Tevfik Fikret 24 Aralık 1867 yılında İstanbul'da dünyaya gelmiş ve didaktik ve epik şiir türlerinde eserler vermiştir.
Mehmet Tevfik Fikret, ( d. 24 Aralık 1867, İstanbul – 19 Ağustos 1915, İstanbul ) didaktik ve epik şiir, tarih, inceleme türlerinde yazan ve günümüze kadar 5 adet eseri bulunan şair, yazar ve öğretmendir.
Edebiyat dünyamızda daha çok şair kimliğiyle tanınan Tevfik Fikret, nesir tü- ründe de yazılar yazmıştır. 1894-1899 tarihleri arasında Malumat, Maarif, Servet-i Fü- nun ve Asır dergilerinde hikâye türünde on eser kaleme almıştır.
Tevfik Fikret'in edebi hayatı 1880-1896 ve 1896 sonrası olarak ikiye ayrılır. İlk döneminde parnasizmin etkileriyle yazdığı şiirlerinde Sanat için sanat anlayışını, ikinci döneminde toplum için sanat anlayışını benimsedi; şiirlerinde uygarlık ve özgürlük gibi konuları işledi.
Şermin, Tevfik Fikret'in 1914 yılında çocuklar için yazdığı şiirlerden oluşan ve aynı yıl yayımlanmış olan kitabı.
İlgili 23 soru bulundu
Türk edebiyatının en önemli isimlerinden biri olan Tevfik Fikret (1867-1915), Servet-i Fünûn döneminin şairi olarak anılmakla birlikte nesir türünde de eserler kaleme almıştır.
Çocuk Şiirleri, İbrahim Alaettin Gövsa'in çocuklar için yazdığı şiirlerden oluşan 1911 yılında İstanbul'da yayımlanmış olan kitabı. Eser, Türk çocuk edebiyatının ilk şiir kitabı kabul edilir.
Tevfik Fikret Hangi Akımdan Etkilenmiştir? Tevfik Fikret, parnasizm akımından etkilenmiştir. Parnasizm akımı şiirde realizm demektir.
İlk olarak İtalyan Edebiyatı'nda görülmüş, Dante, İlahi Komedya'yı bu nazım biçimiyle yazmıştır. Türk edebiyatında Terza Rima'yı ilk kez Tevfik Fikret Şehrâyîn adlı şiirinde denemiş, ancak 1908'den sonra pek kullanılmamıştır.
Edebiyatta klasisizm
Konusu eski Yunan ve Roma mitolojisinden alınmıştır. Mükemmeliyetçidir ve ana dil esas alınmıştır. "Sanat, sanat içindir." anlayışı benimsenmiştir. Sanatçılar eserlerinde kişiliklerini gizlemişlerdir.
Kitapyurdu.com'da kayıtlı 82 eseri vardır.
Şiirlerini Rübâb-ı Şikeste (1900), Târîh-i Kadîm (1905), Rübâbın Cevâbı (1911), Halûk'un Defteri (1911) adlı kitaplarda topladı.
En son yazdığı şiir kitabı Tevfik Fikret'in çocuk kitabıdır.
Öz: Cenap Şahabettin'in, ağırlıklı olarak sembolist ve parnasyen şairlerden etkilendiği ifade edilir. “Manzumenin elfâz ile resmedilen bir levha” olduğu görüşünü savunan şair, şiirlerinde yeni şekil ve duyuşlara yer verir.
Fikret'in din anlayışı, Atatürk'ün laiklik anlayışını etkilemiştir. Din artık siyasal ve toplumsal düzeni belirleyen etmen olmaz. Din uğruna savaş yapılmayacaktır. Savaş, vatan savunması olmadıkça cinayet olarak görülecektir.
“Mensûr şiir” adı, “ancak 1886'da Halid Ziya'nın Hizmet gazetesinde yazdığı ve daha sonra Men- sûr Şiirler başlığıyla topladığı örneklerle karşımıza çıkacaktır”.13 Servet-i Fünûn ve II. Meşrutiyet yıllarında daha çok “mensûr şiir” kelime grubu tercih edilir ve böylece bir türün adı olarak bu adlandırma yaygınlaşır.
Edebiyat tarihlerinde yer aldığı üzere, bu dönemde şairler sone, triyole ve terza-rima gibi Batı kaynaklı nazım şekillerini kullanmaya başlarlar. Yine klasik Türk edebiyatı nazım şekillerinden olan müstezatı da serbest müstezat olarak güncellerler.
Galatasaray Sultanisi'nde öğrenci olduğu sıralarda on beş-on altı yaşlarında iken şiir yazmaya başlayan Tevfik Fikret'in buradaki edebiyat hocaları Muallim Naci ve Recaizade Mahmut Ekrem, bir önceki şair kuşağının önde gelen temsilcileriydi. 1883-1885 yıllarında yazdığı ilk şiirlerinde Divan şiiri özellikleri görülür.
“Parnasizmin temsilcilerinden biri olan Tevfik Fikret ise parnasizmin etkisine François Coppee ile girmiştir.
Mehmed Âkif şiirlerini çoğunlukla kuralsız nazım şekliyle yazmıştır. Vezin olarak yalnız aruzu kullanmış, ama heceye de karşı olmamıştır. Üslûbu, şiirlerindeki olaydan ve fikirden daha önce göze çarpar. Süse ve yapmacığa kaçmadan yaşayan halk ifâdeleriyle kurulmuş, çekici bir anlatışı vardır.
Bilinen ilk türk şiiri uygur şiiridir. Bir koşuğa ait dörtlükten oluşan bu şiir örneği, Hun Türklerinden kalan bir fincan üzerine yazılmıştır. Bu koşug Çin yazısı ile yazılmış ve Milat öncesine ait dörtlüktür.
Şiir, Sümerlerin Gılgamış Destanı'na kadar uzanan köklü bir tarihe sahiptir. İlk şiirler Çincede olduğu gibi halk şarkılarından ya da Sanskritçe Vedalar, Zerdüştlük inancının Gataları ve Homeros'un "İlyada" ile "Odysseia"sı gibi destanların yeniden sözlü anlatım ihtiyacından ortaya çıkmıştır.
Çocuk ve Allah, Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın 1940 yılında yayımlanmış şiir kitabı.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri