Yalnızca yaşananın anlatılmasına yönelen Realizm akımı; olaylar ve kişiler karşısında tarafsız bir tavır takınmıştır. Bu akıma uygun olarak eser veren yazarlar, kendi duygu, düşünce ve yorumlarını eserlerine katmazlar. Çünkü realizmde doğayı olduğu gibi kopya etmek esastır.
Gerçek olan, kendi değişmez varoluşu içinde ve kendi başına, ne ise o olarak mevcudiyetini sürdürmektedir. Onun var olmak için bilince, özne tarafından kabul edilmeye ihtiyacı yoktur. İşte nesnel varoluş budur. Bunu kabul eden kişi realist olarak adlandırılır.
Realizim, hayattaki tüm gerçekliği gözler önüne süren bir edebiyat akımıdır. Romantizme bir tepki olarak ortaya çıkan realizmde insan yaşamının gerçeklerine hikaye ve öykülerde yer vermek amaçlanmıştır. Realizim akımı, gerçekleri her şeyin üstünde görür. Realizim akımı 19. Yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkmıştır.
Realizmin amacı, günlük yaşamın önyargısız, bilimsel bir tutumla incelenmesi ve edebi eserlerin bir bilim insanının klinik bulgularına benzer nesnel bir bakış açısıyla ortaya konmasıdır.
İlgili 37 soru bulundu
Realizm veya Gerçekçilik, 19. yüzyılda ortaya çıkan bir sanat akımıdır. Bu yüzyılda gerçekleşen endüstriyel gelişmeler, toplumsal sınıfların belirginleşmesi, insanları duygular dünyasından gerçekler dünyasına itmiştir. Sanatçılar da bu gelişmelere tepki olarak Realist (gerçekçi) çalışmalar gerçekleştirmeye başladılar.
Günlük yaşamda kullanılan 'realist bakış açısı olan kişi' anlamı, olayları ve durumları somut verilere ve gerçeklere dayanarak değerlendiren, objektif ve gerçekçi değerlendirmede bulunan kişileri anlatır. Bu kavram, günlük konuşmalarda ve dil bilgisi kitaplarında da sıkça karşılaşılan bir terimdir.
19.yüzyılın ikinci yarısında romantizmin aşırı duygusallığına tepki olarak ortaya çıkmış bir sanat akımıdır. 19. yüzyılda bilim alanında yaşanan önemli gelişmelerle birlikte, sadece gözlenene ve gerçeğe önem verilmeye başlanmış; bu durumun da edebiyata Realizm akımı vasıtasıyla bir yansıması olmuştur.
Ahlaki realizm, ahlaki özelliklerin insanların zihinsel durumlarından bağımsız dolayısıyla nesnel biçimde var olduğunu savunan görüştür. Ahlaki doğaüstücülük ise ahlaki realizm türlerinden biridir.
Realist kuramda, güvenlik edinimi olarak tanımlanan devlet çıkarı uluslararası ilişkilerin ana hareket tarzını tanımlar; uluslararası ilişkiler esas olarak çıkar temelli ilişkilerdir. Uluslararası örgütler, uluslararası şirketler ve sivil toplum kuruluşları devlet çıkarından sonra gelir ve ikincil öneme sahiptir.
Gerçekçilik kavramı Fransızca realite kavramından türetilmiş, bir sanat akımı olarak ortaya çıkışı ise 19. yüzyılda gerçekleşmiştir. Realizm, (gerçekçilik) bir sanat akımı olarak, kendisinden önce doğmuş olan romantizme bir başkaldırı olarak ortaya çıkmıştır.
Realizmin özellikleri:
Anlatıcı, olaylara ve kişilere tarafsız olarak yaklaşır. Anlatıcı, eserine duygularını, düşüncelerini ve yorumunu katmaz. Doğayı olduğu gibi kopyalamak esas alınır. Anlatılan olaydaki kişinin psikolojisi, çevresi, ve onu etkileyen unsurlar bilimsel bir rapor gibi tüm detaylarıyla anlatılır.
“Realizmin romanda ve hikâyedeki üst basamağı natüralizm iken şiirdeki karşılığı parnasizm olarak adlandırılmıştır” (Özkırımlı, 1981, s.420). Günümüz modern dünyasına uyarlanmış haline de “Neorealizm” ismi verilmiştir.
Sanatçılar kişiliklerini eserlerin- de gizlenir. Yazar objektiftir; kendini roman dünyasından soyutlamıştır, kendi zevk, fikir ve anlayış tarzlarını yarattığı roman kahramanında farklı tutmaya çaba harcar. Realizm, romancı ile roman kişileri arasındaki göbek bağını kesmiştir.
Ülkemizde ise realizm akımının temsilcisi olarak Recaizade Mahmut Ekrem kabul edilmektedir. Bilinen ilk Türk realist roman ise Recaizade Mahmut Ekrem tarafından kaleme alınmış olan Araba Sevdası'dır.
Realizm, II. Dünya Savaşı'ndan beri uluslararası ilişkiler teorisine egemen olmuş önemli bir teoridir. Realizm, güç politikaları ve ulusal çıkarları savunma konusunda belirgin görüşlere dayanmaktadır. Realizme göre, devletin üstünde hiçbir şey yoktur.
Realizme göre sanatın ve özellikle romanın dinî, ahlâki ve toplumsal amacı yoktur.
Toplumsal gerçekçilik ya da sosyal gerçekçilik, 19. ve 20. yüzyılda üretilen gerçekçi tarzdaki yapıtlar arasında, toplumsal ya da siyasi içeriği olan örnekleri tanımlamak için kullanılan bir terimdir.
Realizm akımında amaç, toplumun ve insanın gerçek yüzünü olduğu gibi yansıtmaktır. Sonuç olarak, realizm, 19. yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkan ve gerçekçi bir sanat ve edebiyat anlayışını benimseyen bir akımdır.
Realist kuramın temel kavramlarının başında güç gelir. Güç, devletlerin anarşik sistem içerisinde varlıklarını sürdürmeleri için en önemli amaç ve araçlarından biridir. Devletler elde ettikleri gücü ulusal çıkarlarını korumak ve elde etmek için de kullanmaktadır.
Realizm temelde dört önermeye dayanan bir Uluslararası İlişkiler geleneğidir. Realizme göre uluslararası sistem anarşiktir. Devletler üzerinde, devletlerin davranış ve etkileşimlerini düzenleyebilecek herhangi bir aktör yoktur. Devletler diğer devletlerle ilişkilerini kendileri düzenler.
Realist roman, bir diğer anlamı ile gerçekçi roman manasına gelmektedir. Sanat için sanat anlayışını benimsemiş olan Recaizade Mahmut Ekrem tarafından yazılmış bir eserdir. Edebiyatımıza ilk realist roman ''Araba Sevdası'' isimli romanla birlikte girmiştir.
Klasisizm akımının öne çıkan temsilcileri; François de Malherbe, Pierre Conhielle, Jean de La Fontaine, John Milton ve Moliere olarak ifade edilebilir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri