Kussmaul solunum: Solunumun derinliği ile beraber hızı da normalden çok fazla artar. Genellikle metobolik asidoz ve diabet (şeker) komasında görülür. Biot solunum: Solunum 2-3 solunumda bir yavaşlar.
Kussmaul Respiration (Kussmaul Respirasyon): Kussmaul solunum. Hava açlığı nedeniyle derin soluk alıp verme ile belirgin solunum şeskli.
Solunum, iç ve dış solunum olmak üzere iki şekilde gerçekleşir. Akciğerlerde, kan ile atmosfer havası arasındaki O2 ve CO2 alışverişine dış solunum; (pulmoner solunum) kan ile doku hücreleri arasındaki O2 ve CO2 alışverişine ise iç solunum (doku solunumu) denir. ekspirasyon olmak üzere iki aşamada gerçekleşir.
Solunumun derinliği normal ve düzenlidir. Bu durum, bazı ilaçların ve hastalıkların yan etkisi olarak ortaya çıktığından, iyi bir özgeçmiş alınmalıdır. Apne: Solunumun, geçici bir süre durmasıdır. Kalıcı olarak solunumun durması solunum arresti olarak adlandırılır.
Hızlı, yüzeysel solunuma, aynı zamanda taşipna da denir, bu durumda belli bir dakikada normalden daha fazla nefes almaya başlarsınız. Hiperventilasyon terimi, hızlı, derin nefes alma için kullanılır. Taşipna birçok farklı durumun sonucu olabilir ve bir tedavi planı uygulamadan önce gerçek nedenini belirlemeniz gerekir.
İlgili 44 soru bulundu
Solunum sistemi; dış solunum, iç solunum ve hücresel solunum olarak incelenir.
3- Polypnea: Hızlı ve yüzeysel yapılan solunuma denir.
Cheyne-Stokes Solunumu, santral apne/hipopnelerin hiperpne ile dönüşümlü olarak izlendiği, solunmdaki siklik dalgalanmalardır. Bir kreşendo solunumu (hiperpne), bir dekreşendo solunum takip eder ve bu olay apne ya da hipopne ile son bulur.
Hırıltılı solunum, nefes alıp verme esnasında akciğerlerden düdük sesi, ıslık veya hırıltı benzeri sürekli (250ms'den uzun) bir sesin duyulmasıdır. Bu ses oskültasyon ile duyulabileceği gibi, dışardan kulak ile ya da hasta tarafından da duyulabilir. Hava yollarının obstrüksiyonundan kaynaklanır.
Uyku apnesi, uyku esnasında solunumun durması olarak tanımlanabilir. Uyku apnesi sendromunda, uyku sırasında birkaç saniye süren geçici boğulmalar yaşanabilir. Bu boğulma anında kandaki oksijen seviyesi düşerek, beynin uyanmasını sağlar. Beyin solunum fonksiyonlarının durduğunu haber vermek için vücudu uyandırır.
Oksijenli Solunum (Aerobik): Oksijen yardımı ile besin monomerlerinin parçalanarak enerjinin üretildiği solunum reaksiyonudur. Oksijensiz Solunum (Anaerobik): Oksijen olmadan besin monomerlerinin parçalanarak enerjinin üretildiği solunum reaksiyonudur.
Akciğerlere girip çıkan maksimum hava miktarının göstergesidir. Akciğerlerin mümkün olan en büyük inspirasyon hareketi sonrasında akciğerlerde bulunan maksimum hava miktarıdır. bulunur. Değeri 4600+1200=5800 ml dir.
Solunum sisteminde burun ve ağız yardımıyla dışarıdan alınan havanın içindeki oksijen sırayla yutak, gırtlak ve soluk borusundan geçtikten sonra akciğerlere gelir. Akciğerlerde bronş ve bronşcuklardan geçerek alveollere gelir. Alveollerin iç kısmının nemli tutulması solunumu kolaylaştırmaktadır.
Solunum, fizyolojik bir olaydır ve yaşam için gerekli oksijeni sağlar. Dış ortamdan alınan hava içindeki oksijen ile organizma içindeki karbondioksitin karşılıklı olarak yer değiştirmesi solunum (respiration) olarak tanımlanır. Solunum fonksiyonu iç ve dış solunum olarak iki bölümde incelenir.
Eğer bu sesler hastaya yaklaşıldığında ste- teskopsuz bir şekilde duyulursa wheezing olarak isimlendi- rilir. Ayrıca trakea darlıklarda inspiryumda steteskop yardı- mı olmadan duyulun sürekli sese de stridor denmektedir. Stri- dor ve wheezing steteskopsuz duyulabilen seslerdir (1).
Stridor üst solunum yollarının yarı tıkanıklığı nedeniyle türbülan hava akımı oluşması sonucunda duyulan ıslığa benzer, kaba, yüksek frekanslı ek solunum sesleri. Daha çoklukla inspiryumda duyulur. Yenidoğanlarda stridorun en sık nedeni laringomalazidir.
Stridor, hava yolu obstruksiyonu nedeniyle, daralmış hava yolundan türbülan hava akımının geçmesiyle oluşan solunum sesidir ve en belirgin şekilde inspirasyon sırasında duyulur.
Cheyne-Stokes solunumu, non-hiperkapnik, kreşendo ve dekreşendo solunum paternini izleyen santral apne ve hipopneler ile karakterize periyodik ve patolojik bir solunum tipidir (9). İleri yaş, erkek cinsiyet, hipokapni, atriyal fibrilasyon, KY ya da sol ventrikül disfonksiyonu, CSS için başlıca risk faktörleridir (2).
Cheyne Stokes solunumu tidal volümde büyük miktarlarda azalma ve artma şeklinde dalgalanma ve genellikle arada santral apne ile karakterli, kalp yetersizliğinde görülebilen bir solunum şeklidir. Periyodik solunum tidal volüm amplitüdünde siklik dalgalanmalarla karakterli bir solunum şeklidir.
olarak da bilinen Cheyne-Stokes solunum (RCS), artan. azalan ritmi izleyen düzensiz solunum ile karakterize. bir tür merkezi uyku apnesidir.
Difüzyon: Solunum membranı yolu ile akciğer alveollerindeki oksijenin akciğer kapillerleri içindeki kana, kandaki karbondioksitin de yine aynı yolla alveollere geçişi solunumun difüzyon fazını oluşturur. Atmosfer havası ile kan arasındaki gaz değişimini ifade eden bu faz dış solunum olarak da adlandırılır.
Reziduel volüm (RV) : Maksimum ekspirasyondan sonra akciğerlerde kalan ve çıkarılamayan hava miktarıdır. Yaklaşık 1500 ml'dir. Fonksionel rezidüel kapasite (FRC) : Normal ekspirasyondan sonra akciğerler- de kalan hava miktarıdır.
Alveolden alınan O2, kan yolu ile kalbe ve oradan da dokulara taşınır, bu olayın tümüne perfüzyon denir.
Bir glukozdan aerobik metabolizma yoluyla 38 ATP üretilirken, anaerobik yöntemle sadece 2 ATP üretilir. Bu nedenle dokular için oksijen yaşamsal önem taşımaktadır.
Trake solunumu: Karada yaşayan eklem bacaklılardan böcekler ve çok ayaklılarda trake solunumu görülür. Bu canlıların karın bölmelerinin altındaki her kısımda stigma adı verilen bir çift açıklığa bağlı trake boruları aracılığı ile hava, iç organlara kadar taşınır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri