Su soğudukça moleküller birbirine yaklaşmaktadır. En büyük yoğunluk ise +4 ℃ de yakalanır. Yani su en yüksek yoğunluğa +4 ℃ de ulaşır. Su molekülleri en yoğun +4 ℃ de bulunur.
Suyun ısısı sıfırdan +4 dereceye çıkarken kütle yoğunlu artar çünkü suyun en yoğun olduğu sıcaklık +4 derecedir. Bu sayede yoğunluğu daha az olan buz suyun üstünde yüzebilir.
Su donunca boşluk daha da artar ve özkütle daha çok azalır. Yani, 0 °C ile +4 °C arasında hidrojen bağlanması baskındır; +4 °C'den yukarısında ise termal kuvvetler baskındır. +4 °C'de ise bu kuvvetler mükemmel bir denge içindedir; bu yüzden suyun özkütlesi +4 °C'de maksimumdur.
Örneğin su 0 santigrat derecede donma noktasına ulaşır ve donar. Ancak son yıllarda yapılan çalışmalar neticesinde, saf suyun sıfırın altında 48 derecede donduğu biliniyor. Yani su içeriğindeki mineral yapılara bağlı olarak 0 santigrat derecede ya da sıfırın altında 48 santigrat derecede donabilmektedir.
Sıcaklık arttıkça sıvı genleşir, hacmi artar ve yoğunluk azalır. Hacim ve yoğunluk ters orantılıdır. (d=m/v) Sıcaklık azaldığında ise hacmi azalır, hacim azalırsa yoğunluk artar. Suyun sıcaklığı arttıkça içinde çözünmüş gazların çözünürlüğü gittikçe azalır.
İlgili 32 soru bulundu
Su molekülleri de soğudukça birbirine yaklaşır fakat en büyük yoğunluğa +4 °C' ye geldiğinde ulaşır. Yani su moleküllerinin en yoğun olduğu hal katı hali değildir, +4 °C'deki (normal koşullarda 1 atm basınç altındaki) sıvı halidir.
Sıcaklık arttıkça hacim artar ve yoğunluk azalır.
Yoğunluk, bir maddenin ne kadar yoğun olduğunu, yani birim hacmi içinde ne kadar madde bulunduğunu gösterir. Saf suyun yoğunluğu ve özkütlesi, sıcaklık ve basınca bağlı olarak değişir. Sıcaklık arttıkça, suyun hacmi artar ve yoğunluğu azalır. Basınç arttıkça, suyun hacmi azalır ve yoğunluğu artar.
Suyun donma noktası ise sıvı halden katı hale geçtiği sıcaklığı ifade eder ve atmosfer basıncı altında saf su için yaklaşık olarak 0°C (32°F) veya 273.15 Kelvin'dir. Suyun 0°C (32°F) olan donma noktası, atmosfer basıncı altında geçerlidir ve deniz seviyesinde bu değer kabul edilir.
Örneğin deniz seviyesinde (1 atmosfer basınçta) su 100°C'de kaynarken, 8848 metre yükseklikteki Everest Dağı'nın zirvesinde yaklaşık 70°C'de kaynar. Deniz seviyesinin altındaki yerlerde ise suyun kaynama noktası 100°C'nin üzerindedir.
Bildiğiniz gibi Saf suyun 1 atm'de kaynama ve yoğuşma noktası 100 C'dir.
Suyun yoğunluğu buz halindeyken daha azdır.
Çünkü, aynı miktardaki su ve zeytinyağının moleküllerinin sayısı birbirinden farklıdır. Sudaki molekül sayısı zeytinyağındakinden daha fazladır. Yani su, zeytinyağından daha yoğundur. Yoğun olan sıvı altta kalır.
Karşılaştırmayı tamamlamak için belirli bir hacimdeki madde miktarları, yani yoğunluk (özkütle) da hesaba katılmalıdır. Aynı sıcaklıkta eş hacimdeki su, havadan yaklaşık 800 kat daha fazla kütleye sahiptir, yani 800 kat daha yoğundur.
Suyun ve buzun yoğunluğu
Buzun yoğunluğunun daha düşük olması, su donarken hidrojen bağlarının yön değiştirmesinden kaynaklanır. Daha net olmak gerekise, buzdaki moleküller arası uzaklık sudakine oranla daha fazladır. Bu, suyun donarken genleşmesi anlamına gelir.
Kaynama noktası saf su için farklı sıcaklık birimlerinde 100 °C, 212 F ve 373 K olarak belirlenmiştir.
Özellikle bununla beraber kaynama noktası olan deniz seviyesindeki 100 santigrat dereceye ulaşıldığı vakit, su hal değişimine giriş yapar. Yani buharlaşma noktasına gelmiştir ve su buharlaşır. O sebepten dolayı + 4 santigrat dereceden sonra suyun buharlaşma etkisi ortaya çıkmaya başlar.
Deniz seviyesinde (1 atm basınçta) saf su 0°C'de donar ve 100°C'de kaynar.
Sıvılardaki yoğunluğu ise moleküllerin yakın oluşu ve dizilimine bağlıdır. Katıların yoğunluğunu hesaplarken kullanılan formül ( D=m/v) sıvıların yoğunluğunu hesaplarken de kullanılmaktadır. Suyun yoğunluğu ise 1g/sn metre küptür. Bir maddenin yoğunluğu hacmi ne olursa olsun aynı kalacaktır.
Bu sadece suya özgü bir durumdur.Diğer sıvı maddeler ise katıya dönüşürken hacmi artmaz, azalır. Su donarken hacmi arttığı için yoğunluğu azalır.
Doğrusu, su donarken hacmi artar ve yoğunluğu azalır, donan kısım su yüzeyinde birikir böylece su ekosistemindeki canlılar yaşamlarını devam ettirebilir.
Çünkü cismin kütlesi arttıkça hacmi de artar. Onun için yoğunluk aynı cisim için sabittir. Sonuç olarak suyun kütlesi artsa da yoğunluğu artmaz.
Sıcaklık arttıkça moleküllerin hızları da artar. Moleküller arasında sürekli esnek çarpışmalar olduğundan moleküllerin hızları, dolayısıyla kinetik enerjileri sürekli değişir. Bu bakımdan moleküllerin ortalama hızından ya da ortalama kinetik enerjisinden söz etmek daha anlamlıdır.
Sıcaklık ile basınç arasında sıkı bir ilişki vardır. Sıcaklığın artması ile gaz moleküllerinin hareketliliği artar ve yoğunluğu azalır. Bu da basıncın azalmasına neden olur. Bunun tersi durumda ise, sıcaklık azaldıkça yoğunluk artacağından hava basıncı da artar.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri