Teâtî veya muâtât, akdin taraflarının sözlü irade beyanında bulunmaksızın mal ve bedeli karşılıklı rızaya delalet eden fiil yoluyla mübadele etmeleridir.
Bir hukuki işlemin yetkili makamca, ilgili kişinin bilgisine sunulmak üzere, kanun ve usule uygun olarak yazı veya ilanla bildirilmesi. Bildirme, duyurma, anlatma, yazılı bir emri, mahkeme yazısını ilgili şahsa teslim etme, imzasını alma. Çoğulu tebliğâtdır; duyurular, anlatmalar.
Başta satım olmak üzere bazı sözleşmelerin fiilî mübadele ile gerçekleşmesi veya bozulması anlamında fıkıh terimi.
Terim olarak neceş, mal sahibinin, gerçekten satm almak için değil de başkalarına, ma la karşı büyük bir rağbet bulunduğu intihamı vermek için satın almak istiyormuş gibi görünüp malına değerinden fazla fiyat teklif etmek üzere birisiyle anlaşma sıdır 20 .
Satım akdinde satış bedeli ve tedavüldeki para anlamında bir fıkıh terimi. Özellikle satım sözleşmesinde taraflardan birinin veya her ikisinin akdi onama yahut feshetme hakkına sahip olması, dolayısıyla ilgili taraf açısından akdin bağlayıcı olmaktan çıkması anlamında fıkıh terimi.
İlgili 27 soru bulundu
Teâtî veya muâtât, akdin taraflarının sözlü irade beyanında bulunmaksızın mal ve bedeli karşılıklı rızaya delalet eden fiil yoluyla mübadele etmeleridir.
İş sözleşmesi, bir tarafın (çalışanın) ücret karşılığında diğer tarafa (işveren) tabi olacak şekilde çalışmayı taahhüt ettiği bir sözleşmedir. Çalışan veya işveren tarafından yazılı ya da sözlü olarak iş ilişiğinin bitirilmesini halinde ve diğer tarafa beyan edilmesi durumunda iş akdi feshi gerçekleşmiş olur.
Sözlükte “hakkını yemek, kötü davranmak; kıtlaştırmak, tedavülden çekmek, istiflemek, tekeline almak” anlamlarındaki hakr kökünden türeyen ihtikâr, “ticaret malını pahalılaşması gayesiyle istifleyip piyasaya arzını geciktirmek” mânasına gelmektedir.
Sözlükte “yöneltmek, bir kimseyi yetkili kılmak, bir yere vali tayin etmek” anlamındaki tevliye, terim olarak bir malın alış fiyatı veya maliyeti üzerinde herhangi bir değişiklik yapılmadan satılmasını, ayrıca bir kamu görevine tayini ifade eder.
Amel kökünden türetilmiş olan muamelat kelimesi dilimize Arapçadan geçmiştir. Amel iş ve eylem anlamına gelirken, muamelat davranış ve tutum demektir.
fikir alışverişi anlamındaki osmanlıca tamlamadır.
Dilekçelerin Karşılıklı Verilmesi Aşaması (Dilekçeler Teatisi): Dilekçelerin usul ve mevzuata uygun bir şekilde düzenlenmesi ve davanın tarafları arasında karşılıklı tebliğ ve tebellüğ edildiği aşamadır. Tebliğ: Yazılı bildirim.
Fikirlerin ve bilginin birbirleriyle paylaşıldığı bir iletişim sürecini ifade eder. Bu terim genellikle toplantılar, tartışmalar, çalışma grupları veya benzeri ortamlarda kullanılır. Fikir teatisi, farklı insanların bir araya gelerek farklı perspektifleri, deneyimleri ve bilgileri paylaşmasını sağlar.
Sözlükte “savmak, çevirmek, harcamak, değiştirmek, nakletmek, altın parayla gümüş parayı değiştirmek, bir para diğerine üstün olmak” gibi anlamlara gelen sarf kelimesi fıkıhta paranın para ile değişimini konu edinen akdi ifade eder.
1. Pislik, murdarlık. 2. Dışkı: Yezîd'in mezârını buldu, sünüklerini çıkardı yaktı, mezârına neces doldurdu (Âşıkpaşazâde).
Murabaha, “malı kârlı satma'' manasına gelmektedir. Katılım bankasının, müşterisinin talebi üzerine bir ürünü satıcıdan satın alıp üzerine kâr ekleyerek bu ürünü müşterisine vadeli satması işlemine verilen addır. Altın, gümüş veya paranın vadeli murâbaha sözleşmesine konu edilmesi caiz değildir.
Hanefiler mütekavvim kavramını ise “şer'an kendisinden yararlanılması mubah olan şey” olarak tanımlarlar. Buna göre Hanefî mezhebine göre hak ve menfaatlerin -maddi bir varlığa sahip olmadıkları için- mal sayılmamaları ve akitlere konu edilememeleri icap etmektedir.
Dolayısıyla piyasada ihtiyaç varsa kişi sırf kendi yararını düşünüp toplumun zararına sebep oluyorsa malını stoklaması caiz değildir, haramdır. Peygamberimiz stokçuluk yapanı lanetlemiştir. Bunun dünyada da ahirette de cezası vardır. Stokçuluk haramdır.
birl. i. Karaborsacı olma durumu, vurgunculuk, ihtikâr, spekülasyon.
1. Hükmü bozulmak: “Anlaşma feshedildi.” 2. Dağıtılmak: “Konsey fesholundu.”
İşçinin haklı bir nedene dayanmadan ve bildirim öneli tanımaksızın iş sözleşmesini feshi, istifa olarak değerlendirilmektedir. İstifa iradesinin karşı tarafa ulaşmasıyla birlikte iş ilişkisi sona ermektedir.
Büyük boy bir kağıda tek sayfa olarak hazırlanan bu kimlikler o dönemde fes ya da başlıkların içinde taşınması sebebiyle "kafa kağıdı" olarak da anılırdı. İlk olarak tezkire adıyla 1863 yılında verilmeye başlanan bu kimlikler daha sonra nüfus tezkiresi olarak anılmaya başlandı (1908).
Bütün İslâm beldelerinde teamül haline gelen söz ve davranışları ifade eder; bu tür örf genel hükümlere dayanak olabilir. b) Örf-i hâs. Belirli ülkeye veya zanaat çevresine özgü örfler demek olup fıkhî sonuçlara etkisi ilgili muhitle sınırlıdır.
Bir şeyi küllî hüküm veya kural dışında tutmak anlamı çerçevesinde Arap edebiyatı, fıkıh ve kelâm ilminde kullanılan bir terim. Yapılacak her işin ilâhî irade ve izne bağlı olarak gerçekleşebileceğini belirtmek amacıyla işin öncesinde söylenmesi gereken bir söz.
Mutat ikamet ülkesinde yerinden edilen ya da uluslararası bir sınırı aşan ve yerinden edilmesinde esas nedenin, tek başına neden oluşturmasa da, çevresel bozulma, kötüleşme ya da yıkımın olduğu kişiler.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri