Olay hikayesi herhangi bir olayı ele alarak serim, düğüm ve çözüm bölümlerini barındıran ve olay akışı, mekan, kişi ve zaman unsurlarını da içerisinde barındıran hikayelere denilmektedir. Akıcı bir üslup kullanılan olay hikayelerinde okuyucuda heyecan ve merak duygusu oluşturulmaktadır.
Olay Hikâyesi: Bir olay merkezinde gelişen ve sonuçlanan hikâyelerdir. Bu tür metinlerde merak unsuru ön plandadır. Bu türün en önemli örneklerini Fransız yazar Maupassant vermiştir. Bu yüzden olay hikâyesi, Maupassant tarzı hikâye olarak da adlandırılmaktadır.
Olay hikayesi herhangi bir olayı merkeze almak sureti ile serim, düğüm ve özüm bölümlerini kendi içerisinde barındıran ve olay akışı, mekan, şahız ve zaman faktörlerini içerisinde barındıran hikaye türüne olay hikayesi denilmektedir.
Olay hikayeleri zaman ve mekân hakkında kısa fakat açıklayıcı bilgilerle başlar, gittikçe olay hakkında bilgi veren bir forma dönüşür ve en sonunda ortadaki problem merakları giderecek düzeyde bir netlikle çözer. Bu özelliğiyle olay hikayelerine oldukça sürükleyicidir diyebiliriz.
Olay hikâyesi, Fransız yazar Guy de Maupassant'ın (1850-1893) adıyla da anılır: “Maupassant tarzı hikâye.” Olay hikâyesinin ana özelliği, klasik anlatı düzenine uygun olmasıdır. Bu tarz hikâyelerde olay akışı; giriş, gelişme ve sonuç bölümleri şeklinde bir düzenlenişe sahiptir. Olay, metnin başat ögesidir.
İlgili 44 soru bulundu
Eğer hikayede yaşanan olayları rahatlıkla özetleyebiliyorsanız, bu bir olay öyküsüdür. Eğer özetlemeye çalıştığınızda bir karakterin düşündükleri, hissettikleri, bir olaya karşı verdiği tepkiler işinizi zorlaştırıyorsa, bu muhtemelen bir durum öyküsüdür.
Önce gerilimin arttığı bu hikâye türünde gözlem son derece önemlidir. Bu hikâyeler çarpıcı bir sonla olaylar çözüme kavuşturulur. Olay hikâyesi; serim, düğüm ve çözüm bölümünden oluşur.
Olay hikayelerinin serim, düğüm ve çözüm bölümleri vardır. Guy de Maupassant, olay hikayelerinin en başarılı örneklerini verdiğinden Maupassant tarzı hikayeler olarak bilinir. Durum hikayelerinde olay örgüsünün önemi azaltılmıştır.
Karakterlerin duygu ve düşüncelerinden çok birbiri ardınca gelişen olayların anlatıldığı öykülere, Maupassant tarzı hikaye denir. Bu tür hikayeler ilk kez Fransız yazar Guy de Maupassant tarafından kaleme alındığı için, olay öykülerine bu isim verilmiştir.
Olayı anlatan kişi olayın içindeyse 1, değilse 3. kişi ağzından anlatımın olduğunu söyleriz. Başka bir ifadeyle olayın içinde “ben, sen, biz, siz” kişilerinden en az biri varsa 1. kişi ağzıyla anlatımdır. “O” ya da “onlar” kişilerinden biri varsa 3. kişi ağzından anlatım vardır.
Hikayede olduğu gibi, durum hikayesinde serim, düğüm ve çözüm bölümleri belirgin değildir. Geniş zamana yayılan herhangi bir olayı değil, gün içerisinde yaşanabilirliği olan kısa anları konu edinen hikaye türüdür. Bu bakımdan, kesin bir sonuca bağlanmayan ve havada kalabilen öykülerdir.
Merak ögesi ön plana çıkarılmamıştır.Serim, düğüm, çözüm planına uyulmamıştır. Durum ağırlıklıdır.Hikâyede bitmemişlik duygusu söz konusudur. Serim, düğüm, çözüm bölümlerinden oluşan düzenli bir planı vardır.Olay ağırlıklıdır. Hikâye beklenmedik bir sonla bitirilmiştir.
Metinde karşımıza çıkan olay, öncesi ve sonrasıyla kendi içinde art arda gerçekleşen ve birbirine bağlanan bazı küçük olaylardan oluşur. Birbirine bağlanan ve bir süreklilik yaratan bu durum, genellikle “zincir” sözcüğüyle ifade edilir.
Olay yazısı; serim, düğüm ve çözüm planı oluşturularak yazılmaktadır. Olay yazısı yapısal olarak kurgusal metinler olarak ifade edilebilir. Olay yazıları aynı zamanda da anlatmaya ve göstermeye bağlı metinler olarak da bilinmektedir.
Durum hikayesinin ilk örneklerini Rus yazar Anton Çehov vermiştir. Çehov tarzı öykü ismiyle de bilinen bu yazın türünde ilk kez klasik kurgunun dışına çıkılmıştır. Karakterlerin yaşadıklarından çok hislerinin, düşüncelerinin ve izlenimlerinin ön plana çıktığı durum hikayesinin kahramanları sıradan insanlardan seçilir.
Genel olarak olay ağırlıklı öykülere olay öyküsü ismi verilir. Yani bir hikaye içerisinde olayların kahramanların çevresinde dönmesi olarak da ifade etmek mümkün. İşte bu tür hikayeler maupassant tarzı hikaye olarak da öne çıkar.
Ömer Seyfettin Hangi Tür Hikayeciliğin Temsilcisidir? Ömer Seyfettin, Maupassant tarzı hikayenin Türk edebiyatındaki temsilcisidir. Bir karakterin başından geçen olayı belirli bir olay örgüsü içerisinde aktaran hikayelere Mauppasant tarzı hikaye denir.
Guy de Maupassant, Naturalizm edebiyat akımına bağlı Fransız hikâye ve roman yazarıdır. 5 Ağustos 1850 yılında Fransa'da; doğum belgesine göre Tourville-sur-Arques'da bulunan Miromesnil Şatosu'nda dünyaya gelmiştir.
Çehov tarzı hikaye 1920'li yıllarda batı dünyasında Franz Kafka tarafından kullanılmıştır. Türk edebiyatındaki ilk temsilcisi ise; Haldun Taner'dir.
Durum ya da kesit hikâyesinde, olay ön planda değildir; bunun yerini durumlar ve yaşamdan kısa kesitler almıştır. Bu tarz hikâyeler, Rus yazar Anton Çehov'un (1860-1904) adıyla da anılır: “Çehov tarzı hikâye.”
Ömer Seyfettin, bir mefkûre ve dava adamıdır. Eserlerini içerik olarak bu esas üzerine geliştirmiştir. Türk edebiyatının en önemli hikâye yazarlarından Ömer Seyfettin, eserlerini olay hikâyesi (Maupassant tarzı hikâye) tarzında kaleme almıştır.
Ömer Seyfettin 11 Mart 1884 yılında doğmuştur. Olay hikayesi türünde fazlasıyla eser kaleme alan yazar kısa hikayeciliğinin Türk edebiyatında kurucu ismi olmaktadır.
Milli Edebiyat döne- minde Ömer Seyfettin “ olay öykücülüğünün (Maupassant 'mopasan' tarzı)” en mükemmel örneklerini verir. “Çehov tarzı” denilen durum-kesit öykücülüğünün ilk örneklerini ise Memduh Şevket Esendal (1883-1952) vermiştir.
1) OLAY: Hikâyede üzerinde söz söylenen yaşantı ya da durumdur.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri