Prenatal dönemin 14. haftasında üst dudağın stimulasyonunun ağzın kapanmasına yolaçtığı hatta çoğunlukla yutkunmanın gerçekleştiği, 29. haftada yine ağzın stimulasyonunun emme refleksine yolaçtığı ancak 32. haftaya kadar tam anlamıyla emme ve yutkunmanın gerçekleşemeyece ği bildirilmektedir (1).
Ağız ve yüz bölgesindeki herhangi bir fonksiyon bozukluğu, diğer bölgelere de yansır. Örneğin; günde ortalama 3000 kez yutkunuruz ve her yutkunmada dilin ucu damağın ön bölgesini iter.
Merhaba, Yutkunmak, ağzımızdaki yiyecek, içecek ya da biriken tükürüğü yemek borumuza göndermek için yaptığımız bir gırtlak hareketidir. Bu hareket yemek yememizi sağlayan basit ama çok önemli bir harekettir. Eğer bir kişi düzgün yutkunamazsa nefes almakta da güçlük çekecektir.
Yutma süreci kısmen istemli olarak kontrol edilen bir süreçtir. Yani insan iradesiyle yutma işlevini başlatır ve sürdürür. Ama yutma aynı zamanda istem dışı, reflekslerle gelişen süreçleri de içerir.
Fizyolojik yutkunamama hastalığına disfaji (yutma güçlüğü) denmektedir. Fakat yutkunamama şikayeti ile doktora başvuran hastalar yutkunamadığını hissetse de kimi zaman fizyolojik değil, psikolojik bir sıkıntı ile karşı karşıyadır.
İlgili 41 soru bulundu
Yutmanın faringeal fazı refleks olarak, özofageal faz ise esas olarak somatik ve otonom sistemi tarafından kontrol edilir.
Yutkunma zorluğu grip ve faranjit hastalıklarının belirtilerinden biridir. Siyah kıllı dil hastalığı (SKD) teşhisi konmuş kişiler de konuşmakta ve yutkunmakta zorluk çekebilir. Ne yapılırsa yapılsın belirtiler kaybolmuyorsa mutlaka kulak - burun - boğaz bölümünden randevu alınmalıdır. Yutkunma Zorluğu Neden Olur?
Yutkunma zorluğuna genellikle inme, kafa travması, multipl skleroz ya da demans (bunama) gibi nörolojik bir durum neden olur. Bu hastalıklar boğaz kaslarını zayıflatabilir; bu nedenle yutulmaya başlanan yiyeceklerin ağızdan boğaza ve akabinde yemek borusuna taşınması zorlaşabilir.
Yiyecek ve sıvıların havayoluna (nefes borusuna) kaçması durumunda bazen öksürme ve boğaz temizleme yeterli olmaz, sıvı ya da yiyeceğin bir kısmı ciğerlere girer. Böyle bir durumda ciğerlerde zararlı bakteriler gelişerek akciğer enfeksiyonlarına, zatürreye ya da yemek borusu hastalıklarına neden olabilir.
Dişlerin sürmesi ile zaman içerisinde terk edilmeyen bebeksi yutkunma, atipik yutkunma olarak adlandırılır. Bundan sonra sürmeye çalışan alt ve üst çene dişleri ve gelişmeye çalışan alt ve üst çenelerde, dilin farklı konumlanmasından kaynaklı deformasyonlar başlar.
Normalde dinlenme hâlindeyken (konuşmazken veya çiğnemezken) diliniz, ağzınızın alt tarafında (çene tarafında) olmamalıdır; damağınızın ön tarafına doğru hafifçe dokunan hâlde, rahat bir pozisyonda duruyor olmalıdır. Bu konumda dilinizin ucu, dişlerinizin 1 santimetre kadar üzerine denk gelecektir.
Yutma güçlüğü, özellikle ileri yaş grubunda ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Besinleri iyi çiğnememe, hızlı yemek yeme gibi davranışlarda yutmada güçlük çekilebilir. Ancak bu durumlar genellikle ciddi bir tıbbi rahatsızlığı işaret etmez. Uzun süre devam eden yutma güçlüğü ise araştırılması gereken ciddi bir durumdur.
Günde en az sekiz bardak su içmek vücuttaki su dengesinin korunmasına da yardımcı olur. Boğazdaki şişliği ve ağrıyı hafifletmek için ılık su veya balla karıştırılmış çay gibi içecekler tüketilebilir. Sigara dumanı, alerjenler ve boğazı tahriş ettiği bilinen kimyasallardan kaçınılmalıdır.
Boğazda yumru hissi; reflü rahatsızlığına bağlı olarak gelişebilmektedir. Yanma ve tahrişle varlığını hissettiren boğazda yumru hissine globus adı verilmektedir. Gastroözofageal Reflü hastalığı adı verilmektedir. Kısa adı GÖRH olarak tanımlanmaktadır.
Ilık içecekler, yutkunmayı kolaylaştırmanın en basit ve etkili yollarından biridir. Örneğin, ılık su ve bal karışımı boğazın yumuşamasını sağlar. Bununla birlikte, yutkunmayı daha da zorlaştıracak asit oranı yüksek meyve ve içecekler, baharatlar, alkol, kahve ve atıştırmalık kuru gıdalardan uzak durulmalıdır.
Yutma güçlüğü sağlıksız dişler, uygun olmayan takma dişler veya soğuk algınlığı gibi basit nedenlere bağlı olabilir. Yutma güçlüğünün en yaygın nedenlerinden biri mideden yemek borusuna geri kaçıştır. Bu durum mide asitinin yemek borusundan yutağa doğru yukarı hareketinin sonucu oluşur.
Yutkunmayı zorlaştırıcı bir durum ortaya çıkarır. En basit olarak boğazda takılma olmasının sebebi boğaz kuruluğu olarak tahmin edilmektedir. Aynı zamanda boğazda oluşan gıcık hissine psikolojik sorunlarında sıklıkla sebep olduğu bilinmektedir. Kaygı ve stres bozuklukları da tetikleyici sebepler arasında bulunmaktadır.
Yutma güçlüğü nadiren tümör veya ilerleyici nörolojik hastalık gibi daha önemli patolojiye işaret eder. Kısa bir süre içerisinde yutma güçlüğü kendiliğinden iyileşmez ise kulak burun boğaz uzmanı tarafından değerlendirilmelidir.
Suyun içerisinde oksijen olsa da akciğerlerimizin yüzey alanı suyun içeriğindeki oksijeni alabilmek için yeterli genişliğe sahip olmamakla birlikte akciğerlerin yapısı da sıvı içerisindeki oksijeni ayrıştırmaya uygun değildir.
Bu olaylar çiğneme (mastication) adı verilen ağız hareketleriyle gerçekleşir. Çiğneme istemli başlar ve refleks olarak devam eder.
Beyne giren bütün sinirler omurilik soğanından geçer. Omurilik soğanı, istemsiz çalışan iç organların kontrol merkezidir. Solunum, sindirim, hapşırma, kusma, yutma, çiğneme, idrar yapma gibi refleksleri kontrol eder.
medulla oblongata - medulla oblongata / soğanilik
ARKA BEYİN'in en alttaki kaudal kısmı. Nefes alma, kalp atışı ve kan basıncında görev alan otonom nukleusların yanı sıra, omurilik ile üst beyin yapıları arasındaki birçok sinir yolunu içerir. Alan Adı: Nörobilim.
Yutma işleminde ağız boşluğu, yutak (farinks) ve yemek borusunun koordineli bir şekilde hareket etmesi gerekir. Yediğimiz katı gıdalar çiğnenerek öğütüldükten sonra, sıvı gıdalar ise doğrudan dil ve sert damak arasında sıkıştırılarak yutağa iletilir.
Disfaji tedavisi, altta yatan nedene ve yutma güçlüğünün türüne bağlı olarak farklılık gösterebilir. Yutkunma sırasında yaşanan zorluklar bazı durumlarda herhangi bir tedaviye gerek kalmadan kendiliğinden geçebilir.
Diş apsesi olan hastalar genellikle ağız boşluğunda ağrı, ateş ve çiğneme güçlüğü şikayetiyle gelirler. Hastalar şiddetli ağrı, travma, palpasyonla tekrarlanabilen lokalize ağrı, kızarıklık, ağız açmada kısıtlılık, yutkunmada güçlük, ateş ve lenf bezlerinde büyüme bildirdiklerinde diş apsesi düşünülmelidir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri