Söz konusu olguya ilişkin olarak Yavuz (2009a) masalların dil ve anlatım özelliklerinin, dil öğretimi açısından önemi üzerinde durmaktadır: “Masallarda dil yalın bir Türkçedir. Anlatımda betimlemeler oldukça az yer alır. Masalın bütününe hareketli bir dil hakimdir. Böyle olunca da betimleme değil, eylem ağırlıklıdır.
Genellikle tekerlemelerle ve şiirsel dil kullanılır. Dil genellikle geçmiş zaman kipi ile kullanılır. Kahramanlar genellikle olağanüstü güçlere sahip olabilirler ve moral değerlere dayalı özellikler taşırlar. Masallar genellikle bir öğreti taşır, okuyucuya bazı değerleri benimsetmek için kullanılır.
Masal ya da erteği esas itibarıyla sözlü anonim halk edebiyatı ürünü, kahramanları arasında olağanüstü kişi veya yaratıkların bulunabildiği, anlatılan olayların tamamen gerçek dışı olduğu, yer ve zaman ögesinin ise daima belirsiz olduğu bir anlatı türüdür.
Hemen hemen bütün masallarda dinleyicilere verilen mesaj: Onları iyiliğe, dürüstlüğe, güzelliğe, doğruluğa, çalışkanlığa yöneltecek evrensel, ortak bir mesajdır. Kültürlerarası evrensel ortak değerlerin oluşup yayılmasında masalların son derece önemli bir yeri ve rolü olduğu rahatlıkla söylenebilir.
Buna göre masalların iki temel özellik vardır: Olağanüstülük ve öğüt verme.
İlgili 23 soru bulundu
Masal türlerinde kahramanlar olağanüstü yaratıklar ve hayali karakterlerden oluşmaktadır. Anlatılan olaylar tümüyle gerçek dışıdır, zaman ve mekan kavramı bulunmaz. Masalı, öykü ve destan gibi türlerden ayıran en temel özellik ise gerçek dışı ögeler barındırması, zaman ve mekan kavramının bulunmamasıdır.
Masal anlatıcısı dinleyicinin dikkatini toplayabilmek için masalın başında, sonunda ve bazen uygun görülen yerlerde masal tekerlemeleri söyler. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde; pireler berber, develer tellal iken, ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken bir karı koca varmış.
'Arapça "mesel" kelimesinden dilimize geçmiş olan ve Anadolu'da , "masal" olarak kullanılan terim, diğer Türk diyarıarında "ertegü, ertek, erteki, çöçak" gibi kelimelerle ifade edilmektedir.
Masalın özelliklerinden bazıları şunlardır; Olağanüstü olaylar yaşanır, tamamen hayal ürünüdür. Kalıplaşmış ifadeler ile başlar ve biter. Yer ve zaman belirsizdir.
İlk bölümün adı döşemedir. ''Bir varmış bir yokmuş'' ile başlayan tekerlemelerin tamamı masalların döşeme kısmını oluşturur. Serim bölümünde masalın ana kahramanları genel özellikleri ile birlikte tanıtılı. Düğüm bölümünde gerçekleşen olaylar çözüm bölümünde bir sonuca bağlanır.
Masalların mutlu sonla bitmesi bu nedenle olmalıdır. Anlatının sonunda kötüler cezalandırılır, iyiler mükâfatlandırılır. Bazen dinleyicilerin olaylardan ders çıkarmaları istenir ve masal bir nasihatle biter.” (Özkaynak, 2013: 118).
Masallar dört tür altında toplanır: hayvan masalları, olağanüstü masallar, gerçekçi masallar ve tekerleme masallar.
İlk türkçe masal kitabı sözlü gelenekten derlenmiş olan Billur Köşk Masalları'dır. Halk arasında ağızdan ağıza yayılan binlerce anonim masal, Nasrettin Hoca fıkraları, Keloğlan masalları, Karagöz oyunları, tekerlemeler olmasına rağmen çocuk edebiyatının gelişmesi Tanzimatla (1839) başlamıştır.
Hanım” diye bilinen müellifin aslında kim olduğu ortaya çıkarılmıştır. Buna göre; K. D. kısaltmasıyla Türk Masalları adlı eseri neşreden müellif, “Kâşif Dehrî” müstear ismini kullanan meşhur Dagıstanlı Hüseyin Kâmî Bey'dir. Dehrî, Ziya Gökalp, Masal, Halk Bilimi.
Arapça kökenli isimlerden birisi olan Masal ismi kız çocuklarına verilen isimler arasında yer almaktadır.
Masal anlatıcılığı, bir masalı etkileyici ve çarpıcı bir şekilde anlatmak için kullanılan bir tekniktir. Masal anlatıcısı, hikâyeyi sözlü olarak aktarırken, kullanılan tonlama, jestler ve vurgularla dinleyicilerin hayal gücünü canlandırmak ve masalın atmosferini yaratmak için çaba sarf eder.
Masallar, halkın oluşturduğu eserlerdir, bu yönüyle anonimdir. Masalların konusu genellikle iyilik-kötülük, dürüstlük-yalancılık, alçakgönüllülük-kibir gibi zıt konulardan oluşur. Masallarda dini ve milli kavramlar bulunmaz. Masallar evrenseldir.
Masal ve mitolojilerde sıkça görülen bir tema, kahramanın yolculuğudur. Kahraman, genellikle olağanüstü bir görevi yerine getirmek veya bir zorluğu aşmak için yola çıkar. Bu yolculuk, fiziksel, duygusal veya manevi bir değişimle sonuçlanır. Masal ve mitolojiler, iyilik ve kötülük arasındaki savaşı sıkça işler.
Uzmanlar gerçek halk masalları ile edebi masalları ayrı değerlendirir. Birinciler anonimdir ve tarihleri belli değildir; edebi masalların ise yazarı da tarihi de bellidir; ama hikâyelerin aktarımında iç içe geçmiş unsurlar vardır, girift özellikler taşırlar.
Sözlü edebiyat geleneğinin bir parçası olan masallar, Türk kültüründe ve edebiyatında önemli bir yer tutar. Sıklıkla doğa üstü olayların anlatıldığı bu eserlerde kendi içerisinde dörde ayrılır. Hayvanların konuşturulduğu kısa masallara Fabl denir. Gerçekçi masallarda ise doğa üstü olaylara yer verilmez.
Halk anlatılarının, ağızdan ağıza, kuşaktan kuşağa sürüp gelen, çoğunlukla olağanüstü durum ve olayları yine olağanüstü kahramanlara bağlayarak anlatan türlerine masal denir.
Masallar, salt metinlerden ibaret olmayıp toplumun ve doğal olarak toplumu oluşturan bireylerin hoşça vakit geçirmesi, eğlenmesi, eğlendirmesi; değerlere, toplum kurumlarına ve törelere göre toplumun eğitilmesi; kültür aktarımını sağlayarak topluma yardım etmesi fonksiyonlarıyla öne çıkar.
Genellikle halkın yarattığı, ağızdan ağıza, kuşaktan kuşağa sürüp gelen, çoğunlukla olağanüstü durum ve olayları yine olağanüstü kahramanlara bağlayarak anlatan halk hikâyelerine masal denir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri