İçi içine sığmamak deyimi de Türkçede yaygın olan deyimlerden birisi olarak öne çıkar.
İçi içine sığmamak deyimi, sevinçli zamanlarda kullanılan bir söz dizimidir. Söz konusu deyim, "çok sevinmek" anlamına gelir. Deyim, sevinç nedeniyle duygularını ifade edemeyen, aşırı sevinen kişilerin duygularını ifade etmek için kullanılır.
İçi içine sığmamak, yaşanan bir olay ya da alınan bir haber sonrası çok fazla sevinmek ve mutlu olmak anlamına gelir. Bu deyimin ikinci anlamı ise heyecanlanmaktır. Bir şey için çok fazla sabırsızlandığını ve bir an önce gerçekleşmesini istediğini belirtmek için de aynı deyim kullanılır.
"Kabına sığmamak" deyimi, bir kişinin çok mutlu, gururlu veya heyecanlı olması nedeniyle duygularını içinde tutamamasını ifade eder. Bu ifade, genellikle büyük bir başarı, sevinç veya coşku anında kullanılır.
sabırsızlık göstermek, tahammül etmemek.
İlgili 26 soru bulundu
Canı sıkılmak deyimi iki farklı duyguyu anlatmak için kullanılan bir deyimdir. Deyimin ilk anlamı bir meşgale ile uğraşmamak ve boş kalmaktır. Sinirlenmek ve hüzünlenmek anlamında da kullanılır.
"Burun Kıvırmak" deyimi, Türkçede bir şeye veya birisine karşı ilgisizlik, hoşnutsuzluk veya küçümseme göstermek anlamına gelir. Bu ifade, genellikle bir kişinin bir şeye, bir duruma veya birisine karşı ilgi göstermemesi, onu beğenmemesi veya onu küçümsemesi durumlarında kullanılır.
Deyimler, tarihin bilinen veya bilinmeyen bir döneminde, genellikle mecazlaşarak halkımız tarafından benimsenmiş, kalıplaşmış söz öbeklerinden oluşmaktadır. Uzun deneme ve gözlemlere dayanılarak söylenmiş ve nesilden nesile aktarılarak halka mal olmuş, öğüt verici nitelikte sözlere ise atasözü denmektedir.
Deyimler, atasözleri gibi kalıplaşmış sözlerdir. Sözcüklerin tümü ya da bazıları değiştirilip yerine -aynı anlamda da olsa- başka sözcükler konulamaz veya söz dizimleri değiştirilemez. Örneğin; kabak tadı vermek yerine kabak kokusu vermek denemeyeceği gibi, ağır başlı yerine de başı ağır kullanılmaz.
Ele avuca sığmamak deyiminin anlamı şımarık davranmak, hareketli olmak ya da söz-kural dinlememek demektir. Çok hareketli olan kişiler ya da hiperaktif olan kişiler için de ele avuca sığmıyor denir. Ayrıca şımarıkça ve taşkın davranışlarda bulunan kişiler de ele avuca sığmaz olarak tanımlanabilir.
Günlük yaşamda yaygın olarak kullanılan sığ kelimesi, aynı zamanda yine çok fazla değerlendirilen biri zıt anlamlı sözcük üzerinden ele alınıyor. Bu kelime ise 'derin' sözcüğüdür.
Adam öyle heyecanlıydı ki hareketlerine anlam veremedik resmen kabına sığmadı. Ahmet sınavdan tam puan alınca sevinçten kabına sığmadı. O zaten hiçbir zaman kabına sığmazdı bu hareketleri yapması beni şaşırtmadı.
Dahil ya da içeri gibi kelimeler iç sözcüğü için eş anlamlı olarak kullanılabilir.
El bebek gül bebek deyimi, bir kimsenin anne babası tarafından şımartılması, her hatasına göz yumulması ve ne yaparsa yapsın sırtı sıvazlanması demektir. TDK'ya göre el bebek gül bebek, hiçbir çaba sarf etmeden istediği her şeye ulaşmış, bir dediği iki edilmeyen kişi demektir.
"Yüz Vermek" deyimi, genellikle bir kişiye ilgi göstermek, onaylamak, desteklemek ya da teşvik etmek anlamına gelir. Bir kişinin bir başkasına dostluk, sempati ya da onay ifadesi göstermesi durumlarında bu deyim kullanılır. Ayrıca, bir kişiye mecazi olarak "açılma" veya "kabullenme" anlamında da kullanılır.
"Ağzından bal damlamak", bir kişinin sözlerinin son derece tatlı, ikna edici veya hoş olduğunu anlatmak için kullanılan bir ifadedir. Bu deyim, genellikle konuşmacının kullandığı kelimelerin seçimi, ses tonu ve hitabet şeklinin dinleyiciler üzerinde olumlu ve etkileyici bir etki yarattığında kullanılır.
- Zengin kaşınmış, fukara zannetmiş, para verecek. - Ölüler de zanneder ki, diriler her gün helva yiyir. - Uyursun sabaha galır, ölürsün ellere galır. - İgidim (kocam) igid olsun da, yerim çalı dibi olsun.
Baklayı ağzından çıkarmak: Gizli tuttuğu şeyleri açıklamak, söyleyemediği şeyleri sabrı tükenince söylemek. Baltayı taşa vurmak: Farkında olmadan karşısındakini rahatsız ede cek, kızdıracak söz söylemek. Bardağı taşıran son damla : Sonunda insanın sabrını tüketen, olum suz tepki yaçatan söz, davranış vb.
Atasözleri, bir toplumun ortak kullandığı kalıplaşmış sözlerdir. Bu nedenle herhangi bir kimse, atasözlerindeki sözcükleri ya da sözcüklerin sırasını değiştiremez. Örneğin "Dikensiz gül olmaz." atasözü "Gül dikensiz olmaz." şeklinde söylenemez. Bu tümcedeki 'kaz' sözcüğü yerine 'ördek' veya 'horoz' denmez.
Dudak ısırmak deyimi, herkesin kullanabileceği ve duyabileceği yaygın kullanılan bir deyimdir. Deyimler her ne kadar mecaz anlamlı olsa da dudak ısırmak deyimi fiziki olarak da gerçekleştirilebilecek nadir deyimler arasındadır. Dudak ısırmak deyimi iki ayrı anlamda kullanılabilir.
Gözünü dört açmak DEYİMİ AÇIKLAMASI
Bir hileye düşmemek, aldanmamak için çok dikkatli olmak.
Dudak bükmek, duyulan bir sözü ya da şahit olunan bir hareketi beğenmediğini belli edecek şekilde davranmak anlamına gelir. Beklenen etkiyi yaratmayan ve kişiyi hayal kırıklığına uğratan her durum ve olay için de aynı deyim kullanılır.
"Saçını süpürge etmek" deyimi, bir kişinin bir iş için çok çaba sarf ettiğini, o iş uğruna büyük zahmetlere katlandığını veya çok uğraştığını anlatan bir ifadedir. Bu deyim genellikle fedakarlık gerektiren durumlar için kullanılır ve kişinin adeta her şeyini, en önemli varlıklarını bile o işe adadığını vurgular.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri