Özetlersek, sevgiyi bir yaşantı, somut bir yaşamsal süreç olarak değil de, soyut bir kavram olarak gören bu tanımlamalara göre sevgi, bir kişiye ya da bir şeye karşı duyulan ilgi, bağlılık, içtenlikli yakınlık duygusu, derin sevecenlik; o kişinin ya da şeyin iyiliğini isteme, ona içten bağlanmadır.
İlgili 27 soru bulundu
Sevmek, saygı göstermeyi, sevdiğin insanı bir bütün olarak kabul etmeyi ve ilave olarak ona yardım etmeyi, kendini geliştirmesi için elinden geleni yapmayı, birlikte tekamül etmeyi amaçlar. Dolayısyla sevmek, sadece bir duygu olmayıp EYLEMİ de kapsar. Hatta 'SEVMEK bir EYLEMDİR' demek yanlış olmaz.
Sevgi, yarattığı histen dolayı birçok olayı olumlu görmemize yardımcı oluyor. Gün içindeki stres ve karmaşa huzurlu hissettiğimizde çok daha az düşünülüyor. Aşkın etkileri arasında uzun yaşama isteği ve mutlu hissetme yer alıyor. Sevgi, gün içindeki hayatı etkilediği için her daim kendisini hissettiren bir duygudur.
Sevgi, bir insanın bir kişi, durum ya da nesneye ilgi ve bağlılık duygusudur. Sevginin davranışa yansıyan şekli ise, sevgi dolu gözlerle bakmak, dokunmak, öpmek, güzel sözler söylemek, zamanı paylaşmak, öncelik vermek, onu düşünmektir.
Sevgi yetersizliği sonucunda çocukta kendine ve çevreye karşı güvensizlik ve olumsuz duygular gelişebilmektedir, dünyanın korkutucu bir yer olduğunu ve kendisinin hep yalnız kaldığını düşünebilir, sevgisiz büyütülmüş çocuk acısını ve tedirginliğini dışarı vuracak davranışlar geliştirebilir.
Sevgi belli temel öğeler ile ortaya çıkar. Bunlar; ilgi, sorumluluk, saygı ve empatik anlamadır. İlgiyi en güzel annenin çocuğuna olan ilgisinde görebiliriz. Sorumluluk ise saygı ile birlikte olduğunda tam anlamını taşır, yoksa müdahaleye girebilir.
“Arada mesafeler varsa o ilişki yürümez.”, “Uzak mesafede kişiler çok deniyor ama ilişki bir yerde kopuyor.” gibi cümleleri duymuşsunuzdur. Fakat sanılanın aksine mesafelere rağmen sağlıklı ve kaliteli ilişkiler yürütmek mümkün.
Sevgi emek ister, sevgi sabır ister, sevgi bilgi ister, sevgi özgürlüktür, şefkattir, yapıcıdır, birleştiricidir, anlayıştır, saygıdır, seven insan şöyle yapmalı, seven insan böyle yapmalı, aramalı, sormalı, ilgilenmeli, kıskanmalı, tamamlamalı, aynı şeylerden zevk almalı. Sevginin hiç bir tanımı yoktur.
Sevginin göstergesi, şu iki soruyu sormaktır: " Dün gece İyi uyudun mu? ve "Karnın aç mi?" Bir önceki gece iyi uyuduğumuz, sabah nasıl kalktığımız, kendimizi nasıl hissettiğimiz soru soran için çok önemlidir ve bu soruda kendisi için bir beklenti yoktur. İşte bizi sevdiğini, bu soruyu sorması çok iyi gösterir.
Sevgi, olduğu gibi kabul etmeyi, onun gereksinimlerini/isteklerini anlamayı, bunları karşılamak için sorumluluk duymayı, ona ilgi göstermeyi, ona bağlanmayı, düşüncelerine ve duygularına saygı duymayı kapsar.
İlgisiz Çocuk Sendromu Yaşayan Çocukların Davranışları
Daha çok içine kapanık, sessiz bir ruh hali içinde olurlar. Sosyalleşmek, dışarı çıkmaktan çok evde oturmayı tercih ederler. Konuşmakta zorlanırlar, kendilerini ifade etmekte oldukça zorlanırlar.
Yapılan araştırmalarda belli bir süre anne sevgisinden mahrum kalan bir çocuğun ağlama ve öfke nöbetleri geçirmesi, yemek yemeye direnmesi gibi bulgulara rastlanır. Bu süre uzadıkça kilo kaybı ve ishal gibi fiziksel sorunların yanında içe kapanıklık ve depresyona girme gibi psikolojik etkiler görülebilir.
Sevgiden dostluk, şefkat, yardımlaşma, paylaşma... meydana gelir. Kısaca bütün güzellikler sevgi ile hayat bulur. Sevgi, insanları birbirine yaklaştıran, kalpleri birbirine bağlayan; insanlar arasındaki güveni, dostluğu, ilgiyi, fedakarlığı ve bağlılığı artıran bir duygudur.
Sevgi daha uzun süreli bir duygudur. Aşk ise sevgiye kıyasla daha kısa süreli bir duygu olarak ifade edilebilir. Üstelik bir kişiye karşı hissettiğiniz aşkın sonrasında olgunlaşarak yerini sevgiye bırakacağı ya da nefrete dönüşeceği de söylenmektedir.
Aşk, sevginin tutkulu ve derinlikli biçimidir. Aşkı sevgiden ayıran en önemli üç özellik, sadakat, bağlılık ve şefkattir. Sevdiğine delice bir tutkuyla bağlanan âşık onun için kendi çıkarını terk eden kişidir. Aşık olan kişide muhakeme ikinci plana düşmüş, öncelik duyguların olmuştur.
Sevgi kuvveti insan fıtratına yerleştirilmiş köklü bir hassa'dır. Sevmek insana Allah'ın ilahi bir lütfu olduğu gibi, asli bir ihtiyaçtır. İnsandaki sevgi kuvveti incelendiğinde bu hissin sonsuza uzanma temayülü olduğu görülür. Sevginin sınırsızlığı sevilenin de ezeli ve ebedi olmasını gerektirir.
Biyolojik olarak ise sevilme ihtiyacı, beynin ödül merkezleriyle ilişkilendirilmiştir. Sevgi ve kabul görmek, beyinde dopamin ve oksitosin gibi kimyasal maddelerin salınmasını tetikler. Bu kimyasal maddeler, kişinin olumlu duygularını artırabilir ve ilişkisel bağları güçlendirebilir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri