Psikoloji bağlamında, uyarılma fizyolojik olarak uyanık ve özenli olma durumudur. Uyarılma öncelikle beyindeki retiküler aktivasyon sistemi (RAS) tarafından kontrol edilir. RAS beyin sapında bulunur ve korteks de dahil olmak üzere diğer birçok beyin bölgesine yansır.
Kişide aşırı uyarılma hali (hipervizilans), travmayı hatırlatan uyaranlardan kaçınma ve travmatik rüyalarla semptom gösteren, en az bir ay boyunca devam eden psikolojik bozukluktur.
Aşırı Uyarım, dış ya da iç uyarıcının organizmayı normal şiddet ve sürenin üstünde etkilemesi, organizmanın normalin üzerinde uyarılması durumudur.
Beyinde amigdala ve frontal lobun bazı bölümleri duyguları tetikleme özelliğine sahiptir. Bu bölümler hayali ya da gerçek bir tehlike karşısında uyarılır. Bu uyarılma hem beyini hem de bedeni kimyasal ve sinirsel yollarla uyarır. Tüm bu yanıtların toplamı bir “duygusal durum” yaratır.
Bu bağlamda uyarılma, organizma için bir zorunluluktur. Organizmanın bir uyarıya karşı normal etkinlikte bulunamayacağı kadar az uyarı olmasına yetersiz uyarılma denir. Organizmanın normalden fazla etkinlikte bulunmasına yol açacak kadar şiddetli ve uzun uyarılara verdiği tepki ise aşırı uyarılma olarak adlandırılır.
İlgili 20 soru bulundu
UYARILMA FAZI
Fiziksel ve psikolojik uyarılma söz konusudur. Kadın uyarıldığında vajina (hazne) ve diğer cinsel organlarda kan dolaşımı artar ve vajina ıslanır. Vajinanın 1/3 alt kısmı daralırken 2/3′lük üst kısmı uzar ve genişler. Uterus (rahim) yukarı yükselir.
Cinsel Uyarılma: Erkekte öznel cinsel heyecan ve zevk duygusuna eşlik eden ereksiyon (penisin sertleşmesi) ile belirgin durumdur. Kadında ise cinsel organlarda ortaya çıkan hacim değişiklikleri ve ıslanma ile karekterizedir.
Kadın uyarılmasında vücudun tepkisi meme başı, vulva, klitoral ereksiyon, vajinal duvarlar ve vajinal yağlama gibi cinsel dokulardır. Zihinsel uyarıcılar, dokunma gibi fiziksel uyarıcılar ve hormonların iç dalgalanması cinsel uyarılmayı etkileyebilir.
Cinsel Uyarılma Bozukluğu
Cinsel uyarılma problemi, sürekli olarak ya da yineleyici bir biçimde, cinsel uyarılmanın yeterli bir ıslanma-kabarma tepkisini sağlayamaması veya oluşmuş olan uyarılma halini cinsel etkinlik bitene kadar sürdürememe durumudur.
Davranışsal ketlenme çocuğun yeni çevrelere veya yabancı insanlara karşı gösterdiği kaçınma davranışı olarak tanımlanan bir mizaç türüdür. Bebeklik döneminde ilk belirtileri ortaya çıkan ve erken çocukluk döneminde devam eden davranışsal ketlenmebireyin daha sonraki gelişim dönemlerinde de etkili olmaktadır.
Uyarıcı-Tepki Formülü
Psikolojide davranışların nedenlerine uyarıcı, uyarıcılara karşı meydana gelen davranışlara da tepki denir. Böylece neden-sonuç ilişkileri, uyarıcı-tepki formülü ile açıklanır. Ancak her tepkinin nedenini bulmak kolay değildir. Çünkü davranışlar üzerinde birçok etken söz sahibi olabilmektedir.
Aşırı Uyarılma
Bir iç ya da dış uyarıcının organizmayı normal şiddet ve sürenin üzerinde etkilemesidir. Aşırı ses, gürültü, hava kirliliği, aşırı üzüntü, açlık, susuzluk gibi. Uyarıcı seviyesinin çok fazla olduğu bu durum da aynı yetersiz uyarımda olduğu gibi benzer rahatsızlıklar oluşturur.
Cinsel uyarılma, pek çok faktöre bağlı olarak meydana gelir. Bu faktörlerin bir kısmı psikolojik faktörler iken bir kısmı ise fiziksel faktörlerdir. Cinsel içerikli düşünce veya seksüel içerikli dokunma, görme, tat (öpüşme) koku ve işitme ile beyinde başlayan uyarı, omurilik aracılığıyla genital organlara ulaşır.
Sürekli Cinsel Uyarılma Sendromu (PSAS) cinsel uyarılma ya da seks yapma isteği yokken, kendiliğinden ve istenmeyen bir uyarılma sonucu başta vajina olmak üzere genital bölgelerde yaşanan, karıncalanma, hızlı hızlı atma veya yoğun heyecanlanma ile karakterize olan rahatsız edici bir yalancı boşalma hissidir.
Hiper Uyarılma vücudun tehlike anında aktive ettiği hayatta kalma mekanizmasının nedensiz yere çalışmasıdır. Mesela daha önce örnek olarak kullandığımız asker, travma anını her hatırladığında beraberinde anksiyete semptomlarını hissedecektir.
Hem erkekler hem de kadınlar için geçerlidir. Partnerinizi heyecanlandırmak için hassas noktalarına dokunmaktan, masaj yapmaktan ya da öpmekten çekinmeyin. Kulak memeleri, karın bölgesi, kasık bölgesi, göğüs uçları ve dudak uçları size bu heyecanı arttırmak için son derece güzel imkânlar sunmaya devam ediyor.
Kadınlarda cinsel istek önce beyinde başlar. Bazı sinir yolları aracılığıyla omurilikten geçerek cinsel organlara ulaşır. Bunun sonucu tahrik olan kadınların vücudunda birtakım değişiklikler meydana gelir. Fark edilen ilk değişim, vajinalarındaki ıslanma ve klitorislerindeki kabarmadır.
Fazla vajinal ıslanma (Hiperlubrikasyon) neden olur? Cinsel ilişki sırasında vajinal ıslanmanın normalden fazla olması sonucu hassasiyet ve hazda azalma olabilir. Bunun sebebi enfeksiyonlar, vajinanın genişliği olabileceği, bazı kadınlarda vajinal sıvıların fazla olması nedeniyle de olabilir.
İlişki sırasında erkeğin menisi vajinaya boşalmadan hissedemez. Ancak vajinaya meni atıldıktan sonra vajinada ıslaklığın artışı, akıntının artması şeklinde hisseder.
** Kadınların kendilerini en şehvetli hissettikleri gün, regl döneminin 6. Günü. Bu günden itibaren ilk bir hafta da kadınlarda cinsel isteğin zirve dönemi.
Birçok kadın, ilk kez cinsel deneyim sırasında acı hissedip hissetmeyeceği, ne kadar acı verici olacağı, ilk seferinizden sonra ne kadar süre acı verdiği vb. konularda endişelenir. Bu tamamen bir kadından diğerine değişir. Bazı kadınlar hiç acı hissetmezken bazıları da bunu bir iğne batması gibi hisseder.
Cinsel birleşme öncesi gerçekleşen boşalma “ileri erken boşalma”, 3 dakika veya daha az süren birliktelik sonrası boşalma “erken boşalma” kabul edilmektedir. Normal bir cinsel birlikteliğin ortalama süresi 8–15 dakikadır.
Yürüyüş, koşma, yüzme gibi düzenli yapacağınız egzersizler, kan dolaşımınızı düzenleyerek libidoyu ve cinsel performansı artırır. Ayrıca Kegel egzersizleri de pelvik taban kaslarını güçlendirerek cinsel yaşama pozitif katkılar sağlar ve orgazm olmayı kolaylaştırır.
Bu durumun nedenleri; tiroid bezleri veya böbrek üstü bezlerinin normalden daha çok çalışması, çiftler arasındaki cinsel uyumsuzluk, tüberküloz hastalığı, hormonal bozukluklardan ötürü biriken androjen, türlü beyin hastalıkları, türlü psikolojik problemler, madde ve alkol kullanımı şeklindedir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri