dua etmek için takılır ve özel günlerde eşler, anneler ve büyükanneler için bir hediyedir.
Arapça beş anlamına gelen Hamse sözcüğünden türeyen Hamsa; İslamiyet'te Hz. Muhammed'in kızı Hz. Fatma'nın eli, Yahudiler için Hz. Musa'nın kardeşi Miriam'ın eli, Levanten Hristiyanlar için Meryem'in eli, Hindular için Humsa Eli olarak kabul edilir.
Muhammed'in hadislerde geçen isimleri
Nakkaş, Muhammed'den nakletmiştir: "Benim Kur'an'da yedi ismim vardır: Muhammed, Ahmed, Yasîn, Tâhâ, El-Müddesir, El-Müzemmil ve Abdullah." Cübeyr b. Mut'im'in rivayet ettiği hadiste ise altıdır: "Muhammed, Ahmed, Hatim, Akıb, Haşır, Mahi."
Gülün, Hz. Peygamber'in sembolü olduğu, O'nun (s.a) yüzünün güzelliğini hatırlattığı, kabrinin “gül bahçesi”, insanlığa tebliğ ettiği Kur'ân-ı Kerim'in de “gül tohumları saçan” bir kitap olduğu ifade edilmiştir.
Burada dikkati çeken bir husus da isimlerin çoğunlukla “d” ile yazılmasıdır. (Türkiye Türkçesi'nde kelime sonlarında “b, c, d, g” ünsüzlerinin bulunamayacağı gerekçesiyle “Muhammed” ismi son yüzyılda “Muhammet”e dönüştürülmüştür.
Fâtımâ'nın Eli ya da Hamse (Arapça: خمسة, khams kökünden, gerçek anlamda "beş"), palmiye şeklinde, Orta Doğu'dan Kuzey Afrika'ya kadar popüler, yaygınca takı, muska ya da duvar süsü olarak kullanılan bir tılsımdır. Bir inanç olarak şans, bereket ve mutluluk getireceğine inanılır. Barış işareti olarak da kullanılır.
Sare anlam itibariyle saf ve temiz demektir. Aynı zamanda ihtiyaç duyulan anlamında kullanılmaktadır. Bu isim kimi yerde susuzluk, sıçrama veya atlama anlamlarında kullanılmıştır. Sare ismi saf ve duru bir güzelliği temsil eder.
Fatma ismi Kur'an'da geçmemektedir. Peygamber Efendimizin kızının ismi olması sebebiyle pek çok anne baba kızlarına Fatma ismini vermektedir. Bu nedenle Fatma ismi caiz isimlerden birisidir. Ayrıca İslam dünyasının kadınlarını temsil etmektedir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri