müsebbebat / müsebbebât Bir sebeple olanlar, sebeple meydana çıkanlar. Neticeler.
müsebbet ne demek? Sabit kılınmış, tesbit olunmuş.
müktesebat / مكتسبات
Elde edilmiş olanlar. Kazanılmış olanlar. Çalışmak suretiyle kazanılmış olanlar.
müsebbib / مسبب
Sebep, vesile ve mucib olan. Vücuda getiren, kuran.
Müşebbeh TDK sözlük anlamı şu şekildedir: sıfat,eskimiş Bir şeyle arasında benzerlik bulunan, benzetilen.
İlgili 30 soru bulundu
Müsebbip Kelimesinin Anlamı Nedir? Türk Dil Kurumu kaynaklarına baktığımız zaman müsebbip kelimesinin, herhangi bir durumun oluşmasına neden olan ya da bu duruma yol açan anlamına gelmektedir.
Ad. Bir şeyin olmasına, yapılmasına sebep olan, yol açan (kimse veya şey).
Dilimize Arapçadan geçmiş olan müktesebat kelimesi, iktisap sözcüğünden türetilmiştir. İktisap kazanmak ve temin etmek anlamına gelirken, müktesebat da deneyim ve gözlem yoluyla elde edilmiş bilgiler ve kazanılmış tecrübeler demektir.
Arapça kökenli bir sözcük olan müteakip, ek olarak kullanıldığında sonrasında ve devamında anlamına gelir.
Avrupa Birliği Müktesebatı (acquis communautaire), temel Avrupa Birliği anlaşmalarında ve diğer yardımcı hukuk kaynaklarında (tüzük, karar, yönerge vs.) yer alan kural ve kurumlar bütününü ifade etmektedir.
müsbit / مُثْبِتْ
İsbat eden, tesbit eden. Hakikat olduğunu, doğruluğunu belli eden.
Arapça bdd kökünden gelen mustabidd مستبدّ "başına buyruk yönetici, despot, tiran " sözcüğünden alıntıdır.
MÜBÂYİN. 1. Ayrı, farklı olan, farklı, başka. 2.
mübayenet / mübâyenet / مُبَايَنَتْ
Ayrılık. Tutmazlık. Başkalık.
Arapça kökenli bir sözcük olan müteakip, ek olarak kullanıldığında sonrasında ve devamında anlamına gelir.
Dilimize Arapçadan geçmiş olan mütenahi kelimesi, bir yerin sonu ve sonu olan zaman anlamına gelir. Farsçada ''na'' eki ise başına getirildiği eklere olumsuz anlamı katar. Na ve mütenahi kelimelerinin birleşmesiyle oluşmuş olan bu kelime sonsuz manasına gelir.
mükerrem / مُكَرَّمْ
Hürmet ve tâzim edilen. İkram olunmuş. Muhterem. Kerim olan. (İnsan fıtraten mükerrem olduğundan, hakkı arıyor.
münafese - منافسه
معارضه کردن و حسد بردن. (غیاث). منافسة.
(Kavd. dan) İnkiyad eden, boyun eğen, muti olan, itaat eden.
münafık / münâfık / منافق / مُنَافِقْ İki yüzlü, araya nifak sokan. Fitnekâr. Ahdini bozan, yalan söyleyen, hıyanet eden.
Despot TDK kelime anlamı hakkında detaylar. TDK açısından bakıldığı zaman Despot kelimesi, 'Zorba' anlamına geliyor. Aynı zamanda herhangi bir durum söz konusu olduğunda zor kullanan kişi, toplum ya da yönetici şeklinde de ifade edilebilmektedir.
Türk dil kurumuna göre Müstebit kelimesinin sözlük anlamının zorba ve baskıcı manalarına geldiğini söylemek mümkündür.
müstebid / müstebîd / مستبد / مُسْتَبِدْ
Başlı başına, müstakil olan. Emri altındakilere söz ve hürriyet hakkı tanımayan, istibdat yapan. Despot.
Sözlükte “ağır olmak” mânasındaki sikal kökünden türeyen miskāl kelimesi “ağırlık” demektir. Terim olarak altın, gümüş, ilâç ve gülyağı gibi değerli şeylerin tartılmasında kullanılan bir ağırlık ölçüsü birimini ifade eder. Ayrıca örfte 1 miskal ağırlığındaki dinarlara da (altın sikke) bu isim verilmiştir.
MÜZİÇ – MÜZ'İC
(ﻣﺰﻋﺞ) sıf. (Ar. iz'āc “rahatsız etmek”ten muz'ic) Rahatsızlık veren, huzursuz eden, sıkıcı, bunaltıcı, bıktırıcı: … Fehm ü dâniş, akl ü istihrâc hep muzlim / Bütün rûhumda müz'ic bir cemâdiyyet olur nâim (Tevfik Fikret).
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri