Sedef hastalığı, egzama, akne, uçuk ve cilt döküntüleri, gül hastalığı ve vitiligo gibi cilt hastalıklarının en büyük kaynaklarından biri de stres olarak gösterilir.
Duygusal stres kaşıntı, terleme, yüzde kızarma ve yanma gibi geçici probemler yanında prurigo nodularis, atopik dermatit, psoriasis, seboreik ekzema, kronik urtiker, akne vulgaris, liken planus, alopesi areata ve telojen effluvium gibi geniş bir grup deri hastalığada neden olmaktadır.
Vücut stres altındayken daha fazla kortizol ve adrenalin hormonu salgılıyor. Bu hormonların etkisiyle ortaya çıkan enflamasyona yanıtı; egzema, sedef, gül hastalığı, vitiligo ve ürtiker gibi çeşitli cilt hastalıklarının alevlenmesi oluyor. Bu durum tam bir kısır döngü halini alıyor.
Devam eden stres ile kalbin kanı vücuda pompalamak ve dolaştırmak için, artan kan basıncına karşı koymak için daha fazla çalışması gerekir. Kan basıncındaki dalgalanmalar ve yükselmelerle, kalp krizi veya felç geçirme riskiniz artar. Kronik stres depresyon, anksiyete, demans ve Alzheimer hastalığı ile ilişkilidir.
Stres döküntüsü genellikle kaşıntılı, yuvarlak kenarlar veya kurdeşen şeklinde görülür. Kurdeşen vücudun herhangi bir yerinde görünebilir ve boyut olarak değişebilir. Genellikle 24 saat içinde kaybolurken, bir kurdeşen nöbeti 6 haftaya kadar sürebilir.
İlgili 17 soru bulundu
Strese bağlı egzamanın belirtileri, kaşıntı, kızarıklık, kabarcıklar, cilt kuruluğu ve ciltte tahriş şeklinde olabilir. Stres, egzamanın şiddetini artırabilir veya alevlenmeleri tetikleyebilir.
Cilt yüzeyini kaplayan nemli ve yağlı olan cilt katmanı kuruduğunda, cilt pul pul dökülme eğilimi göstermektedir. Kuruluk dışında deri döküntüsüne sebep olan faktörler arasında, alerjik döküntü, egzama, atopik dermatit, bakteriler, virüsler, sedef hastalığı veya diğer hastalıklar olabilmektedir.
Gereğinden fazla stres ve kortizol hormonu kalp ve akciğerlerin çalışma temposunu bozar. Bunun sonucunda da kalp hastalıkları, felç, yüksek tansiyon ve astım gibi bazı hastalıklar ortaya çıkabilir. Kalp çarpıntınız varsa veya göğsünüzde bir ağrı ve sıkışma hissediyorsanız en kısa zamanda doktorunuza başvurun.
Kronik stresin neden olduğu semptomlardan bazıları; çarpıntı, baş ağrıları, sindirim problemleri, nefes darlığı, ellerde titreme, sese karşı aşırı hassasiyet, uyku problemleri, yeme problemleri, halsizlik, eklem ağrıları, kalp rahatsızlıkları, gerginlik, huzursuzluk, kaygı, çökkünlük, motivasyon kaybı, isteksizlik, ...
Şiddetli, uzun süreli (kronik) stres durumlarında ise enfeksiyonlara karşı vücudumuzun bağışıklık sistemini etkileyen olumsuz etkiler oluşur. Yapılan çalışmalar stres düzeyi yüksek ve uzun süreli olan kişilerde bazı bulaşıcı hastalıklara yakalanma riskinin daha yüksek olduğunu gösteriyor.
Stres durumunda vücutta “stres hormonu” olarak da adlandırılan kortizol hormonu salgılanır ve bu hormon mide asit sekresyonunu hızla artırır. Aynı zamanda sindirim sistemi organlarının kanlanmasını azaltan kortizol hormonu çok salgılandığında midede yaygın ülser problemi ortaya çıkar.
Strese bağlı olarak bağışıklık sistemi zayıflabilir, sindirim sistemi problemleri görülebilir ve kronik yorgunluk ortaya çıkabilir. Bunlara bağlı olarak yüksek tansiyon, kalp hastalığı, obezite, depresyon, bağımlılık ve diyabet hastalığı stresin ortaya çıkarabileceği sorunlar arasında yer alır.
En sık görülen bu hastalıkların yanı sıra strese bağlı olarak ortaya çıkan alerji, vitiligo, liken, hiperidrozis, uçuklar ve daha birçok deri hastalığı genellikle stres sonucu oluşmakta ve kişileri oldukça rahatsız edecek durumlar ortaya çıkarmaktadır.
Terör, aşırı kaygı, korku, aile içi sıkıntılar, ekonomik sorunlar, mesleki zorluklara ve sorumluluklara bağlı ortaya çıkan stres, egzama, saç dökülmesi gibi birçok deri hastalığının ortaya çıkmasına ya da alevlenmesine yol açabiliyor.
Stres altında kalan insanlar, cilt lekesi oluşumuna daha yatkın olmaktadır. Stres kaynaklı cilt lekeleri, kronik ilerleyebilmekte ve kişilerin cilt bütünlüğünü bozmaktadır. Stres, cilt sağlığı başta olmak üzere tüm vücut sistemlerinin dengesini bozmakta ve yaşam kalitesi üzerinde olumsuz etki göstermektedir.
Alprazolam (Xanax), Clonazepam (Rivotril), Klorazepat (Tranxilene), Diazepam (Diazem, Nervium), Lorazepam (Ativan) psikiyatride sıklıkla tercih ettiğimiz benzodiazepin grubu ilaçlardır.
Üzüntü ve keder gibi olumsuz duygular akciğerin işlevlerini olumsuz etkileyebilmektedir. Yaşanan üzüntünün sürekliliği akciğeri etkileyerek göğüste baskı, ağırlık hissedilmesine yol açabilir, hatta depresyona kadar sürükleyebilmektedir.
Stres, sempatik sinir sistemini uyaran hipotalamusta başlar. Bunu takiben böbreküstü salgı bezleri, epinefrin olarak da bilinen adrenalin ve noradrenalin salgılar. Bunların kana karışmasıyla beraber kalp atışı hızlanır.
Suçiçeği, kızamık, kızamıkçık, 5.hastalık, 6.hastalık, el-ayak-ağız hastalığı örnek gösterilebilir. Döküntünün bakteriyel nedenleri arasında sık görülen kızıl enfeksiyonu olup daha nadir görülen bakteriyel etkenler de vardır ve antibiyotik tedavisi verilmesi gereklidir.
Kurdeşen yani Ürtiker hastalığı, döküntülü bir deri hastalığıdır. Bağışıklık sistemi problemleri üzerinden ortaya çıkan Kurdeşen hastalığında fiziksel etkenler, bazı ilaçlar ve kimyasal maddeler, alerjik reaksiyonlar, enfeksiyonlar, bazı hastalıklar ve genetik faktörler etkilidir.
Allerjik kontakt dermatit
Deterjanlar, kozmetikler, bitkiler deriye sürülen ilaçlar, ışık, güneş, sıcak- soğuk teması gibi çok farklı etkilerin cilt üzerine temas etmeleri sonrasında oluşur. Meydana gelen bu döküntüler, bağışıklık sisteminin cilde teması gerçekleşen maddeye karşı alerjik cevabıdır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri