📌 Tı durağına vakf-ı mutlak adı verilir. Satırda veya ayet sonunda küçük tı harfi görüldüğü zaman durulması gerekir. Tı durağının görüldüğü yerde anlaşılması gereken bir cümlenin bitip diğer cümlenin başladığıdır. Bu sebeple tı durağında durulması gerekir.
“Tı” ط : Durmanın mutlak olduğuna işaret eder ki -lâzım ve câiz gibi- bir kayıt ile sınırlandırılmamış demektir. Böyle yerlerde, üzeride durulan kelimenin sonrasından okumağa başlanırsa, mana güzel olur.
📌Cim durağına vakf-ı caiz adı da verilir. Tamlamadan anlaşılacağı üzere durulması da geçilmesi de caiz yani uygun olan durak anlamına gelir. Her ne kadar cim durağında durmak da geçmekte mümkün olsa da, bu durakta durmak geçmekten daha evladır. Yani durmak daha yerinde olacaktır.
لا - Lam ve elif Arapça tek başına hayır demektir. Durmak yasaktır.
3. İki üstünse tenvin düşer ve bir elif miktarı uzatılarak durulur. Kelimenin son harfinde iki üstün varsa tenvin yani nun sesi düşer, son harf bir elif miktarı uzatılarak okunur ve durulur.
İlgili 20 soru bulundu
Tenvinin ana kuralı bir kelimede iklab, ihfa, izhar ve idgam olması halinde tecvid kurallarına göre okunması zorunluluğudur. Kelime anlamı bir sözcüğü nunlama olan tenvin dilimize Arapça'dan geçmiştir.
➡ Ze, durmanın da geçmenin de serbest olduğu bir duraktır.
Bu durağın görüldüğü yerde geçmek durmaktan daha iyidir. Ancak durulması mana bozukluğuna sebebiyet vermez. ➡ Okuyucu nefes darlığı yaşarsa işaretin bulunduğu yerde durabilir.
Kuranda Secavend Harfleri Ve Durakları
Mim harfi; mim harfi buluna secavend işareti duraklama gerekliliğini bildirmek için yer almaktadır. Secavend harflerinden olan mim harfi özellikle durularak anlamın bozulmasının önüne geçmeyi sağlamaktadır.
📌 Sad durağının bir diğer adı da vakf-ı murahhastır. ➡ Okuyucu kıraat esnasında bu durağa rastlandığı zaman nefesinin yettiği durumlarda durmadan geçer. Şayet nefesi yetmiyorsa sad durağını gördüğü yerde durabilir. Nefes yetersizliği sebebiyle durulan sad durağında kıraati geriden alarak devam ettirmez.
Durulacak kelimenin son harfi şeddeli ise yine sükûn üzere vakfedilir, hareke okunmaz. Ancak harfin şeddeli olduğunu belirtmek için o harfi sükûnlu olarak biraz tutmak gereklidir.
📌 Tı durağına vakf-ı mutlak adı verilir. Satırda veya ayet sonunda küçük tı harfi görüldüğü zaman durulması gerekir. Tı durağının görüldüğü yerde anlaşılması gereken bir cümlenin bitip diğer cümlenin başladığıdır. Bu sebeple tı durağında durulması gerekir.
Yarım kalan hatime devam edilmesinde dinen hiçbir sakınca yoktur. Kişiler istediği zaman yarım bıraktığı hatime devam etme imkânına sahiptir.
Dı/Tı (ط) harfi T ve D arası bir ses verir (Ṫ). Bazen Arapçada bu ses dilin üst dişlerin damakla birleştiği yere değdirilerek çıkarılır. Bu nedenle D sesine benzer.
Vakf-ı Murahhas (الوقف المرخص), ayetin uzun olması veya başka bir sebeple zorunlu olarak (zaruret sebebiyle) durulabilecek yerlere konulmuştur. Vasl evlâ, vakf câizdir. Durulursa geriden alınmaz.
Med: Medd-i tabii üzerine, med harflerinden birini fazlaca uzatmaktır. Med, harfi meddin dışında yapılamaz. Kasr: Uzatmanın terki, meddi tabiinin kendi haline bırakılmasıdır.
➡ Tilavet esnasında satırın altına doğru yazılmış küçük nun harfini gördüğümüz zaman, nun harfinden önceki kelimenin sonunda yer alan tenvindeki cezimli nun harfini okuyuştan kaldırır; onun yerine esreli nun ekleriz. Bu şekilde iki sessiz harf arasındaki geçişe sesli bir harf ekleyerek okuyuşu devam ettirmiş oluruz.
Sözlükte “kısım, parça, bölük; silâh” gibi anlamlara gelen hizb (çoğulu ahzâb), maddî ve mânevî birtakım maksatların gerçekleşmesi için tertiplenmiş, sûfîler ve tarikat ehli, bazan da tarikat mensubu olmayan dindar kişiler tarafından okunan duaların genel adıdır (Kāmus Tercümesi, I, 198).
Vakf durmak, ibtidâ ise başlamak demektir. Tecvîd ıstılâhında ise okumaya tekrar başlamak niyetiyle, nefes alacak kadar, sesi kesmektir. Vakıf, Âyet sonlarında veya ortalarında kelimenin bütünlüğü korunarak, lafız ve mananın tamam olduğu yerlerde, sükûn üzere yapılır.
Okunan yerin manâsı göz önüne alınarak konulmuşlardır. Bu işaretleri ilk defa Muhammed b. Tayfur es-Secâvendi (öl: 560/1165) koymuştur ki, daha sonra konulan bazı işaretlerle birlikte hepsine birden, onun ismine izafeten "Secâvend" denilmiştir (A. Çetin, Kur'an-ı Kerim Tarihi, s. 150).
Ders 15:Vakf Kur'an okunurken ayet sonlarında veya nefesin bittiği yerde, tilavet usulüne uygun durup dinlenmeye vakf denir. Vakfetme, kelimenin son harfi ve harekesine göre belirlenir.
KUR'AN-I KERİM'DE DURAK İŞARETLERİ
Kur'an-ı Kerim'i okuyanların anlam bozulmasına sebep olacak hatalar yapmamaları için, nerede durulup durulmayacağını gösteren küçük işaretler yerleştirilmiştir.
Tenvin veya Cezimli Nun dan sonra Ye, Mim, Nun, Vav gelirse İdğam-ı Meal Ğunne olur. Tenvin veya Cezimli Nun'dan sonra Ye, Mim, Nun, Vav harfleri ayrı kelimelerde yan yana gelirse, genizde idğamla birlikte ğunne uygulaması yapılır. Nun sesi genizde tatlı bir nağme ile akıtılarak okunur.
Tenvin veya sakin nundan sonra be ( ب ) harfi gelirse, nun ( ن ) sesi mim ( م ) sesine çevrilir. Kelimenin sonuna gelerek cezimli nun sesi veren iki üstün, iki esre ve iki ötreye sakin nun denir.
1. Cezimli mim kendisinden sonra yine م (mim) harfi gelmesi halinde idğam-ı misleyn olarak şeddeli halde okunur. 2. Cezimli mim kendisinden sonra ب (ba) harfi gelmesi halinde ihfa olarak okunur ki buna dudak ihfası, İhfa-i Şefevi denir.
Arapçada O ve Ö harfleri yer almaz.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri