şemine yanmak: alevine pervane gibi yanmak. pervane ışığa yaklaşır ve yanar.
Şem' kelimesi Arapça olup mum, ışık kaynağı anlamına gelmekte; pervâne kelimesi ise özellikle yaz mevsimlerinde ateş, mum, ışık etrafında dönen gece kelebeği, güve olarak tabir edilmektedir.
Mum ışığı ile pervane, divan şiirinde çoğunlukla âşık ve sevgiliyi sembolize eden iki unsurdur. Sevgilinin yüzü, güzelliği ve yanağı mum; âşıklar da bu mumun etrafında dönen pervaneler olarak hayal edilir. Bu konuyu ele alan Şem' ü Pervâne mesnevileri yazılmıştır.
Doğu edebiyatlarında tasavvufî aşkın anlatıldığı alegorik ve sembolik hikâyelerin ortak adı. Geceleri ışığın çevresinde dönen pervanenin klasik Doğu şiirinde âşığı temsil ettiği ve muma (şem') âşık olduğu yaygın bir kabul olarak yer almaktadır.
Anadolu Selçukluları'nda pervâne mülk, iktâ ve arazi işleriyle uğraşır, bunlarla ilgili tayin, temlik, tahrir işlerini yapar, menşur ve beratları hazırlar, defterleri tutar, tevcih edilen ihsanları dağıtırdı. Ayrıca sultan için istihbarat faaliyetlerini yürütürdü.
İlgili 23 soru bulundu
ŞEM' Ü PERVÂNE (LÂMİ'Î ÇELEBİ) Lâmi'î Çelebi'nin doğu edebiyatlarında ortak işlenen ve konusu aşk olan sembolik mesnevisi. Mumun etrafında delice dönüp duran kelebeği/pervâneyi âşıka, mumu da maşuka benzeten şairler, dünyevî veya ilahî aşkı anlatırken bu iki unsura şiirlerinde yer vermişlerdir.
Arapça bir kelime olan şem', “mum, balmumu”, “ilahî nur” anlamına gelmekle birlikte bir fitil üzerine erimiş balmumu iç yağı, stearik asit veya parafin dökülüp genellikle silindir biçiminde dondurulan ışık aracıdır.
Zâtî, XV. yüzyılın sonu ile XVI. yüzyılın ilk yarısında yaşamış, yazdığı manzum ve mensur eserlerle tanınmış ve dönemin önde gelen şairlerindendir. Zâtî'nin Divanı'ndan sonra en tanınmış eseri Şem' ü Pervâne mesnevisidir.
Mecazi anlamda ise, bir kişinin başka bir kişiye ya da bir şeye karşı aşırı bir ilgi ve alaka göstermesi, adeta onun etrafında dönmek, ona çok büyük bir hayranlık duymak ya da ona hizmet etmeye hevesli olmak gibi durumları ifade eder.
Akhisarlı Nasuh Nevalî tarafından 16. yüzyılda Arapçadan Türkçeye çevrilen siyasetnamedir. Aristo'nun Arapçaya çevrilen (Arapça çevirisi: Kitabü'r-riyaseti ve's-siyase) İskender'e Retorik (Yunanca: Ῥητορικὴ πρὸς Ἀλέξανδρον) adlı eserinin Türkçeye çevirisidir. 16 bölüm ve bir ekten oluşan eser 264 sayfadır.
Layık ki encümende erürse hicibdan Sırr-ı nihan-ı 'aşkı getürdi Iisana şem '(Beliğ Mehmet Emin) (Mum, mecliste aşkın gizli sırlarını dile getirdiği için utancından erise yeridir.) yönlendiren ilahi bir güç olarak karşımıza çıkmaktadır.
İslam. Camilerde Osmanlı zamanında akşam ve yatsı namazlarında aydınlatma görevi gören, mihrab'ın sağında ve solunda genellikle bakır mumluk üzerinde birer büyük mum bulunurdu.
osmanlı devleti'nde uygulanan bir tür gaza şenliğidir. savaş öncesinde veya esnasında düşman kuvvetlerine karşı psikolojik üstünlük elde etmek için karanlık çöktükten sonra ordunun elindeki mumları, kandilleri, fenerleri, meşaleleri yakması olayına 'mum donanması' denir.
Pervane ya da uskur, döner bir milin üzerine yerleştirilmiş, uygun bir aerodinamik ya da hidrodinamik biçim verilmiş palalardan oluşan; itme veya çekme gücü sağlayan alet.
Aruzun hezec bahrinin mefâ'ilün mefâ'lün fe'ûlün kalıbıyla kaleme alınan 3739 beyitlik Şemʿ ü Pervâne, 1534 yılında yazılmış ve Kanuni Sultan Süleyman (ö. 1566)'a sunulmuştur.
Yüzen mumlar, genellikle içerdikleri özel maddeler sayesinde su üzerinde yüzebilen ve dekoratif bir görünüm sunan aydınlatma ürünleridir. Bu mumların içerisinde genellikle parafin, soya yağı veya benzeri mum malzemeleri kullanılır.
29 Ağustos 1526'da Mohaç Muharebesi'nde ordusu Osmanlılar karşısında büyük bozguna uğradı. Kendisinin savaş alanından kaçarken Karasu bataklığında boğulduğu sanılıyor.
Kuruluş tarihi, ilk Türk denizcisi kabul edilen Çaka Bey'in İzmir'de oluşturduğu donanmanın kuruluş tarihi olan 1081'dir.
Adete göre mezar taşına mum yakan kişi, mezardaki ölüyle kendisini bütünleşmiş, ondan bir parça olmuş gibi kabul ediyor. Geçmişte ateşe tapanlar tarafından kurban ya da ölü ile bütünleşme anlamında kullanılan, günümüzde ise günahlardan arınma anlamına gelen “mum yakma” adetini acaba Gül hangi amaçla kullandı?
Uykunun verimini düşürdüğü bilinen mavi ışıktan yani cep telefonlarımızdan uzak durup geceleri birkaç mum yakmak sakinleştiriyor ve uykuya geçişi kolaylaştırıyor. Ofiste veya evde çalışırken mum yakmak da konsantrasyonu artırıyor ve negatif düşüncelerden uzaklaştırıyor.
Yaş günü kutlamak ibadet değil âdettir. Bu âdet Hristiyanlardan gelmiş olsa bile, ibadet olmadığı için Müslümanların, doğum günü, evlilik yıldönümü gibi günler tertip etmesinde mahzur yoktur. Fakat gayrimüslimlerin ibadet olarak yaptıkları şeyleri, mesela bayramlarını kutlamak caiz olmaz."
Edirne'nin Kırkpınar'ın davet simgesi olarak tanımlanan mum.
Böylece mum ışığı, yatmadan önce sizi hazırlayarak uyku kalitenizi artırır. İnsanı rahatlatma özelliği bulunan mum ışığı, meditasyonlar sırasında da sıklıkla tercih edilir. Siz de meditasyon, ibadet ve diğer derin düşünme anlarınızda mum ışığından faydalanabilirsiniz.
Bir çok kaynağa göre 5 bin yıl öncesine dayanan mumun geçmişi aydınlatma amaçlı, dini törenlerde, kutlamalarda ve ritüellerde kullanılmıştır. İlk olarak Mısır ve Girit'te icat edildiği söylenen mum için Antik Çağ'ın önemli buluşlarından biri diyebiliriz.
Zâtî, özelde 16. yüzyıl genelde de bütün dîvân edebiyatının en önemli Ģairlerinden biridir. Zâtî, Balıkesir'de doğdu. Sehî ve Lâtîfî'ye göre asıl adı BahĢî, Kınalızâde'ye göre Ġvaz, Âlî Mustafa Efendi'ye göre Satı, Zâtî veya SatılmıĢ'tır (CoĢkun, 2003: 150).
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2025 Usta Yemek Tarifleri