Psoriasis bilinen adı ile sedef hastalığı, cilt hücrelerinin normalden daha hızlı çoğalmasına neden olan ve ciltte kabarık, pullu yamalar ile seyreden kronik bir otoimmün cilt hastalığıdır. Tanısı konulduktan sonra ömür boyu süren bir deri hastalığıdır. En yaygın görüldüğü yerler diz, dirsek, gövde ve kafa derisidir.
Hastalık kronik olduğundan yaşam boyu devam eder.
Hastalığın herhangi bir böbrek ve karaciğer hastalığı ile ilgisi yoktur.
Tüm bağışıklık sistemi hastalıklarında olduğu gibi stres sedef hastalığının tetikleyicileri arasındadır. Sedef hastalığı ve stres arasında bir kısır döngüden söz edilebilir. Bazı ilaçlar, enfeksiyonlar, aşırı ultraviyole, hormonal değişiklikler gibi başka tetikleyiciler de bulunmaktadır.
Gutat sedef hastalığının tetikleyicileri arasında solunum yolu enfeksiyonları, strep boğaz enfeksiyonu, bademcik iltihabı, stres, ciltte yaralanma ve antimalaryal veya beta-bloker ilaç kullanımı mevcuttur.
Sedef hastalığı yaygın inflamasyona neden olan otoimmün bir rahatsızlıktır. Sedef hastalığı, cilt ve akciğerler de dahil olmak üzere vücudun diğer kısımlarını etkileyebilir. Kişiyi akciğer hastalığı, kalp hastalığı, kanser ve artrit gibi birçok komplikasyon için risk altına sokar.
İlgili 30 soru bulundu
Yapılan araştırmalar sonucunda B vitaminleri, A vitamini ve Çinko düzeylerinin sedef hastalarında düşük bulunduğu saptanmış. Ayrıca yine kan insülin ve glikoz seviyeleri de yüksek bulunmuş olan sedef hastalarında şişmanlık da önemli bir risk faktörüdür.
Genetik yatkınlığın hastalığın ortaya çıkmasında etkisi bulunmaktadır. Ebeveynde aynı hastalık görülmese de önceki nesilde varsa hastalığa yakalanma ihtimali yükselir. Diğer yandan aşırı stres, üzüntü depresyon gibi psikolojik durumların hastalığın ortaya çıkmasını tetiklediği görülmüştür.
Okyanus suyu, nehir suyundan, sodyum, klorür, sülfat, magnezyum ve kalsiyum da dahil olmak üzere, önemli miktarda daha fazla miktarda mineral içermesi nedeniyle farklıdır. Bu nedenle sedef hastalığı gibi cilt hastalıklarında oldukça faydalıdır.
Şiddetli sedef hastalığı vakalarında fototerapi yanında sistemik ilaçlar kullanılır ve topikal uygulanan kremler de tedaviye eklenir. Derinin nemli ve yumuşak tutulması önemlidir. Sistemik ilaç tedavisi özellikle eklem iltihabı ve tırnak tutulumunun olduğu vakalarda tercih edilir.
Sedef hastalığı kişinin hayatı boyunca sahip olduğu ancak doktor kontrolünde uzun tedaviler sonucunda kontrol altında tutulabilen kronik bir hastalıktır. Kesin bir tedavisi bulunmamakla beraber sedef hastalığının tedavisinde hastalığa yol açan hücrelerin ve hücre aktivitelerinin önlenmesi amaçlanmaktadır.
Ağız-boğaz bölgesi başta olmak üzere bazı enfeksiyonlar, deriye yapılan travmalar, kesiler, ameliyatlar, basit bir böcek sokması veya şiddetli güneş yanıkları hastalığın alevlenmesine sebep olabilir. Alkol ve sigara kullanımı, şişmanlık, stres, genel durum bozuklukları, aşırı soğuk da alevlendirici etkenlerdendir.
Cildi kurutmanın dışında, sabun cildin doğal pH'ini degiştirerek onu tahrişe daha yatkın hale getirebilir. Daha hassas bir temizleme için sabun içermeyen bir duş jeli kullanabilirsiniz. Bu size tuhaf gelebilir fakat yulaf ezmeli bir küvette banyo yapmak rahatlatıcı olabilir ve kabukların dökülmesine yardımcı olabilir.
Sedef hastalığı en sık 20'li ve 50'li yaşlarda görülmekle birlikte her yaşta ortaya çıkabilir. Kadın ve erkeklerde görülme oranı benzerdir. Çocuklarda yetişkinlere oranla daha az görülür. Dünyada 125 milyon, ülkemizde ise 1 milyona yakın insanın sedef hastalığından etkilendiği düşünülmektedir.
Hayır! Sedef hastalığı deri kanseri riskini arttırmaz. Ancak kontrolsüz kullanılan bazı tedavi yöntemleri deri kanseri riskini arttırabilir.
Sedef için özel bir kan testi veya tahlili yoktur. Teşhis genellikle doktor tarafından derinin muayenesi ile konur. Nadiren deri biyopsisi gerekir. Tırnaklarda küçük çukurcukların varlığı sedefin göstergesidir.
Kuru ciltli hastalarda bir bölgede oluşan sedef hastanın tüm vücuduna yayılma özelliği gösterebilir. Fakat daha yağlı bir cilde sahip hastada sadece bu kızarıklık ve pullanmaların diz ve dirsek bölgesinde sabit kaldığını görebiliriz.
Tedavi edilmezse zamanla kalınlaşıp özellikler eller ve ayaklarda hareketi zorlaştırabilir. Kelliğe yol açmaz ama hastalık şiddetli ise saç dökülmesini arttırabilmektedir. Sedef hastalığı sadece tırnağı tutabilir.
Sedef hastalığına ne iyi gelir besinler konusunda nasıl davranmalı sorusu da İbrahim Saraçoğlu tarafından cevaplanmıştır. Saraçoğlu sedef gibi deri hastalıkları olanları çiğ ya da pişmiş sarımsak, karabiber, acı biber, portakal, greyfurt tüketiminde dikkatli olmaları konusunda da uyarmaktadır.
7)Düşük D vitamini hastalığın tetikleyicisi olabilir. Mutlaka D vitaminine baktır. 8)Yapılan çalışmalarda doğru probiyotik kullanımı sedef hastalarının CRP değerlerinde düşüş gözlemlenmesini sağlar. 9)Meyveli yoğurtlar(hazır yoğurtlar),bulyon içeren çorbalar, konserve besinler sedef hastalığını tetiklediği görülmüştür.
Meryemana dikeni, buğday ruşeymi yağı, hidrastis canadensis çayı, kadın tuzluğu, hodan yağı, aloe vera, keten tohumu yağı, dulavratotu sedef hastalığına iyi gelen bitkilerdir.
Anti-enflamatuar ve UV-immün baskılayıcı bir etkiye sahip olduğu için güneş sedef hastalarının cilt durumunu iyileştirme eğilimindedir. Ayrıca, UV ışınları, sedef hastalığı tedavisinde gerçek bir terapötik seçenek olarak kullanılır: örneğin güneş ışığının daha az olduğu kış aylarında fototerapi önerilebilir.
Sararmış ölü derileri yiyen garra rufa balıkları, ölü derileri yaradan ayırıp, yaranın büyük bir hızla iyileşme sürecine girmesini sağlıyorlar. Özellikle sedef hastalığından muzdarip kişiler, doktorlarda bulamadıklar çareyi garra rufa balıklarında bulabiliyorlar.
Sedef hastalığının etkilediği sistemlerden biri de sinir sistemi olup, sedef hastalarında bilişsel bozukluk ve demans riskinin arttığı bazı çalışmalar ile gösterilmiştir. Sedef hastalarında bilişsel bozukluklar hastalığın başında ya da hastalığın ilerleyen dönemlerinde gelişebilir.
Sedef hastası olan kişilerde, beyin damarları ve nörolojik sorunlar da dahil olmak üzere kalp ve damar hastalıklarına bağlı ortaya çıkan kalp krizi ve inme sıklığı, sedef hastası olmayan kişilere göre 2 kat artış göstermektedir.
Değirmenci'de, sedef hastalığının sadece bir deri hastalığı değil psikolojik etkileri de olan psikosomatik bir hastalık olduğunu belirterek psikiyatrist takibinin de hastalığın tedavisinde önemli olduğunu söyledi.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri