Kudüm ya da nakkare, yarım küre biçiminde bir çift küçük davuldan oluşan vurmalı bir çalgı. Din müziğinin önemli çalgılarından “kudüm”, dindışı ve mehter müziğinde “nakkare” adıyla anılır.
Eskiden def çalan kişilere nakkar denirdir. Bu kelimeden türetilen nakkare ise büyük def anlamına gelir. İlk kez Mehter Takımında çalınan nakkare Osmanlı Devletine özgü bir enstrümandır. Bu kelime 15. yüzyıldan sonra küçük davul manasında kullanılmıştır.
Kökeni Anadolu olan vurmalı bir çalgıdır. Yanyana koyulmuş, birbirinden farklı büyüklükte tas biçimli iki ayrı gövdeye, deve veya keçi derisi gerilmesiyle oluşur. Zahme adı verilen yumuşak veya orta yumuşaklıkta ağaç sopalarla çalınır. Gövdeyi meydana getiren iki çanak, dövme bakır veya ağaçtan imal edilir.
Kelime olarak Arapça'da “uzak bir yerden gelme, ayak basma” anlamına gelen kudûm bazı tarikat toplantılarında, özellikle mevlevîhânelerde, bazan da din dışı mûsikide kullanılan bir usul vurma aletidir.
Kudüm çalmak için uçları yuvarlak “ zahme “ ağaç çubuklar kullanılır. Zahmelerin yumuşak ağaçlardan yapılanları daha makbuldür. Kudüm çalanlara “ Kudümzen “ denir. Mevlevi ayinlerinde semazenler kudümün darplarına göre ayak uydurduklarından , kudüm çok önemlidir.
İlgili 43 soru bulundu
Kudüm ya da nakkare, yarım küre biçiminde bir çift küçük davuldan oluşan vurmalı bir çalgı. Din müziğinin önemli çalgılarından “kudüm”, dindışı ve mehter müziğinde “nakkare” adıyla anılır.
Tef, genellikle ahşap veya plastikten oluşan ve "zil" adı verilen küçük metal çıngırak çiftlerinden oluşan bir çerçeveden oluşan, vurmalı çalgılar ailesinden bir müzik aletidir. Klasik olarak tef terimi davul kafalı bir enstrümanı ifade eder, ancak bazı varyantların kafası olmayabilir.
a) Kudüm Tavafı: “Kudüm”, sözlükte bir yere gelmek veya varmak anlamına gelir. Bir hac terimi olarak, “ifrad haccı” yapanların Mekke'ye vardıklarında yaptıkları ilk tavaftır. Bu tavafın yapılması sünnettir.
Bakır gövdeli vurmalı sazların en eskilerinden olan kudüm, Mevlevi müziğinin, ney ile birlikte vazgeçilmez temel sazıdır. Buradan klasik Türk müziği topluluklarına da geçen bu saza, darpları melodinin seyrindeki adımlara benzetildiğinden, “ayak basma” anlamında “kudüm” denmiştir.
Kudûm - قدوم
|| دلیر. قدائم و قُدُم. (منتهی الارب) (آنندراج).
Mevleviler için bu müzik aleti son derece önemli ve yücedir, bu yüzden ona “kudüm-i şerif” demişlerdir. Kudümün tarihçesi Mevlevi kültürüne dayanır. Kudüm ilk olarak Mevleviler tarafından dini törenlerde çalınmıştır ve daha sonra geliştirilmiştir. Türk Klasik Müziği'nde yerini alması ise 20. yüzyıla doğru olmuştur.
Rebap, çoğunlukla Orta Asya'da kullanılan, çeşitli biçimleri olan telli bir çalgı türüdür. Bir saz türüdür, gövdesi Hindistan cevizi kabuğundan yapılır. Türkiye, İran, Arabistan, Kuzey Afrika, Afganistan, Pakistan, Hindistan gibi ülkelerde bazı mızraplı ya da yaylı çalgılara verilen ortak bir isimdir.
Türkiye'de kudüm, günümüzde kentsel klasik Türk makam müziği ve dinî müziğin tekke müziği dalının, en büyük formu olarak bilinen Mevlevi Ayini formu icrasında yaygın olarak kullanılmaktadır.
Selçuklular'dan Osmanlılar'a geçen askerî müzik geleneğinin bir parçası olan mehter teşkilatı, 1826 yılında Yeniçeri Ocağı ile birlikte ortadan kaldırılmış; 20. yüzyılda İstanbul Harbiye Askerî Müzesi'nde bir mehter takımı kurulması ile yeniden canlandırılmıştır.
Köszen Mehterde Kös çalan kişiye verilen isimdir. Bakır madeninden yapılan bir vurmalı sazdır. Köslerin üzerine deve derisi gerilir, dip kısmından itibaren gittikçe artan bir genişleme, ağız tarafında en geniş şeklini alır. Küçükleri at üzerinde, daha büyükleri develerde, en büyükleri de fillerde taşınır.
Her saz çalan grubun bir başı vardır. buna “ağa” veya “sazbaşı” denir. Bütün mehterin başında da mehterbaşı ağa bulunur. Mehterbaşı nevbet vurulurken yarım daire şeklinde bulunan mehteranı icra ettirir ve idare eder. Mehterde her sazın adına göre o sazı çalana ad verilir.
Kelime olarak Arapça'da “uzak bir yerden gelme, ayak basma” anlamına gelen kudûm bazı tarikat toplantılarında, özellikle mevlevîhânelerde, bazan da din dışı mûsikide kullanılan bir usul vurma aletidir.
Bu yazida tökezlemek “1. Yürürken ayaği bir yere çarpip sendelemek. 2. mec. Güçlük ve engellerle karşilaşmak ( Türkçe Sözlük 1998; 2244). ” keli- mesinin kökeni üzerinde durulmuştur.
çav TDK sözlük anlamı şu şekildedir: isim,halk ağzında At, eşek vb. hayvanların erkeklik organı
Kıran haccı, aynı yılın hac mevsiminde umre ve haccın ikisine birden niyet edilip ihrama girilerek tek ihramla yapılan hacdır. Kıran haccı yapmak isteyen kişi, mîkâta varınca veya daha varmadan umre ve haccın her ikisine birden niyet ederek ihrama girer.
6. Tatavvu tavafı. Mekke'de bulunulan süre içinde hac ve umreyle ilgili olarak yapılan tavaflar dışında yapılan nâfile tavaflardır. Uzak yerlerden gelen kimselerin nâfile tavaf yapmaları Mescid-i Harâm'da nâfile namaz kılmalarından efdaldir.
Sefa ve Merve tepeleri arasında say yapmak hac ve umre ibadetinin olmazsa olmazlarındandır. yaklaşık üç buçuk kilometre yürüyerek yapılır. Yaklaşık 500 metre olan mesafe 4 gidiş ve 3 dönüş şeklinde 7 kez yapılır.
Kasnak üzerine gerilen deri ile oluşturulan çalgı aynı zamanda zikir defi olarak da bilinmektedir. Bendir, def ile benzerlik göstermektedir. Yalnız bu iki çalgı arasında belirgin bir fark bulunmaktadır. Bendirin tasarımında tek tarafı deri ile kaplıyken def çalgısında çift taraflı deri kaplama mevcuttur.
Kasnak çapı 40-44, eni 7-8 cm. civarında olup def çeşitlerinin en büyüğüdür; bendir ve mazhar adlarıyla tanınır, bunları çalanlara da bendirzen denir.
Genellikle kısa bir metal değnek şeklinde tokmak ile vurularak çalınır. Bir vuruş yüksek, tiz tınlayan bir zil çalar notası verir. İstenirse bu tınlama çalgı üzerine elle dokunularak kontrol edilebilir. Genel olarak günümüzde üçgen çalgı üç kenarı da eşit uzunlukta üçgen şekildedir.
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri