Bilinenden hareketle bilinmeyene ulaşmayı ifade eden mantık, fıkıh ve dil bilimi terimi. Bir kişinin ücret karşılığında nitelikleri önceden belirlenmiş bir eseri imal etmesi için yapılan sözleşme anlamında fıkıh terimi.
Satış bedeli peşin ödenerek mal veresiye olmak üzere yapılan bir satım akdi. Burada, hazır olan bir ivaz karşılığında nitelikleri belirli bir ivazın zimmette bir borç olarak belli bir zaman sonunda teslimini kapsayan bir akit söz konusudur. Selem akdi Kitap, Sünnet ve İcmâ delilleri ile meşrûdur.
Ismarlanan şey, akdin yapıldığı anda, ısmarlayanın istediği özellikte hazır olmadığından, istisna' akdi, akit esnasında henüz mevcut olmayan bir şeyin imal edilmesi için insanların arasında yaşayan örfe uygun ola- rak kurulan bir akittir.
arsa sahibinden veya müteahhitten satın alınarak üçüncü kişiye devredilmesi de mülkiyetinde olmayan ma'dumun satışına misal verilebilir.
ileri bir vâdede teslim etmek üzere peşin bedelle satmasına selem denilir. Örneğin nakit sıkıntısı yaşayan bir çiftçi hasat zamanı eline geçecek çayı hasat zamanı gelmeden evvel fabrikaya satarak sıkıntısını aşabilir.
İlgili 28 soru bulundu
Sözlükte “teslim etmek, teslim olmak, peşin bedelle vadeli mahsul almak” gibi anlamlara gelen selem kelimesi fıkıh terimi olarak nitelikleri belirlenen vadeli malın peşin bedelle satımını ifade eder.
Ma'dûm, yokluk anlamında kullanılan bir kavramdır. Kelam ekolleri, ma'dûm kavramı etrafında yokluğun mahiyetini inceleme konusu yapmışlardır.
Hanefiler mütekavvim kavramını ise “şer'an kendisinden yararlanılması mubah olan şey” olarak tanımlarlar. Buna göre Hanefî mezhebine göre hak ve menfaatlerin -maddi bir varlığa sahip olmadıkları için- mal sayılmamaları ve akitlere konu edilememeleri icap etmektedir.
Sözlükte “mübadele” anlamına gelen bey' (çoğulu büyû'), genelde alışveriş ve ticareti, İslâm hukuku terimi olarak da satım akdini ifade eder.
Vedia verenin taşınır bir malı ücretsiz olarak saklanmak üzere vedia alana tevdi ettiği, tevdi alanın da bu malı istendiği zaman iade borcu altına girdiği akit vedia akdidir (saklama sözleşmesi – depositum).
Mevkuf akit, hüküm ve sonuçlarını doğur- ması ilgili ve yetkili şahsın icazetine bağlı olan akittir. Diğer bir ifadeyle mevkuf akit, icazete kadar hükmü askıda olan akittir.
Müslemun fîh: Mebi', sonradan teslim edilen mal. Re'su'l-Mal: Semen, peşin ödenen para vb.
Sözlükte “toprağa tohum atmak, ekin ekmek” anlamındaki zer' kökünden türeyen müzâraa kelimesi, fıkıh terimi olarak tohum ekmek ve mahsulü belli oranda paylaşmak üzere arazi sahibiyle emek sahibi arasında yapılan ziraî ortaklık sözleşmesini ifade eder.
Teverruk, bir malın taksitle satıcısından alınıp, başka birine peşin olarak satılması işlemine denir. Buradaki amaç nakit ihtiyacının karşılanmasıdır. Bu yöntem Katılım Bankaları tarafından müşterilerin borçlarını yeniden yapılandırmak amacıyla da kullanılır.
Âkile sözcüğü, diyet ödemek anlamına gelen "akl" mastarından ismi fâil olup diyeti ödemeyi üstlenen kimse veya kimseler demektir.
IV- Meûnet: Halk arasında durumları gizli olan ve meczub (ilahî aşkla akli dengesi değişmiş kimse, deli) bilinen bazı kimselerden, bir iddiada bu- lunmadan meydana gelen "Hârikulâde" olaylar"dır.
"Sahip olma, tasarruf hakkı, köle, esir" gibi anlamları olsa da, asıl manasıyla "rakabe", "beklemek, korumak, muhafaza etmek, murakabe, koruyuculuk, gözeticilik” demektir.
Malın sahibinin malla ilişkisi bakımından mallar sahipsiz mallar, özel mallar ve kamu malları şeklinde üç gruba ayrılabilir. a) Mubah mallar. Üzerinde mülkiyet hakkı olmayan sahipsiz mallardır.
Allah'ın zihnin dışında gerçekliğinin bulunduğunu ve yokluğunun düşünülemeyeceğini belirten sıfat.
Madum, imkan dahilinde olup da vücuda çıkmamış şeylerin bir ifadesidir. Mesela "Ahmet yanımda yok" dediğimiz zaman, yanımda olması imkansız anlamında yok değil olması mümkün, ama şimdi yanımda yok anlamında bir yoktur ki buna ma'dum birincisine de mümteni denir.
Peygamberlerin günahtan korunmuş olduğunu ifade eden terim.
Akdin kuruluşunu ve hukukî varlık kazanmasını ifade eden İslâm hukuku terimi. En yaygın hukukî işlemi ve borç kaynağını ifade eden bir hukuk terimi. Bir hukukî işlemi gerçekleştirmeye ilişkin iradenin dışa yansıtılması.
Mutlak bir lafzın vasıf, şart, zaman ve mekân gibi kayıtlarla sınırlandırılması anlamında fıkıh usulü terimi. Kayıtlanmamış lafız anlamında fıkıh usulü terimi.
İslam borçlar hukukunun temel konularından birisi olan akitlerde ca'lî şartlar, genel olarak tarafların akitle beraber ileri sürdükleri ve üzerinde anlaştıkları şartları ifade eder.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri