Tarsus (Hititçe: Tarşa), Mersin ilinin en doğusundaki ilçesidir. İlçe doğuda Adana, batıda Mersin merkez, kuzeyde Pozantı ve Çamlıyayla, güneyde Akdeniz ile çevrilidir. Tarihte en yaygın Kilikya olarak anılan bölgede bulunan ilçenin Hitit Uygarlığı başta olmak üzere köklü bir uygarlık geçmişi vardır.
Yapılan arkeolojik kazılar Tarsus'taki yerleşimin Neolotik çağdan başlayarak günümüze kadar devam ettiğini göstermektedir. Tarsus, tarihi süreç- te Hitit, Roma, Arap, Bizans ve Osmanlı Türklerinin yönetimi altında kalmıştır.
Tarsus “Miratüliber” adlı Arap tarihine göre, Nuh Peygamberin torunu Tarasis tarafından kurulmuştur. Tarsus'un ismi önce Grekçe Tarsos, daha sonra Latince Tarsus olarak kullanılmıştır.
14. yüzyıla ait bir Memlûk (Devletü't-Turkiyye) kaynağında Tarsus Türkmenleri (el-Varsak; Türkmân-ı Tarsus ) tabiri kullanılan Varsaklar Oğuz (Türkmen) boylarından biri olarak zikredilmiştir.
Hitit tabletlerinde Tarşa, Asur kaynaklarında Tarzi, Grek kaynaklarında Tarsos; Arap ve Osmanlı kaynaklarında Tersîs ve Tarsûs adıyla da anılır. Kilikya'nın kapısı olma özelliğini taşıyan Tarsus'un kuruluşu 8 bin yıl öncesine dayanır.
İlgili 19 soru bulundu
Şehir, 761 (1360) yılında Memlükler'in Halep valisi Seyfeddin Begtemür el-Hârizmî tarafından fethedildi.
Bunlardan birincisi, civarda yetişen ve Akdeniz ikliminin tanıtıcı bir bitkisi olan Arapların da Hambales dedikleri Myrtus-Mersin ağacı nedeniyle bölgeye Mersin adı verildiğidir. İkincisi ise Mersin adının bu bölgede yaşayan “Mersinoğulları veya Mersinoğlu” adındaki bir Türkmen ailesinden geldiğini kabul eden görüştür.
Klasik devirde Klikya olarak adlandırılmış olan Mersin; sırası ile Hititler, Frigler, Asurlular, Persler, Makedonyalılar, Romalılar ve Bizanslıların, XI. yüzyılda Selçukluların, XIV. yüzyılda Karamanoğulları ve Ramazanoğullarının XV. yüzyılda da Osmanlı İmparatorluğunun hâkimiyetine geçmiştir.
1839'da tekrar Osmanlı yönetimine girerek, Adana vilayetinin bir kazası olmuştur. 1918 'de Fransız işgaline uğramış ve Ankara Antlaşması'yla Tarsus, 27 Aralık 1921 tarihinde işgalden kurtulmuştur. Tarsus Mersin İli'nin doğusunda yer alır.
Coğrafi özellik olarak 34.53 enlem ve 36,56 boylamları arasında bulunan Tarsus, Berdan Nehrinin Alüvyonlu Ovasında kurulmuştur. İlçenin güney kısımları müsbit ovalar, kuzeyinde sarp Toros dağlarından oluşur. İlçenin kıyılarında Akdeniz İklimi, kuzeye çıkıldıkça karasal iklim karakteri gösterir.
Bundan sonra da 1517 yılında Ramazanoğlu Beyliği Osmanlı İmparatorluğu'na Osmanlı İmparatorluğunu bağlı vasal bir devlet haline geldi. 1607 yılında bölge tamamen Osmanlı İmparatorluğu parçası oldu.
Nüfusun yarısından daha fazlası merkezde yaşarken küçük bir kısmı da kırsal bölgelerinde yaşamaktadır. 2021 senesindeki Tuik verilerine göre Tarsus ilçesi Ülkemizdeki 973 ilçe arasında 63. sıradadır. Müstakil ilçeler arasında ise 1. sırada yer alır ve nüfus bakımından da 26 ilden daha büyük olan bir ilçedir.
Uygarlık tarihi. Güneydoğu Asya'daki en eski uygarlıktır. MÖ. 3000 dolaylarında kurulduğu düşünülen uygarlığın döneminde, 5 milyon kişiyi içinde barındırdığı düşünülmektedir. Bu sayı o dönemki dünya nüfusunun %10'una tekabül etmektedir.
“Tarsus Müzesi Müdürlüğünce 214 Ada, 7 ve 8 no.lu parselde gerçekleştirilen kurtarma kazısında kültür dokusunun ortaya çıkarılarak niteliğinin anlaşılabilmesi için amorf durumda pişmiş toprak kandil parçası, çatı kiremiti, amphora parçaları vb. buluntulara ulaşılmış olup envanterlik nitelikte taşınır-taşınmaz kültür ...
Hasan Çetin, Tarsus'un içinden geçen bir fay hattının bulunmadığını belirterek, “Fayların aktif mi ölü mü olduğunu anlamak için analizler yapılıyor, kazılar ile fayın hareketleri ölçülüyor. Yaşanan depremlerde Elbistan fayı Tarsus bölgesini oldukça rahatlattı. Bu da Tarsus'ta riskin az olduğunu gösteriyor.
Mersin'de yaşayan Şanlıurfalılar 71 bin 828 kişiyle birinci sırada yer alırken, ikinci sırada 66 bin 833 kişiyle Diyarbakırlılar, üçüncü sırada ise 55 bin 307 kişiyle Adanalılar yer aldı. Mersin'i en az tercih edenlerin başında ise Yalovalılar geliyor.
1924 yılında Mersin Adıyla Vilayet olmuş, 1933 yılında da Merkezi Silifke olan İçel ile birleştirilerek İçel adını almıştır. 28 Haziran 2002 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 4764 sayılı Kanunla İl'in ismi yeniden Mersin olmuştur.
Çok zengin bir tarihi olup, bazı dini inançlar yönünden önemli bir kenttir. Kur'an'ın Kehf Suresinde geçen Ashab-ı Kehf (Yedi Uyurlar)ın kaldığı mağaranın Tarsus'ta olduğuna inanılır. Yeni Ahit'in yazarlarından biri olan Pavlus da Tarsus doğumludur. Bu sebeple Hristiyanlarca da hac yeri olarak kabul edilmektedir.
Bunların ardından sırasıyla, Tunceli, Erzincan, Tokat, Çorum, Kahramanmaraş, Bingöl, Amasya, Erzurum, Malatya, Adıyaman, Yozgat, Hatay, Elazığ, Muş, Balıkesir, Mersin, Kars, Adana, Ankara, Eskişehir, Gaziantep, İzmir, Kırıkkale, Kütahya ve Ordu illeri gelmektedir.
Fransızların Tarsus'u terk ettikleri 27 Aralık 1921tarihinde, Adana'daki Türk alayının bir taburu ve bir süvari bölüğü Tarsus'a, 3 Ocak 1922'de de Mersin'e girdi, böylece Mersin ve Tarsus'un kurtuluşu sağlanmış oldu.
Ancak komşu Adana'da olabilecek M6-M7 arasındaki depremler Mersin'deki kötü yapılaşmaları, özellikle deniz kıyısında duvar gibi dikilen çok katlıları etkileyebilir. Deprem, kötü yerde, kural dışı yapılan hiç bir kötü yapıyı bağışlamaz" diye konuştu. PROF.
1998`deki Adana Ceyhan depremini oluşturan Karataş-Osmaniye Fay Zonu, Mersin ve Çukurova bölgesinde büyük deprem etkisi oluşturma potansiyelindedir. Anamur Fay Zonu (Namrun Fay Zonu) Büyük depremlerde Mersin`i etkileyebilecektir. Karsantı-Karaisalı Fay Zonu da geçmişteki depremlerinde Tarsus`ta yıkıma neden olmuştur.
Depremsellik açısından diğer önemli bir neden de bölgedeki kaya birimleri ile zemin özellikleridir. Yerleşimin yoğun olduğu Erdemli-Mersin-Tarsus arasında yer alan kıyı şeridi genelde gevşek ve sıkı tutturulmamış zeminler üzerinde bulunmaktadır. Kuzey kesimler ise daha sert ve sağlam kayaçlar üzerine kurulmuştur.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri