Osmanlı ordusunda ise kaleleri koruyan askerlere müstahfız denilirdi. 1826'da Yeniçeri Ocağının kaldırılmasıyla beraber müstahfızlık da ortadan kalkmıştır. Redif teşkilatının oluşturulmasının ardından, müstahfızlık rediflikten sonraki askerlik hizmetinde bulunanlar için kullanılmıştır.
Osmanlı askerî teşkilâtında kale muhafızları için kullanılan terim. Sözlükte “korumak; ezberlemek” anlamlarındaki hıfz kökünün “istif'âl” kalıbından türeyen müstahfız kelimesi “koruyan, muhafaza eden” demektir.
- Mustahfız timarı, kale korumasında görevli olanlara verilen timardır.
Muhafız kelimesi ise koruyan ve muhafaza eden demektir. Osmanlı döneminde padişahı ve vezirleri korumakla yükümlü kişilere muhafız denirdi.
Askeri Sınıf
ilmiye ve kalemiye gruplarıdır.
İlgili 29 soru bulundu
Kitâbet sınıfı olarak da bilinir. Bürokrasi, diplomasi ve mali işlerden sorumlu, kısacası defter işlerinden sorumlu kişiler bu sınıfa dahildir. Kalemiye Sınıfının en üst rütbesi Nişancı'dır. Nişancı, Divan-ı Hümayun'de verilen kararlara, Padişah'ın tuğrasını çekmekle görevliydi.
Belgelere göre ümera denilince: sadrazamlar, vezirler, beylerbeyleri, sancakbeyleri, subaşılar ilk akla gelen kişilerdir (AŞS. 68/754: 504; AŞS.102/788:707).
Osmanlı Türkçesi
[2] Evlat, oğul.
Muhallefat, ölen şahısların geride bıraktığı tüm mal varlığı için kullanılan bir terimdir (Özcan, 2005, s. 406). Devlet adına çalışırken edinilen malların kamuya ait sayılması kuralına dayanılarak uygulanan müsadere işlemine göre şekil almıştır.
Derbent Farsça kökenli bir kelime olup, Der: Geçit, Bent: Tutmak gibi iki kısımdan ibarettir. Osmanlılar döneminde dağlar üzerinde, geçit yerlerinde ve boğazlarda karakol niteliğinde kurulmuş yerlere Derbent ve bu karakollarda görev yapan askerlere Derbentçi ismi verilmiştir.
Dizdar kalenin ve şehrin güvenliğinden sorumlu bir yöneticidir. Timar sahibi olması dolayısıyla bir askerîdir. Sefer zamanında sefere çağ- rıldığında orduya katılmakla yükümlüdür. Bundan dolayı bağlı bulundu- ğu makam beylerbeyi ve sancakbeyidir.
Beylerbeyinin kendi beratı ile tahsis ettiği tımarlara tezkeresiz tımar, bir tezkire ile merkeze teklif ettiği tımarlara tezkereli tımarlar denilmekteydi.
Osmanlı kuvvetleri kapıkulu, eyalet -ki bunda hudut kuvvetleri de dahildir- ve deniz kuvvetleri olarak üç kısımdı.
Zeamet, Osmanlı İmparatorluğu toprak düzeninde yıllık geliri 20.000 akçeyle 100.000 akçe arasında olan topraklar ve bu topraklardan alınan vergidir. Eyalet merkezlerinde oturan üst düzey yöneticilere (hazine ve tımar defterdarına, sancaklardaki alay beylerine, kale dizdarlarına, divan kâtiplerine, vs.) verilirdi.
Tımar Kelimesinin Güncel Sözlük Anlamı Ne Demektir? Cevap: Mülkiyet yolu ile tasarruf olunan yerler (Mülk, tımar toprağı).
Müşîr (Osmanlıca: مشير), Osmanlı Devleti'nin son dönemi ve Türkiye'nin ilk yıllarında kullanılan, günümüzdeki en yüksek askerî rütbe olan mareşale denk olan rütbe.
Osmanlı'da tereke defterleri, hukuki tasniflerde Şer'iyye Sicilleri içinde yer almaktadır. Bu siciller, Osmanlı mahkemelerinde verilen kararların ve tutulan kayıtların toplandığı defterlerden oluşmaktadır4.
Mirasçı, mirasbırakanın ölümü durumunda, malvarlığının ve borçlarının tamamını yasal düzenlemelere veya vasiyetnameye göre pay alacak olan kişi yada kişilerdir. Yani, mirasçılar, ölen kişinin mal varlığındaki tüm aktifleri (varlıklar) ve pasifleri (borçlar) dahil olmak üzere mirasını devralırlar.
Ölenin geride bıraktığı mallar (tereke) ile ilgili yapılacak işlemler sırası ile şöyledir: 1) Techiz ve tekfin masrafları karşılanır. 2) Borçları ödenir. 3) Terekenin üçte birini aşmamak kaydıyla vasiyeti yerine getirilir.
Osmanlı saltanatında unvanlar babadan oğla geçer, padişah oğulları "şehzade", kızları "sultan"dır. Şehzadelerin çocukları yine şehzade, kızları yine sultandır.
Padişahların valideleri için Valide Sultan, ka- dınları için Haseki Sultan, Hürrem Sultan,10 padişahların kızlarının kızları için de hanım sultan şeklinde kullanılan kelime, çalışmamızda padişahların kızlarını ifade eden kavrama inhisar edilmiştir.
Farsça kökenli peder sözcüğü de Türkçede zaman zaman papaz anlamında kullanılır. Papaz kelimesinin diğer dillerdeki kökü Yunanca büyük, ileri gelen mânâsındaki presbus'tan gelir. Rahip sözcüğü Arapça rahab (korku, hürmet) kökünden gelir. Peder sözcüğü ise "baba" anlamına gelir.
Terimin ilk olarak İran coğrafyasında ortaya çıktığı, daha sonra Selçuklular aracılığıyla Osmanlı Devleti'ne geçtiği tahmin edilmektedir. Reaya sınıfının görevi üretim yapmak ve vergi vermektir. Kelimenin diğer anlamı "koyun sürüsü"dür.
Kazasker ya da kadıasker, Osmanlı Devleti'nde şeri davalara bakan askeri hakim. Yetkileri arasında kadı, müderris ve din görevlisi atamaları, kadı kararlarını bozma, değiştirme ve yeni kararlar oluşturma gibi maddeler vardır. Yani kadı kararlarına itiraz kazaskerliğe yapılırdı.
Harac-ı Mukasem: Harac-ı muvazzaf gibi maktu bir şekilde alınmayıp ekilen arazi üzerinden elde edilen ürünün belli bir oranında (1/10 ile 1/2 arasında) ve yerin verimi esasına göre alınmak üzere belirlenen bir vergidir. Diğer bir ifadeyle, haracın mukasem kısmı öşürdür.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri