Refleksiyon kavramı her şeyden önce bir yansıma hareketini ifade eder. Öncelikle de optikte, ışığın geri yansıma hareketini. Bunun felsefede metafor olarak kullanımı ise, en genel olarak, düşünmenin kendi düşünmesi üzerine düşünmesidir.
Refleksiflik bir bağlamın neden ve sonuç ilişkisinin birbirini etkileme durumudur. Örneğin; bir araştırmacının veya gözlemcinin incelediği olgu kendi gözleminden kaynaklı olarak değişiyorsa ve inceleme buna rağmen devam ediyorsa, bu durum refleksiftir.
Bugün Türkçede ise refleksiyon ya da refleksif düşünce deniliyor. Aslında refleksiyon düşüncenin düşünsel olana yönelmesi, dönmesidir denebilir. Düşünsel bir temelde varolmuş şeylerin yeniden, nedir sorusuna cevap olmak üzere düşünülmesi refleksiyondur denebilir.
kendi üzerine dönme anlamındadır. düşünme üzerine düşünme anlamında kullanıldığında felsefi bir yöntemdir. zihnin kendi üzerinde dönerek sahip olduğu bilgiler üzerine düşünmesidir. heraklitos'a göre "logos"u kavramak ancak özdüşünüm ya da refleksiyonla mümkündür.
Sorgulama: Felsefi düşüncenin en önemli özelliği sorgulayıcı olmasıdır. Bir amaca göre yönelik olarak sistemli olarak sorular sorulmasını ifade eder. Sokrates'e göre hayatın anlamı ve değeri sorgulanmasıyla başlar. Felsefeyi dogma bilgilerden uzaklaştırır.
İlgili 20 soru bulundu
Psikolojide, düşünümsellik (réflexivité) anlamında, zihnin kendi üzerine dönmesi, kendinin hem öznesi hem nesnesi olabilme kapasi-tesi, bilincin kendi özbilincine sahip olması durumudur. Bu bağlamda, kendi kendisini konu edi nen, kendi üzerine dönen bilince refleksif ya da düşünüm-sel bilinç adı verilir.
Determinizm, belirlenircilik, gerekircilik veya belirlenimlilik evrenin işleyişinin, evrende gerçekleşen olayların çeşitli bilimsel yasalarla, örneğin fizik yasaları ile, belirlenmiş olduğunu ve bu belirlenmiş olayların gerçekleşmelerinin zorunlu olduğunu öne süren öğretidir.
Güneş ışınlarının uğradığı değişikler : Güneş ışınlarının uğradığı değişikler şöyle açıklanabilir; Güneşten gelen enerji atmosfere girdikten sonra ilk olarak şöyle bölünür: a) %25'i atmosfer içinde zerreler ve bulutlara çarparak kırılır ve uzaya geri yansır. Bu olaya kırılma – yansıma veya refleksiyon adı verilir.
Refleksiyon (yansıma), homojen bir ortam içerisinde dalgaların yansıtıcı bir yüzeye çarparak yön ve doğrultu değiştirip geldiği ortama geri dönmesi olayıdır. Yansımanın genel örnekleri ışık, ses ve su dalgalarıdır.
Derin düşünme, inançların, önyargılı fikirlerin ve hakim görüşlerin ötesinde düşünmek demek. Gerçeğin ortaya çıkabilmesi için yanlış inançlardan kurtulmak anlamına geliyor. Genel olarak sorun şu ki; artık nasıl düşüneceğimizi bilmiyoruz. Düşüncemiz odaklanmamış, yüzeysel ve yönlendirilmiş değil.
Refleksif davranış ise istemsiz bir şekilde davranışın tekrarlanmasıdır. Yani refleksif olmak, bir kişinin bir şeye cevap araması için bilgiyi kendi içinde bulmasıdır. Bir nevi bilgiyi kendi içinde sorgulayarak cevap arar. Bu kelime halk arasında da sıkça kullanılır.
Peritonun rektum üzerinden öne doğru döndüğü yere peritoneal refleksiyon adı verilir. Peritoneal refleksiyon erkekte anal verjden 8-9 cm, kadında ise 5-8 cm yukarıda yer alır. Rektal tuşe ile bu noktaya ulaşılabilir. Rektumu saran perirektal fasya ilk defa 1896 yılında Thoma Jonnesco(7) tarafından tanımlanmıştır.
Refleksiyon; Enerji ve görüntü alıcı vücudun dışında ve aynı taraftadır. Röntgen ve BT de Transmisyon, MR ve nükleer tıpta emisyon, Ultrasonda ise refleksiyon prensibine göre görüntü oluşmaktadır. Röntgen, x-ışınlarının görüntüleme amacıyla kullanıldığı ve konvansiyonel olarak yapılan işlemleri içine alır.
Refleksif: Felsefenin kendi kendini eleştirmesi olayıdır.İkinci dereceden düşünme, düşünme üzerine düşünme olarak da ifade edilir.
bilginin bilgisini gormektir. dusuncenin kendi uzerine tekrar yonelmesidir. ornegin, felsefe, refleksif dusuncedir. bir seyi sorgulamak, onun ne kadar bilenecegini sorgulamak refleksif dusuncedir.
Refleksif hareketler dönemi, doğum öncesi dönemde başlar ve doğumdan sonraki bir yıllık süreyi kapsar. Bebeğin refleksif davranışları, yeni doğan döneminde birincil bilgi kaynağıdır. Hareketler önceleri beceriksiz ve kaba hareketler olarak görülür, sinir sistemi geliştikçe hareket çeşitliliği artar.
Refleksoloji, ayaklarda ve ellerdeki refleks alanlarının salgı bezlerine, dokulara ve organlara karşılık geldiği ilkesine dayanan yardımcı bir tedavi yöntemidir. Refleksoloji; migren, yüksek tansiyon, sindirim sistemi, bronşit, astım ve romatizmal hastalıkların tedavisinde etkilidir.
Emisyon, yakıt ve benzerlerinin yakılmasıyla; sentez, ayrışma, buharlaşma ve benzeri işlemlerle; maddelerin yığılması, ayrılması, taşınması ve diğer mekanik işlemler sonucu bir tesisten atmosfere yayılan hava kirleticileri olarak tanımlanır.
Kesitsel görüntüleme, vücut içi dokuların ayrıntılı kesitlerini oluşturan bir görüntüleme yöntemidir. Bu teknoloji, bilgisayarlı tomografi (BT), manyetik rezonans görüntüleme (MRG), pozitron emisyon tomografisi (PET), ve radyasyonla taramalı tomografi (SPECT) gibi farklı modaliteleri içerir.
Aynı sözlüğe göre yer, “yeryüzündeki bir alan”dır (İzbırak, 1976: 347). Ferruh Sanır Coğrafya Terimleri Sözlüğü'nde mekân terimine yer vermemektedir. Sanır (2000: 288) yeri ise, “yeryuvarlağı, yeryuvarı, dünya” şeklinde açıklamıştır. Dolayısıyla sözlüklerde mekân ve yer aynı anlamlarda kullanılmaktadır.
Coğrafya, insanlar ve yer (mekân) ile bunlar arasındaki ilişkiyi inceleyen bilimdir. Yani yer ve insanlar arasındaki ilişkiler coğrafyanın konusunu oluşturur. Coğrafya sadece yerlerin isimlerini ezberleme ve bunların dünya üzerinde nerede olduklarını gösterme değildir.
Coğrafya; beşerî (insanî) sistemleri ve yeryüzünü araştıran, bunlar arasındaki ilişkiyi neden-sonuç ve dağılış ilkesine bağlı olarak inceleyen ve sorgulayan bir bilim dalıdır. Yer ve insanlar arasındaki ilişkiler coğrafyanın konusunu oluşturur.
İndeterminizm ise determinizmin tam karşıtıdır. Hiçbir neden sonuç ilişkisinin sürekli bir zincir oluşturamayacağını söyler. Buna göre insanın eylemi dış etkilerden bağımsızdır, onu belirleyen, etkileyen veya kısıtlayan hiçbir dış unsur yoktur.
Determinizm karşıtı olarak günümüzde indeterminizm ön plana çıkmaktadır.
Aristoteles'in, bin yıldan uzun bir dönemde hüküm süren, evreni Ay-altı ve Ay-üstü âlem diye bölerek, farklı alanlarda farklı yasaları geçerli gören sistemi, Newton ile tamamen gözden düştü. Evren hakkında bütüncül ve determinist bir görüş benimsendi.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri