Roza hastalığı için Metronidazol içeren kremler veya jeller kullanılabilir. Doktorun önerdiği azeleik asitli kremler de roza hastalığında işe yarayabiliyor. Bu dönemde kortizon içeren kremlerden uzak durmalı ve alkollu tonik, serum gibi cilt bakım ürünlerini cildinden uzaklaştırmalısın.
Nemlendiriciler içerisinde koku ve alkol olamamalıdır. Roza kullanılan nemlendiriciler deriyi yumuşatıcı, sakinleştirici, damarları koruyucu ve antiinflamatuar içermelidir(Gliserin ve Karité yağı gibi). Antiaging nemlendiriciler(laktik, glikolik, salisilik asit ve retinol içerdikleri için) fazla tercih edilmemelidir.
Topikal tedavide baskın olan cilt lezyonuna göre tedavi planlaması yapılmaktadır. Eritem varsa medikal tedavi seçenekleri oldukça sınırlı olup ülkemizde bulunmayan damarları daraltarak etki gösteren brimonidin, oksimetazolin kremler kullanılmaktadır.
Parfümsüz ve alkolsüz cilt bakım ürünleri tercih etmelisin. Laktik asit gibi soyucu asitlerden uzak durmalısın.
Roza hastalığının kesin bir tedavisi olmamakla birlikte en etkili tedavi roza hastalığını tetikleyebilecek etkenlerden uzak durmaktır. Hastalığın gözlemlendiği bölgenin temiz kalmasını sağlamak, alkolden uzak durmak, cilt besleyici kremler kullanmak kabarcıkların ağrısını ve hassasiyetini azaltır.
İlgili 28 soru bulundu
Eğer gül hastalığı yaşıyorsanız ve her gece cildinizi çay ağacı yağı ile temizlerseniz, kısa sürede bu durumu atlatabilirsiniz. Çay ağacı yağı kızarıklığı ve iltihaplı kabarcıkları temizleyecektir. Özellikle gül hastalığı kaşıntısı nasıl geçer diye düşünüyorsunuz çay ağacı yağını deneyebilirsiniz.
Kadınlarda daha sık görülebilmektedir. Nedenlerine baktığımızda karşımıza en çok B vitamini eksikliği çıkmaktadır, sindirim sistemi problemleri, mide asit salgısında azalma, çok alkol tüketmek, depresyon da etkilemektedir.
Rozasea Diyeti
Peki gül hastalığı olanlar ne yememeli? Acı ve baharatlı gıdalar, kahve, çay, tuzlu besinler, ceviz, alkol, domates, incir, çikolata ve narenciye tüketiminde dikkatli olunmalıdır.
Rozada sabunlar derinin daha fazla kurumasına ve iritasyonuna neden olmaktadır. Sindetler sabunsuz sabun olarak tarif edilen sentetik deterjanlardır. Deri doğal pH yakın olmaları ile rozada tercih edilebilir.
Çinko oksit, titanyum dioksit veya her ikisini de içeren mineral filtreli güneş koruyucular tercih edilmelidir.
Gül hastalığı belirtileri aylarca ciltte sebat edebilir ve kendiliğinden gerileyebilir. Belirtiler aralıklı alevlenmelerle seyredebilir; her yaştan ve cinsiyetten kişiyi etkilemekle beraber sıklıkla orta yaşlı ve beyaz tenli kadınlarda görülür.
Uygun kullanım ve doz / uygulama sıklığı için talimatlar:
Doktorunuz tarafından başka bir şekilde önerilmediyse; ROZA'yı, sabah ve akşam olmak üzere günde 2 kez deri üzerine sürerek uygulayınız. ROZA ile ortalama tedavi süresi 3 - 4 aydır. Önerilen tedavi süresini aşmayınız.
Ciltte akneye meyil yok ancak kuru ve kızarık ise rüzgar ve soğuk hava-sıcak havaya karşı koruma adına çivit otlu serum veya okaliptüs içeren bir serum da kullanılabilir. Tüm bu cilt serumlarının katkısız, doğal ve parfümsüz olması tavsiyedir.
Gül hastalığı olan hastalar öncelikle güneş ışığı, sıcak ortamlar, buhar, hamam ve saunadan uzak durmalıdır . Sıcak yiyecek ve içecek, çok miktarda çay ve kahve tüketimi, çikolata, acı ve baharatlı yiyecekler, yüzdeki damarlarda genişleme yaparak hastalığın alevlenmesine neden olabilir.
Burun derisinde kalınlaşma zaman içinde Rinofima, diğer cilt lezyonları ile birlikte veya tek başına görülebilir. Erkeklerde daha sık görülen bir durumdur. Kremler, antibiyotikler ve Lazer ile tedavi edilebilir. Lazer ile rinofima tedavisi 15 gün aralıklarla ortalama 4-6 seans yapılır.
Gül hastalığı genellikle yüz bölgesinde ortaya çıktığı için estetik olarak da kötü bir görünüme neden olur. Güneşin zararlı etkileri, çevresel kirlilik, stres ve soğuk havalar da bu hastalığın görülme sıklığı ve seyri üzerinde etkili oluyor.
En çok kullanılan metronidazol (krem, jel, losyon), azelaik asit (krem, jel) ve sodyum sülfasetamid, sülfasetamid+sülfürdür. Diğer ilaçlar ise tretinoin, benzoil peroksit, eritromisin, klindamisin, tetrasiklin, % 5 permetrin krem, takrolimus ve pimekrolimustur.
Gül Hastalığı Tedavi Edilmezse Ne Olur? Gül hastalığı, müdahale edilmediği durumlarda şiddetlenebilen kronik bir hastalıktır. Devam eden süreçte iltihaplı yaralar ve sivilceler meydana gelebilir. Eğer erken teşhis yapılmazsa ve hastalık ilerlerse, lenf kanserine neden olabilir.
Bunlar: Topikal ilaçlar : Bunlar iltihap ve kızarıklığı azaltmaya yardımcı olur ve günde bir veya iki kez cilde uygulanır. Bazı oral ilaçlarla birlikte yaygın olarak kullanılırlar. Antibiyotikler (metronidazol), tretinoin, benzoil peroksit ve azelaik asit, yaygın olarak reçete edilen topikal ilaçlara örnektir.
Gül hastalığı herkesi etkileyebilir. Ancak en çok açık tenli orta yaşlı kadınlarda görülür. Gül hastalığının kesin tedavisi yoktur, ancak uygulanan tedaviler belirtileri kontrol altında tutabilir ve azaltabilir.
Topikal krem tedavileri, oral antibiyotikler veya isotretinoin tedavisi, kılcal damar genişliği ve kızarıklık için lazer sistemleri kullanılabilir. Tedavide kullanılan ilaçlar kadar güneş, sıcak, alkol, ilaçlar gibi teteikleyici nedenlerden uzak durmak önemlidir.
Retinol neredeyse tüm cilt tipleri üzerinde etkili olsa da herkesin kullanımına uygun olmayabilmektedir. Örneğin, gül hastalığı olan kişilerin ciltleri hassas olduğu için bu kişilerin cildi retinol gibi güçlü bir bileşeni tolere edemeyebilir.
Pityriasis rosea her yaşta görülebilen, fakat sıklıkla 10-35 yaşlara arasında rastlanılan döküntülü bir deri hastalığıdır. Döküntü bir kaç hafta veya yıl sürebilir. Genellikle hastalık kalıcı bir iz bırakmaz, fakat esmer kişilerde zaman içinde gerileyen kahve renkli lekeler kalabilir.
Gül veya rose hastalığı olarak da adlandırılan rozasea, toplumda sıkça görülen kronik bir cilt hastalığıdır. Gül hastalığının neden olduğu unsur net bir şekilde açıklanamasa da bazı tetikleyici etkenlerden söz edilebilir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri