Meselâ Bedreddin ez-Zerkeşî Dâvûd ez-Zâhirî'yi (ö. 270/884), Şinkītî İbn Kuteybe'yi (ö. 276/889), Kurtubî Taberî ve Bâkıllânî'yi (ö. 403/1013) mütekaddimînden saymaktadır (Muhammed b. Ahmed el-Kurtubî, I, 47; Zerkeşî, II, 178; Muhammed Emîn b.
O halde müteahhirûn dönemini kelam ve felsefe söz konusu olduğunda on ikinci yüzyılda Fahreddîn er-Râzî, tasavvuf söz konusu olduğunda ise on üçüncü yüzyılda, İbnü'l-Arabî ve Konevî ile başlatmak mümkündür.
Osmanlı dönemi ilim çevresi, genel hatlarıyla müteahhirîn dönem İslam düşüncesinin devamı, bu dönemde geliştiği şekliyle İslamî ilimlerin varisi konumundadır. Müteahhirûn dönemi genellikle Fahreddin er-Râzi ve Âmidî nesliyle başlatılır.
Hadisleri öğrenip rivayet etmekle meşgul olan kimse.
Mütekaddimûn İlm-i Kelam dönemi denildiğinde, genelde Eş'ârî ve Mâtürîdî ile başlayıp İmam Gazâlî ile son bulan Ehl-i Sünnet kelam dönemi kastedilmektedir9. Mütekaddimûn dönemi kelamı şekil, muhteva ve yöntem bakımından kendine özgü bir kelamdır. Dönemin en belirgin özelliklerinden biri Mu'tezile'ye karşı olmaktır.
İlgili 25 soru bulundu
Hanefi mezhebinin dördüncü kuşak alimlerinden biri olan Matüridi, Mukatil Er Razi, İshak El Cüzcani ve Ebu Nasr El İyazi'den ders almıştır.
Bu dönemin önemli kelâmcıları arasında Bâkıllânî, İbn Fûrek, Ebû Bekir el-Beyhakī, Cüveynî, Hakîm es-Semerkandî, Ebû Seleme es-Semerkandî, Ebü'l-Yüsr el-Pezdevî ve Ebü'l-Muîn en-Nesefî yer alır.
Cerh ta'dîl ilminde müteşeddit olarak tanınan âlimler şunlardır: Şu'be b. el-Haccâc (ö. 160), İmâm Mâlik (ö. 179), Yahyâ b. Sa'îd el-Kattân (ö. 198), Yahyâ b. Ma'în (ö.
2000'den fazla hadis rivayet eden sahâbîler için kullanılan terim.
Buhârî ya da tam künyesiyle Ebû Abdillâh Muhammed bin İsmâîl bin İbrâhîm el-Cu'fî el-Buhârî (810, Buhara - 869, Semerkant), Buharalı Fars bir muhaddistir.
Önce gelenler, öne geçenler, daha önce gelip geçen anlamında bir terim. İslâm hukukçuları genelde ilk üç asırda yetişmiş âlimler hakkında kullanılır. Hicrî ilk üç asırdan sonra gelen âlimlere ise, sonrakiler anlamına gelen Müteahhirun* ismi verilmiştir.
1 Buna göre İslâm'ın başlangıcından IV. (X.) yüzyılın başlarına kadar devam eden zaman dilimi İslâm ilimleri tarihinde genellikle mütekaddimûn devri olarak adlandırılmaktadır.2 Ancak iki dönemi ayıran geçiş süresi bazen bir asrı bile aşabilmektedir.
Kelamcılar, İslam'ın inanç esasları, ahiret, tevhid, ibadet ve nübüvvet gibi konularla ilgilenir. Bu yazımızda kelam ilmiyle ilgili merak edilenleri ayrıntıları ile derledik.
Bu eser sadece bir Eşari kelamcısı olan İmam Gazali'nin kelami düşüncelerini ele alan bir eser değildir, aynı zamanda İbn Sina'nın üretmiş olduğu Aristocu mantığı çok usta bir şekilde kullanarak kendi kelami görüşlerini savunduğu bir eserdir.
Sünni itikad mezheb imamlarından Ebü'l Hasan Eş'arî Sünni kelam ilminin kurucularından sayılır; akıl ve nakili birlikte kullanır.
Kelam'ın ilk döneminde, dinin temel öğelerini saptama çabası sebebiyle Usulu'd-Din ve İslam Dini'ni doğru anlama ve yorumlama faaliyetlerinin en ciddisi anlamında Fıkhu'l-Ekber olarak adlandırılmış olması da bunu göstermektedir.
Nedir ashabı meymene? 1- Genellikle “amel defterleri sağdan verilenler”, veya “sağın sahibi,” “sağın taraftarları” şeklinde anlam verilen “Ashabı meymene;” Arapçada bir deyim olup, çok değerli, şerefli, onurlu ve önemli kimseler için kullanılmaktadır.
Beyyûmî Mehrân, s. 490). Kur'ân-ı Kerîm'de belirtildiğine göre ashâbü'l-Hicr dağlarda oydukları güvenli evlerde yaşayan, Allah'ın âyetlerinden yüz çevirip peygamberlerini yalanlayan bir kavimdi.
Amel defteri sağ taraflarından verilenler, cennetlikler anlamında bir Kur'an terimi.
İbn Ebî Hâtim'in el-Cerh ve't-Ta'dîl isimli eseri, kendisinden sonra telif edilen eserlere kaynaklık etmektedir.
Sözlükte “doğru olmak, adaletle hükmetmek” anlamındaki adl kökünden türeyen ta'dîl “adalete nisbet etmek, adalet sahibi olduğunu söylemek” mânasına gelir. “Zulmetmek” anlamındaki cevr kökünden türeyen tecvîr ise “zulme nisbet etmek” demektir (Lisânü'l-ʿArab, “ʿadl”, “cvr” md.leri).
Cerh ve Ta'dil, hadis rivayet eden kişilerin dini ve bilimsel açıdan eleştirisini konu edinen ilimdir. Cerh ve Ta'dil'in amacı hadisleri, güvenilirlik açısından zayıf olanlardan ayırmaktır. Temel hedefi ise İslam dinini korumaktır.
Anlayış tarzı ve derinlik anlamına gelen fıkıh, özellikle dini açıdan öne çıkan bir yapıya sahiptir. Bu konuda İmamı Gazali, Ebu Hanife gibi daha pek çok önemli isim ön plana çıkar.
1. İbn-i Hayyan (721-815)
İmam Şâfiî, bir fıkıh mezhebinin kurucusu olmanın yanında ictihadlarının büyük kısmını bizzat telif eden ve eserleri günümüze ulaşan nâdir şahsiyetlerden biridir; “kavl-i kadîm” devrine ait temel eseri el-Ḥücce adıyla bilinir ve öğrencisi Za'ferânî bu dönem fıkhının en güçlü râvisi kabul edilir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri