Mikro aldatma, ilişki içindeyken bir başkasıyla çok fark edilmeden, zararsız ama uygunsuz bir şekilde yakın ilişkiler kurma anlamına geliyor. Elbette aldatmanın hangi boyutunun 'zararsız' olup olmadığı kişinin değerlerine ve ilişkilere bakış açısına göre değişebilir.
Aldatma, fiziksel, duygusal ve zihinsel olarak üç farklı şekilde olabilir. Aldatma, fiziksel, duygusal, zihinsel olmak üzere üç farklı şekilde görülür.
“1- Pasif aldatma: Kişinin partneri dışında ikinci bir şahısla girmiş olduğu herhangi bir paylaşım veya hoşlantıdır. 2- Aktif aldatma: Genelde ilişki için karar alınması gereken bir durumdur. İkinci bir şahsa karşı cinsel, duygusal, fiziksel ve mekansal anlamda yakınlıktır.
Bazı araştırmalar 'one night stand' denilen tek gecelik ilişkilerin daha affedilebilir olduğunu, duygusal yakınlığın var olduğu ilişkilerin ise affedilmekte güçlüklere yol açtığını söyler. Çift arasındaki aldatmanın doğasında olan 'travmatik etki' de duygusal aldatmalar da daha fazla olduğunu söyleyebiliriz.
Sadakatsizlik ve Aldatma. Eş dışındaki biriyle kurulan duygusal ya da cinsel etkileşim ve ilişkinin sanal olması aldatmayı geçersiz kılmıyor.
İlgili 38 soru bulundu
Psikiyatrist Murat Dokur da şöyle destekliyor: "Kişilerin kendilerini daha iyi, daha güzel hissedebilmelerine, sevebilir ve sevilebilir olmalarına yardımcı olan 'sosyal flört' aldatma değildir. Hatta bu şekildeki bir iyi hissedişin ilişkilere doğrudan yararı olduğunu söyleyebiliriz."
Bazen kızar aldatır, bazen hırslanır aldatır, bazen başkasını beğenir de aldatır bazen de kendini kanıtlamak için aldatır. Yani karısına sevgi beslediğini söyleyip de aldatan erkek sayısı hiç de az değildir. Bu anlamda sevgi kavramı, aldatmak için bir ölçü olmamaktadır. Olmalıdır ama ne yazık ki olmamaktadır.
Birçok hukuki yargıya göre, sanal aldatma durumunda duygusal ihanetin somut kanıtları sunulabiliyorsa bu, boşanma sebebi olarak kabul edilebilir. Bir eş, diğerinin sanal aldatma nedeniyle duygusal olarak zarar gördüğünü ve ilişkinin olumsuz etkilendiğini kanıtlayabilirse, bu durum mahkeme tarafından dikkate alınabilir.
TMK 161 hükmüne göre aldatıldığını öğrenen eş, aldatan eşe karşı boşanma davası açılabilir. Aldatma (zina) olayının mevcut sayılabilmesi için en önemli şart cinsel ilişkidir. Yargıtay'a göre, cinsel ilişkinin varlığının kesin olarak veya güçlü karinelerle kanıtlanmış olması gerekir.
Fiziksel sadakatsizlik boyutuna ulaşmayan ancak kendi içinde bir ihanet gibi hissettiren bu eylemlere 'mikro aldatma' deniyor.
- 20'li yaşlarının sonlarında, 30'lu yaşlarının başında, 4-5 yıldır evli olan kadınlarda aldatma vakaları sık görülüyor. Bu dönem kadınların orta yaş bunalımı olarak da adlandırılıyor.
Zinanın söz konusu olabilmesi için eşlerden birinin bir başkasıyla cinsel ilişkiye girmesi gerekmektedir. Sarılmak, öpmek zina sayılmaz ancak teşebbüs aşamasında kalan zinadan bahsedebilmek adına ispat kolaylığı sağlar.
Yalan söylemek başlı başına bir aldatmadır. Eşlerin birbirlerinden gizledikleri sırlarının olması, söylenmesi gerekten bir şeyin saklanması da bir tür yalandır. Bazı durumlarda eşler karşılaşacakları tepkiden rahatsızlık duyacakları için yalan söyler ya da sır saklarlar.
Aldatma, genellikle ilişkideki çözülmemiş sorunlar ve bu nedenle yaşanan hayal kırıklığı için bir çıkış noktası olarak görülebilir. İnsanlar partnerleriyle bir yere varamadıklarını düşündüklerinde, mevcut partnerleriyle yaşadıkları sorunlardan ve çatışmadan kaçmak için aldatabilirler.
İlişkilerindeki sorunları çözemeyen ve bağlandığı insandan kopamayan insanlar sorunlarından dolayı aldatmaya yönelirler. Ayrıca yalnız kalma ve özgüven korkusu da var olan ilişkinin bitirilememesini ve aldatmayı beraberinde getirir.
Ters ilişki doğal olmayan yolardan cinsel ilişki kurulmasını anlamına gelmektedir. Eşini doğal olmayan yollardan cinsel ilişkiye zorlamak cinsel şiddet içeren bir davranış şeklidir ve boşanmayı gerektirir. Hayatın olağan akışına uygun olmayan cinsel taleplerin tamamı haklı boşanma nedeni oluşturacaktır.
Aldatılma sonrası cinselliğe devam etmek, aldatılanın özgüvenini kazanmak ve kaybetmekten korkmasının göstergesidir. Cinsellik yaşamaya devam etse de duygusal olarak kendisi ile çatışır. Bu süreçte aldatılan istemediği sürece cinsellik yaşanmaması gerekir ancak aldatılan cinselliği koz olarak kullanmamalıdır.
Aldatılan eş bunu, mahkemede telefon kayıtları deliline dayanarak ispatlayabilir. Aldatan eşin telefon kayıtlarının celbinin mahkemeden talep edilmesi ile mahkeme ilgili operatöre müzekkere yazarak telefon kayıtlarını ister. Operatör, abonesine ait 5 yıl süreyle sakladığı telefon kayıtlarını mahkemeye verir.
Uygunsuz Video İzlemek Zina Sayılır mı? Zina sebebiyle boşanma davasında zinanın varlığı cinsel birlikteliğin yaşanmış olmasıdır. Eşin uygunsuz video izlemesi boşanma sebebi olarak gösterilebilecekken bu davranış zina fiili olmayacaktır.
Boşanma davalarında hukuka uygun birçok delil sayılabilir: Banka dekontları ve banka hesap dökümleri, mesajlaşma ekran görüntüleri, telefon arama ve kısa mesaj(SMS) kayıtları, tanık beyanı, uzman görüşü, bilirkişi raporu, düğün CD'leri ve nüfus kayıtları bu delillerin başında gelir.
Boşanma davasında zinanın ispatı her türlü delille mümkündür. Bu bağlamda, tanık ifadeleri, fotoğraflar, mesaj içerikleri, ses kayıtları vb. deliller zina sebebiyle boşanma davasında ispat aracı olarak kullanılabilir.
Özellikle 19-29-39 ve 49 yaşları aldatmada en sabıkalı yaşlar. Araştırmada, insanların özellikle bu yaşlarda “taze heyecan” aramaya ve seçenekleri değerlendirmeye daha açık olduğu belirtildi. 1000 kişiyle anket yöntemiyle yapılan araştırma, aldatmanın en çok 39 yaşında gerçekleştiğini de ortaya koydu.
Aldatan erkek, içten içe yaptıklarından ötürü vicdan azabı çeker. Böylesi durumlarda aldatma ile ilgili hiçbir olayı duymak istemeyen erkek; aldatma temalı bir film izlerken ya da bir aldatma haberi okurken huzursuz olur ve konudan uzaklaşmaya çalışır.
Diğer taraftan monogam olarak değerlendirilen kadınların aldatma oranlarının yükseldiği gerçeği var. Journal of Marital and Family Therapy dergisindeki araştırmaya göre evlilik dahil herhangi bir ilişkide aldatma sonuçları kadınla erkekte neredeyse eşit: Erkeklerde %57, kadınlarda %54.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2025 Usta Yemek Tarifleri