İş stresi: İş yerindeki yüksek baskı istenmeyen düşüncelere neden olabilir. Kişiler arası çatışmalar: İlişkilerdeki sorunlar tekrarlayan olumsuz düşüncelere yol açabilir. Yaşamsal değişiklikler: Ev veya iş değiştirme gibi büyük yaşam değişiklikleri belirsizliği ve dolayısıyla istenmeyen düşünceleri tetikleyebilir.
Düşünce takıntısı sadece Psikanalitik Psikoterapi süreci ile geçer. Çünkü siz takıntını yenmek istesenizde onunla uğraştıkça zihninize yapışır. Düşünce takıntısının olmasının nedeni kişinin altta yatan bilinçdışı kaygılarının takıntılı düşünceler üstünden huzursuzluk vererek çıkmasıdır.
Yapışkan zihin: Bazı insanların zihinleri sanki yapışkanlı gibidir; normalde uçup gidecek düşünceler bu zihinlerde yapışır. Bu, genetik bir özelliktir ve stres, yorgunluk gibi durumlar ile artar.
İlgili 27 soru bulundu
Ruminasyon; istemsiz şekilde ortaya çıkan ve kontrol edilmesi zor, bastırmak için çaba gerektiren çeşitli tekrarlayıcı düşüncelere sahip olmaktır. Bu tür düşünceler kişinin zihnini sıklıkla meşgul eder fakat problemin çözümüne dönük bir sonuç oluşturmaz.
Obsesif Kompulsif Bozukluk, akıl ve mantık dışı olduğu bilindiği halde insan zihnini sürekli meşgul eden, insanların ise bu meşguliyetleri gidermek amacıyla, bazı hareketleri defalarca yaptığı psikiyatrik bir bozukluktur.
Kafaya takmak bizi kaygılandırarak sağlıklı düşünmemizi engeller, hassaslaştırır, haklı hissettirir, öfkelendirir ve insanlarla . Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre kafaya takmak “sürekli olarak o şeyi düşünmek” anlamına şöyle tanımlıyorum: “Çözüme ulaşmamış bir konunun sürekli olarak zihni .
Aşırı düşünmek hayat kalitesini düşürmenin yanı sıra kişinin psikolojik durumunu da olumsuz etkileyebilir. Uzun uzadıya düşünme eylemine özellikle anksiyete ve depresyon gibi psikiyatrik rahatsızlıklarda çokça rastlanır.
Anksiyete türkçedeki karşılığıyla kaygı, kişide her an kötü bir şey olacakmış hissi, örneğin her an kötü bir haber alacağı yada kendisinin yahut yakınlarının başına kötü birşey geleceği endişesi ile giden bir bunaltı duygusudur. Kişi sıklıkla günlük olaylar karşısında beklenenin üstünde yüksek bir kaygı düzeyi yaşar.
Overthinking (Aşırı düşünme) Belirtileri:
*Sürekli olarak geçmişte yaşanılan pişmanlıkları, olayları düşünmek. *Geleceğe dair bir konu hakkında her ayrıntısını düşünmek, kurgulamak. *Çok düşünmekten uykusuz kalmak. *İştahsızlık.
Obsesif Kompülsif Bozukluk (OKB) tedavisinde serotonin geri alımını durduran ilaçlar kullanılır. Klomipramin, fluoksetin, fluvoksamin, paroksetin, citalopram, essitalopram ve sertralin bu grup ilaçlardır.
Olayların olumlu olumsuz yönlerini sürekli tartmaya çalıştıkları için karar vermekte güçlük çekerler. Duygularını göstermeyip, her zaman mantığı ön planda tutarlar. Mantıklı olmadıklarına inandıkları kişilere öfkelenirler ya da onlarla iletişim kurmak istemezler. Eğlenceli ortamlardan zevk almazlar.
İlaç Tedavisi: Psikiyatrik ilaçlar, özellikle antidepresanlar ve anksiyolitikler, aşırı düşünme hastalığının tedavisinde kullanılabilir. Bu ilaçlar, kimyasal dengesizlikleri düzenleyerek semptomları hafifletmeye yardımcı olabilir.
Düşünmek, beynimizin doğal bir işlevi olarak her zaman aktiftir ve kendiliğinden durmaz. İnsanlar, düşünmeden duramazlar çünkü beynimiz her zaman bilgi işlemeye programlanmıştır ve sürekli olarak veri toplar, analiz eder, düzenler ve anlamlandırır. İnsanların düşünmek zorunda olmasının birçok nedeni vardır.
Aşırı düşünmenin ruh sağlığı sorunlarıyla çift yönlü bir ilişkisi olabilir. Stresli olaylar, depresyon ve kaygı insanları fazla düşünmeye daha yatkın hale getirebilir ve bu aşırı düşünme daha kötü stres, endişe ve depresyona katkıda bulunur.
Obsesif-kompülsif bozukluğu (OKB) olan kişiler, kontrol edemedikleri yinelenen ve stres yaratan düşünceler, korkular veya görüntüler (obsesyonlar) nedeniyle huzursuz olurlar. Bu düşüncelerin yarattığı anksiyete bazı ritüelleri ya da rutinleri acil olarak gerçekleştirme ihtiyacına (kompülsiyonlar) neden olur.
Her şeyi kafaya takmak, çoğu zaman bireyin kişilik yapısı ya da psikolojik durumu ile alakalı bir durumdur. Bu nedenle de akla gelebilecek her şeyi kafaya takmak durumu ile alakalı kesin bir nedenden bahsedebilmek mümkün olmazken, kişinin depresyonda olması, bazen bu durum ile ilişkilendirilebilmektedir.
Bu ifade, genellikle kişinin aşırı derecede bir konuya odaklanması, onu sürekli düşünmesi veya gereğinden fazla endişelenmesi durumlarında kullanılır. Örneğin, bir sınav sonucu hakkında sürekli endişelenen bir öğrenci veya küçük bir tartışmayı sürekli düşünen bir kişi için "kafaya takma" tabiri kullanılabilir.
Düşüncelerimiz beyinde oluşmaz, duygularımızın sonucunda oluşur. Bastırılan duygu ve dürtüler ise bir süre sonra patlar ve bir hastalık olarak yani OKB olarak ortaya çıkar. Bu nedenle de OKB alanında uzman bir psikolog ve aynı zaman da psikanalitik psikoterapi çalışan bir psikoterapiste başvurulmalıdır.
Sonuç olarak, sürekli olumsuz düşünen insanlara “karamsar” veya “negatif düşünenler” denir ve bu düşüncelerin etkisi duygusal ve zihinsel sağlık üzerinde olumsuz olabilir.
Obsesif kompulsif bozukluk, halk deyimiyle vesvese olarak da adlandırılır. Gündelik hayatta herkes bazı durumlar karşısında endişe, panik ve takıntılı bir halde olabilir. Pek çok kişi meydana gelen bu hisler ile mücadele etmeye çalışır ve hayatlarında kötü izler bırakmadan bu durumu çözebilir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri