Kudüm, adına “zahme” denilen, yaklaşık 24-28 cm uzunluğunda, derinin durumuna göre kullanılmak üzere bazen sert, bazen yumuşak ağaçlardan yapılarak uçları yuvarlatılmış, çoğunlukla birbirine benzer formlardaki iki çubukla vurularak çalınır.Usuller kudümle vurulurken, ana darpların daha küçük parçacıklara bölündüğü “ ...
Kökeni Anadolu olan vurmalı bir çalgıdır. Yanyana koyulmuş, birbirinden farklı büyüklükte tas biçimli iki ayrı gövdeye, deve veya keçi derisi gerilmesiyle oluşur. Zahme adı verilen yumuşak veya orta yumuşaklıkta ağaç sopalarla çalınır.
Kudüm ya da nakkare, yarım küre biçiminde bir çift küçük davuldan oluşan vurmalı bir çalgı. Din müziğinin önemli çalgılarından “kudüm”, dindışı ve mehter müziğinde “nakkare” adıyla anılır.
Mevleviler için bu müzik aleti son derece önemli ve yücedir, bu yüzden ona “kudüm-i şerif” demişlerdir. Kudümün tarihçesi Mevlevi kültürüne dayanır. Kudüm ilk olarak Mevleviler tarafından dini törenlerde çalınmıştır ve daha sonra geliştirilmiştir. Türk Klasik Müziği'nde yerini alması ise 20. yüzyıla doğru olmuştur.
Türkiye'de kudüm, günümüzde kentsel klasik Türk makam müziği ve dinî müziğin tekke müziği dalının, en büyük formu olarak bilinen Mevlevi Ayini formu icrasında yaygın olarak kullanılmaktadır.
İlgili 34 soru bulundu
Obua, kamışlı ağaç üflemeli çalgılar içinde yer alır. Obuanın içinde yer aldığı tahta üflemeli çalgılar ai- lesinin diğer üyeleri flüt, klarnet, fagot ve saksafondur. Obua, alt kısmı geniş, üst tarafa doğru daralan konik biçiminde bir yapıya sahip olup, çift yapraklı kamışla çalınır.
Kelime olarak Arapça'da “uzak bir yerden gelme, ayak basma” anlamına gelen kudûm bazı tarikat toplantılarında, özellikle mevlevîhânelerde, bazan da din dışı mûsikide kullanılan bir usul vurma aletidir.
Mevlana, “o kudüm, bu kapıdan çıkar dümbelek olur, tekrar bu kapıdan içeri girer, kudüm-ü şerif olur” diyerek son noktayı koyar. Hz. Mevlana'ya atfedilerek anlatılır bu hikâye. Hikâyenin aslını astarını bilmiyoruz ancak bu hikâyecik, ancak Büyük Mevlana Celâlettin-i Rumi'nin verebileceği bir dersle sonlanır.
Bu şekilde ses çıkartan enstrümanların hepsi perküsyon aletleri kategorisine girer. Vurmalı çalgılar isimleri def, timpani, zil, bateri, üçgen, bongo, davul, marakas, tabla, kudüm, santur, ağız kopuzu, bendir, asma davul, arp, marimba, kalimba, çalpara, darbuka, davul, bateri, ksilofon, kanun, piyano olarak sayılır.
Bendir, bir tambur gibi çalınan, yarım daire şeklinde bir kemane benzeyen bir enstrümandır. Genellikle deriden ya da deriden kaplı ahşap bir tambur gövdesine sahiptir ve üstüne köşeşen tahta çubukları vardır. Bu çubuklar, bendirin çalınışı sırasında vurularak ses çıkartır.
Dergâhlarda kullanılan, metal kâseli, küçük iki davuldan oluşmuş usul vurma aracı.
a) Kudüm Tavafı: “Kudüm”, sözlükte bir yere gelmek veya varmak anlamına gelir. Bir hac terimi olarak, “ifrad haccı” yapanların Mekke'ye vardıklarında yaptıkları ilk tavaftır. Bu tavafın yapılması sünnettir.
Kudûm - قدوم
|| دلیر. قدائم و قُدُم. (منتهی الارب) (آنندراج).
Tef, genellikle ahşap veya plastikten oluşan ve "zil" adı verilen küçük metal çıngırak çiftlerinden oluşan bir çerçeveden oluşan, vurmalı çalgılar ailesinden bir müzik aletidir. Klasik olarak tef terimi davul kafalı bir enstrümanı ifade eder, ancak bazı varyantların kafası olmayabilir.
Yöre halk müziğinde kullanılan çalgılar; davul, zurna, sipsi, saz, ud, cümbüş, keman, darbuka, dümbek, tek, kaşık, boğaz, kabak kemane, zil, ruzba, çifte, klarnet, gırnata, gayda, kemence, bağlama, cura, cura bağlama.
Perküsyon -vurmalı çalgılar- insanlığın kullandığı en eski enstrümanların başında gelir.
Bir çember üzerine gerilen deri buraya sıkı bir şekilde tutturulur. Bongo, diz üstünde tutularak ya da iki diz arasına sıkıştırılarak çalınır. Ritmik hareketlerle deriye vurularak hoş bir ses elde edilir. Bu enstrüman el ve parmaklar kullanılarak çalınır.
Zil, Türk müziğinde ve diğer birçok Orta Doğu ülkesinin müzik kültüründe var olan bir usul vurma çalgısıdır. Yuvarlak biçimlidir ve genellikle pirinçten yapılır, ama imalatında başka alaşımlar da kullanılabilmektedir. Ortasında deriden ya da ipten yapılmış tutamaklar bulunur.
Obua, diğer müzik aletlerine göre çalınması daha zor bir enstrümandır.
Tahta dışında ebonit'ten üretilen modelleri de bulunan obua, üstten alta doğru genişleyen konik bir biçeme sahiptir. üst alt ve gövdelerle "kalak" denen orta bölüm olarak üç parçadan oluşur. En üstte bulunan ince ve küçük metal (gümüş ya da nikel) boruya takılan çift kamışlı bir ağızlığın üflenmesiyle çalınır.
Obua'nın sesi 2,5 oktavdır ve Obua için SOL Anahtarı kullanılır.
Dinî ve din dışı musikimizde kullanılan vurmalı sazların en önemlisidir. Biri büyük , diğeri biraz daha küçük olan döğme bakırdan yapılmış bakırdan yapılmış tas şeklinde iki parçadan meydana gelmiştir. Ölçü olarak ; ağız çapı büyükte 32 cm., küçükte 30 cm., yükseklik ise 16 cm. uygun olarak kabul edilir.
Özet: Mehter takımlarında ve tekkelerde kullanılmış olan, metal kâseli, küçük iki davuldan oluşmuş usul vurma aracı. Detay: Kudüm adı Azerice “uzak yoldan gelme , bir yere ayak basma” anlamına gelir. Dinî ve din dışı musikimizde kullanılan vurmalı sazların en önemlisidir.
(ﻛﻮﻫﺴﺎﺭ) i. (Fars. kūh “dağ” ve yer bildiren -sār ekiyle kūh-sār) Dağlık yer, dağ tepesi: Gehî şeş-per gehî şeş-pâre oldum / Gehî kûhsâra düştüm hayme kurdum (Şemseddin Sivâsî).
İfrad haccı yapanların Mekke'ye varınca eda ettikleri ilk tavaf kudûm, kıran ve temettu' haccına niyet edenlerin ise umre tavafıdır. Kıran haccı yapanlar umreyi tamamladıktan sonra kudûm tavafını eda ederler.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri