Peygamber Efendimiz (s.a.v) sevinince toprağa, üzülünce göğe bakarmış.
Yerde tevâzu, gökte ferahlık vardır." -Hz. Muhammed (S.A.V) - 1000Kitap.
Kendisi bir şeye üzüldüğü zaman namaz kılar, ayakta ise oturur, oturuyorsa yatardı. Evine girerken, evden çıkarken, gece uyandığında ve her abdestten sonra misvak kullanarak diş temizliğine önem verirdi. Birine dua edeceği zaman önce kendi nefsinin bağışlanmasını dileyerek başlardı.
Peygamber Efendimiz (s.a.v) sevinince toprağa, üzülünce göğe bakarmış.
PAYLAŞ Resûl-i Ekrem Efendimiz'in uyku vakti, genellikle yatsı namazından sonra ve sabah namazından önceki zamandır. Efendimiz, imkân varsa öğle namazından sonra bir saat kadar uyurdu.
İlgili 32 soru bulundu
Sevgili Peygamberimiz (sav) günde iki öğün yediği yemeği yaşamak için gereken bir fizyolojik ihtiyaç olarak görmüş, her zaman az ve öz yemiştir. Sadece et değil, sebze yemekleri ve meyve ile dengeli şekilde beslenmiştir. Rızkı, nimeti, bereketi veren Rabbimiz için her zaman şükretmiştir.
Yetişkin bir birey için en az 6 ve en fazla 8 saat uyku uzmanlar tarafından tavsiye edilir. Uykuda en verimli saatler olarak bilinen 23.00 – 03.00 aralığında küçükten büyüğe herkesin uykuda olması sağlıklı ve dinç bir yaşamı bireylere sağlayacak adımlardan biridir.
Efendimiz güne sabah namazı ile başlardı. Namazdan sonra bir miktar, zikir yapar, tefekkür eder, Kur'an okur ve bazen dört bazen sekiz olmak üzere Duha namazı kılar ve evine giderdi. işrak namazı kılardı. Hazreti Peygamber, yatağına girdiğinde namaz için olduğu gibi abdest alır, sağ tarafına uzanır ve dua ederdi.
Peygamber efendimiz de sıkıntılı hissedilen zamanlarda okuması gereken bir duayı söylemiş. O dua da şöyledir: La ilahe illallahül'azim-ül-halim la ilahe illallahü Rabbül-Arş-il'azim la ilahe illallahü Rabbüs-semavati ve Rabbül-Erdı Rabbül'Arş-il-kerim. Anlamı: Allah'ım beni tüm sıkıntılarımdan kurtar.
Genellikle O'nun gülüş tarzı tebessüm/gülümseme şeklindedir. Hz. Aişe validemiz: "Resulullah Efendimizin, küçük dili gözükecek şekilde, kendinden geçercesine güldüklerini hiç görmedim. Onun gülüşü tebessüm şeklindeydi" demiştir.
Peygamberlerin kusurlu fiil işlemelerini ifade etmek için ayak kayması-zelle, küçük günah- sağire, sürçme-aserât gibi kavramlar kullanılmıştır. Ayak kayması-zelle kavramını en çok Hane- fî-Mâtürîdî çevreler tercih etmiştir. Mutezile ve Eşârî ekolleri ise daha çok küçük günah-sağire kavramını kullanmayı yeğlemişlerdir.
Muhammed'in (s.a.v.) görevi insanlara tebliğ etmektir. «Ey Peygamber! Biz seni bir şahit, bir müjdeleyici, bir uyarıcı; Allah'ın izniyle kendi yoluna çağıran bir davetçi ve aydınlatıcı bir kandil olarak gönderdik.» unutarak karanlıkta kalan insanlara yol göstermek için Hz.
Değerli kardeşimiz, Efendimiz (aleyhissalatü vesselam) öğleden sonra istirahat ederlerdi... Yatsı namazından sonra yatar, gece kalkıp vitir namazını kılardı.
"Tebliğ sıfatı", bütün peygamberlerin çok önemli bir ortak özelliğidir. Bununla beraber onların sıdk/doğruluk, emanet/güvenilir olmak, fetânet/akıllı ve zeki olmak, ismet/günah işlememek vb. gibi başka ortak sıfatları da vardır.
Peygamberlerin en önemli görevleri arasında Tanrı'dan almış oldukları emirleri insanlara bildirmektir. İnsanlara emirleri tebliğ eden peygamberler böylece insanları doğru yola sevk ederler. Tanrı'nın emir ve yasaklarını insanlara iletirler. Peygamberlerin bir diğer görevi ise insanlara dine davet etmektir.
Muhammed'dir. Bir hadis işaretine göre toplamda 124 bin peygamberin gönderildiği bilinmektedir. Ancak bunlardan sadece 25 tanesinin adı Kuran'ı Kerim'de geçmektedir. Ayrıca her peygamber yeryüzünde farklı zaman dilimlerinde gelmiş ve farklı sürelerde yaşamıştır.
İslamî literatürde Arap peygamberler arasında şu isimler zikredilir: Hûd, Salih, İsmail (?), Şuayb (as) ve Hz. Muhammed (s).
Hissî mucizeler, tabiat kanunlarının normal akışının dışında meydana gelen ve insanların duyularına hitap eden mucizelerdir. Bunlara kevni mucizelerde denir.
1- Muhammed aleyhisselamın mucizelerinin en büyüğü Kur'an-ı kerimdir. 2- En büyük mucizelerinden biri de, Mirac mucizesidir. 3- Meşhur mucizelerinin en büyüklerinden biri de, Ay'ı ikiye ayırmasıdır. Bu mucize, başka hiçbir Peygambere nasip olmamıştır.
Peygamberlerin gönderiliş amacı yalnızca Allah'ın âyetlerini insanlara tebliğ etmek değil, aynı zamanda bu âyetlerin nasıl uygulamaya geçirileceğini onlara bizzat yaşayarak göstermek, hayat olayları karşısında ne tür tavırlar göstermeleri gerektiği konusunda onlara örneklik etmektir.
Peygamber, sadece Kur'ân'da mevcut hükümlerle kayıtlı olmaksızın, genel olarak hüküm koyabilme yetkisine sahiptir. Nitekim, O, bazı konularda önce vahiy beklemiş, gelmeyince kendi içtihadına göre veya Kur'ân dışında aldığı bir vahiy ile hüküm vermiştir. O'nun bu hükümleri hiç şüphesiz vahyin kontrolü altında idi.
Muhammed'in gece yatarken mealen “İlahi ey Allah'ım, senin mübarek ismini anarak ölür, (uyur) ve dirilir (uya- nırım.)” diye, uyandığı zaman da yine mealen “öldükten sonra bizi tekrar dirilten Allah Teâlâ'ya hamd ve şükürler olsun. Kıyamet gününde de O'nun huzurunda haşr olacağız” (a.g.e., s. 107 vd.)
Hafsa (r.a.) rivayetine göre, ''Hz. Peygamber uyumak üzere uzandığında sağ elini yanağının altına koyar, sonra, “Allah'ım, kullarını dirilteceğin kıyamet Gününde beni azabından koru” diye duâ eder ve bunu üç defa tekrarlardı.'' (Camiüssağir Hadîs No: 6558).
Peygamber efendimiz aleyhisselatu vesselam, yatmadan önce İhlas, Felak, Nas ve Ayetel Kürsi ayetlerini okur avucuna üfler ve vücuduna mesh ederdi. Yatsı namazı sonrası Amenerrasulü ve Mülk suresini okurdu. Yatsı namazı sonrası dünya kelamı konuşmamak ve gece namazı için uyumak sünnettir.
İşte, tüm detaylar. Peygamberlerin bir diğer adı da nebidir. Kendisine kitap indirilmiş peygamberlere ise resul denir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri