Sürecin sağlıklı yaşandığı durumlarda kimlik duygusu giderek daha oturur, sağlamlaşır, kişilikte yer eder; tersi durumda kimlik duygusunun eksikliği giderek daha sıkıntılı biçimde hissedilir ve kimlik bocalaması olarak adlandırılan yaşantılar kişiye egemen olmaya başlar.
Eski değerlerle yeni değerlerin karşılaştırıldığı, mesleki, cinsel ve sosyal kimliğin tanınarak oturtulmaya çalışıldığı sırada yoğun çaba harcanır. İşte bu yoğun çabanın adı kimlik bocalamasıdır.
Ergenlikte kimlik arayışı, doğal bir süreçtir. Ergenlik 11-12 yaşlarında başlar ve 20'li yaşlara kadar devam eder.
Kimlik karmaşası ise yaşadığımız çağın belirsizliğinin, çalkantısının, bocalamasının özellikle genç ve ergen üzerinde devam etmesi, toplumla ciddi uyumsuzluğun ortaya çıkması ve bunun neticesinde ise bireyin bir kimlik oluşturulamaması durumudur.
Erikson (1968), kimliği, bireyin zaman içinde ve bir durumdan diğerine kendiliğinin sürekli ve aynı kaldığına dair öznel duygusu olarak tanımlamıştır.
İlgili 16 soru bulundu
Yüzyılın ikinci yarısında Erik Erikson (1956, 1968) tarafından geliştirilerek psikoloji ve psikiyatri yazınına sokulmuştur. Yaklaşık yarım yüzyıldır bu alanda yapılan çalışmaların da doğruladığı gibi normal olarak kimlik duygusu, ergenlik ve gençlik yıllarında gelişmektedir.
Kimlik, sosyal psikolojide kendi gözünde ve başkalarının gözünde ne olduğundur. Bu terim psikolojide ve sosyolojide gelişme göstermiş, ayrıca biyoloji ve felsefe ile de ilgilenmiştir.
Cinsel kimlik bozukluğu bir diğer adıyla cinsiyet disforisi; kişilerin kendilerini hissettikleri cinsiyet ile biyolojik cinsiyetlerinin uyumlu olmadığını hissettikleri bir durumdur. Cinsel kimlik, kişinin kendini kadın ya da erkek olarak tanımlamasını içerir. Cinsel yönelim ise kişinin partner seçimini belirler.
Ergenlikle birlikte cinsel yönelim oturmaya başlar. Cinsel kimliğinden hoşnut olmayan ergenlerin ebeveynleri çoğunlukla çocuklarının bu durumunun tamamen değişmesi için ruh sağlığı kliniklerine getirirler. Bu değişim her zaman mümkün olmasa da bu ergenlerin ruhsal destek almalarını gerektiren önemli sorunlar vardır.
Gençlerde kimlik bunalımı, ergenlik dönemlerinde meydana gelen duygusal ve ruhsal açıdan zor zamanlar geçirilmesini ifade etmektedir. Kimlik bunalımı, çelişkili ifadeler, davranışlar, tavırlar, hareketlerin değişmesi ile kendini belli etmektedir.
Terapilerle, ilaç ya da hormon tedavileriyle bu bozukluğu tedavi edebilmek tam olarak mümkün değildir. Uygun olgularda ciddi bir psikolojik hazırlık ve psikoterapi süreçlerinden sonra cinsiyet değiştirme operasyonları uygulanabilir.
Kimlik krizi, bireyin kendi kimliği hakkında yaşadığı zorluk ve belirsizlik durumunu ifade eder. Bu durum, bir kişinin kim olduğunu anlama, kabul etme ve başkalarıyla ilişkilerinde kimliklerini nasıl ifade edeceklerini belirleme sürecinde ortaya çıkar.
Ergenlik kızlarda 10 yaş, erkeklerde 12 yaş civarında başlayan ve ortalama 3-5 yıl arasında süren bir dönemdir. Ergenlik dönemindeki cinsel ve fiziksel gelişme 5 yılda tamamlanırken, psikolojik gelişmeyi de içeren dönem 18-20 yaşında tamamlanır.
Gerçekte ergenliğin sancılı bir döneminde, biseksüel eğilimlerin baskınlaştığı geçici bir evredir. Kısaca özetlersek cinsel gelişim aseksüel, biseksüel ve heteroseksüel bir sıra izlemektedir. Aseksüel ve biseksüel evrelerdeki sorunların aşılması, heteroseksüel kimlik kazanımı için şarttır.
Ergenlik, hem fizyolojik hem de psikolojik anlamda oldukça zor bir dönemdir. Bu dönemde olabildiğince yapıcı olmak, ergen bireyin karakteri gelişirken onu pozitif yönde etkiler. Bu sebeple sinirli olan ergenlere olabildiğince sakin yaklaşmak önemlidir.
Ergenlik döneminde cinsel uyarılabilirliğin, cinsellikle ilgili konulara ilginin artması ve hatta cinsel ilişki isteğinin oluşması doğaldır.
Cinsiyet rol davranışları ilkel olarak ortalama 2 yaşında gelişmeye başlamakta ve temel cinsiyet rol davranışları ise 3 yaşında ortaya çıkmaktadır.
Cinsel yaşam özellikle ergenliğin başlamasıyla yeni bir döneme girer. Bu dönemde kişi üreme yeteneğini kazanır. Hormonların etkisiyle bedende görülen hızlı değişime paralel olarak beyinde de belirgin değişimler oluşmaya başlar. Cinsel uyarılma ve cinsel istek artar.
Cinsel kimlik ve cinsel yönelim bir bozukluk/hastalık değildir. Toplumun bize cinsiyetimizle birlikte yüklediği birtakım roller vardır.
Çünkü "anatomik cinsiyet" doğuştan belirlenir. "Cinsel kimlik", erken çocukluk yaşlarında gelişir. Çoğu zaman ergenlik döneminde "cinsel yönelim" ortaya çıkar. Bu temel yapı üzerinde kişinin istemli bir tercih (seçim) şansı söz konusu değildir.
Bireylerin mevcut biyolojik cinsiyetlerinden hoşnutsuzlukları ve karşıt cinsiyete ait hissetme durumu cinsiyet disforisi olarak tanımlanır. Bu davranış özelliğinin oluşmasında çevresel birçok faktörün yanı sıra kişilerin kendine has genetik özellikleri de etkilidir.
Disosiyatif kimlik bozukluğu (DKB), kişinin kendi kimliğinin dışında “alter” denilen farklı kişiliklerinin de var olmasıyla karakterize bir bozukluktur. Çoklu kişilik bozukluğu olarak da adlandırılır. Kişinin esas kimliği bölünüp birden çok kişilik ortaya çıkar.
Anne babadan ayrılıp bağımsız bir birey olarak toplumda yer edinme isteği yaşayan ergen, aynı zamanda ebeveynlerinin desteğinin de olmasını ister. Bu karışık duygular içinde, kendine bir dünya görüşü ve hayata bakış açısı edinmeye ve kimliğini oluşturmaya çalışır.
Dissosiyatif kimlik bozukluğu, dissosiyatif kişilik bozukluğu veya çoklu kişilik bozukluğu olarak karşımıza çıkabilir. Kişinin var olan kişiliğinin ötesinde alter adı verilen farklı kişiliklerinin var olması neticesinde ortaya çıkan bir tür karakteristik kişilik bölünmesi bozukluğudur.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri