Dize sonlarında biri ünlü biri ünsü ses olmak üzere iki sesin oluşturduğu uyak türüne tam uyak veya tam kafiye denir. Gerek halk edebiyatında gerekse divan edebiyatında sıklıkla kullanılan bir uyak türüdür. İki sesin dışında tek ses olmasına rağmen bu sesin uzun ünlü (â, û, î) olması durumunda da tam kafiye oluşur.
Dize sonlarında bulunan sözcüklerdeki tek ses benzerliğine yarım uyak denir. Dize sonlarında bulunan sözcüklerdeki iki ses benzerliğine tam uyak denir. Dize sonlarında bulunan sözcüklerdeki üç veya daha fazla ses benzerliğine zengin uyak denir.
Mısra sonlarındaki iki ses benzerliğine 'tam kafiye' denir. Örnek: Ben yâr ile ettim savaş Akıttım gözümden kanlı yaş
Düz uyak, aabb, aaab gibi şekillerde kullanılan, şiirlerde yer alan uyaklara verilen ad olarak bilinir. Kendi arasında dizeli olan beyitler ya da dörtlükler olarak tanımlanabilir.
*Bunun için her mısraın son kelimesinden başlanarak benzer olan kelimeler işaretlenir. *Aynı anlam ve görevdeki ek ve kelimeler ayrılır. Bunlar rediftir. *Geri kalan, aynı anlam ve görevde olmayan sesler kafiye olarak alınır.
İlgili 25 soru bulundu
Klasik Türk Edebiyatında aruzun fâilâtün fâilâtün fâilün kalıbıyla yazılan dört dizelik milli bir nazım biçimidir. Tek dörtlükten oluşur. Kafiyelenişi rubaiyle aynıdır: aaxa. Genellikle lirik tarzda olan ve aaaa şeklinde kafiyelenen tuyuğlara "Musarra Tuyuğ" denir.
Redif ya da yedek, şiirlerde mısra sonlarında, görevleri aynı olan eklerin ya da anlamları aynı olan sözcüklerin tekrarlanmasına denir. Redifler daima mısranın en sonunda bulunur, yani kafiyeden sonra gelir.
a) DÜZ UYAK: Her beytin kendi arasında uyaklı olması ile oluşur. Uyak düzeni: aa- bb-cc... b) ÇAPRAZ UYAK: Dört dizeli bentlerle kurulan bir biçimdir. Her dörtlüğün tek ve çift sayılı dizeleri kendi aralarında uyaklıdır.
Türk halk edebiyatının en çok kullanılan biçimi olan koşmalar; daha çok 11'li hece ölçüsüyle yazılmıştır. Kafiye düzeni: axax, bbbx, cccx... biçiminde olan koşmaların, ilk dörtlükleri xaxa veya aaax biçiminde de uyaklandırılabilir. Ayrıca koşmalarda en çok yarım uyak tercih edilmiştir.
Sone: Edebiyatımıza Servet-i Fünun devrinde Fransızlar dan girdi. Toplam olarak 14 mısradır. Kafiye düzeni abab – abba – ccd – ede dir.
Kafiyeler kendi içerisinde beşe ayrılır. Tek ses benzeşmesi olan uyaklara yarım, iki ses benzeşmesi olan uyaklara ise tam kafiye denir. Yazılışları aynı fakat anlamları farklı olan kelimelerle yapılan uyaklar ''cinas'' olarak nitelendirilir.
Manzum eserlerde ''abab'' örgüsüyle yapılan kafiyelere çapraz uyak denir. Bu kafiye örgüsünde 1. ve 3 dizeler ile 2. ve 4. dizelerde ses benzerliği bulunur.
Zengin kafiye ya da diğer adı ile zengin uyak; Dize sonlarında sözcük ya da eklerin son hecelerinde üç ya da daha çok harfin ses benzeşmesi ile ortaya çıkan kafiye türüdür. Yani diğer bir deyişle, dize sonlarındaki 3 veya daha fazla ses benzerliğidir.
Mısraların sonlarında yer alan ve okunuş ile yazılışları aynı olan, ancak görev ve anlamları açısından farklı olan kelime ile ekler kafiye olarak bilinir.
Tunç uyakta da cinaslı uyakta olduğu gibi ikiden çok sesin benzeşmesi koşulu olduğundan o da bazı kaynaklarda zengin uyağın içinde değerlendirilmiştir. Dergah yayını Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi de tunç uyağı zengin uyak içerisinde değerlendiren kaynaklar arasında yer alır (TDEA, 5.96).
Dize sonunda redif var ise yani aynı anlama gelen ve tekrar eden sözcük varlığını koruyor ise o şiirde ahenk unsuru da var demektir. Dize sonlarında tekrar eden ve aynı anlama gelen sözcük ya da aynı görevde ek var ise redif var demektir. Her şiirde redif olmak zorunda değildir.
Yani başka bir şekilde de anlatacak olursak üçten fazla olan ses benzeşmelerinde kelimelerden biri diğerinin içinde bulunuyorsa tunç uyaktır. Yukarıda da örnek verdiğimiz gibi "aşarım, taşarım" kelimeleri güzel bir örnektir.
Bir dörtlükte birinci dize ile dördüncü dizenin, aynı zamanda ikinci dize ve üçüncü düzenin uyaklı olmasına sarmal uyak denir. Böylece bir dörtlük içerisinde ilk sıra ile dördüncü sıra aynı uyağa sahip olur. Ayrıca ikinci dize ile beraber dördüncü dize yine aynı uyak kuzeninden yazılır.
Tunç uyak şiir sanatındaki zengin uyaklardan biridir. Şiir mısralarında üç sesten fazla benzeşme olduğu durumlar tunç uyak olarak adlandırılır. Tunç uyakta genellikle bir sözcük diğer mısradaki sözcüğü kapsar. Ancak şiirde bir sözcüğün diğer bir sözcük tarafından kapsandığı her durum tunç uyak olarak adlandırmaz.
Sarmal uyak, şiirlerdeki bir dörtlükte birinci dize ile dördüncü dizenin, ikinci dize ile üçüncü dizenin uyaklı olmasına sarmal uyak (kafiye) adı verilir. Mısraların son kelimelerinin uyumlarına göre harf verilerek bulunabilir.
Örneğin bir dizenin sonunda yer alan iki kelime diğer dizenin sonunda bir araya gelerek tek kelime oluşturabilir. Bu manide yer alan güle naz ve gülen az kelimeleri farklı yazılışlara sahip olsalar da cinaslı kafiye oluştururlar.
Şiirde redif yok ise uyak aranır. Şiirde uyak da bu sıralama ile aranır. Kafiye çeşitleri genellikle yarım kafiye, tam kafiye, zengin kafiye, cinaslı kafiye ve tunç kafiye olarak bilinir.
Dize sonlarında ikiden çok sesin oluşturduğu uyak türüne zengin uyak veya zengin kafiye denir. Gerek halk edebiyatında gerekse divan edebiyatında sıklıkla kullanılan bir uyak türüdür. Üç sesin dışında iki ses olmasına rağmen bu seslerden birinin uzun ünlü (â, û, î) olması durumunda da zengin kafiye oluşur.
Mısraların sonunda yer alan sözcüklerin diğer dizelerde yer alan kelimelerle olan ses benzerliğine kafiye şeması denir. Hem halk şairleri hem de gazel, kaside, tahmis ve murabba türünde eserler yazan divan şairleri, kafiye örgülerine göre eserler kaleme almıştır.
Kafiye ekte de olur, kelimede de... Bütün mesele,eklerin görevlerinin ve kelimlerin anlamlarının farklı olup olmamasıdır; farklı olanlar ancak kafiyedir;aynı olanlar da ancak rediftir. Kural budur. Buna göre kafiyenin kökte de,gövdede de veya ekte de olması gayet tabiidir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri