İslam mitolojisi. İbrahim peygamber, devrin zalim hükümdarı Nemrut (Babil hükümdarı) ve halkının taptığı putlarla mücadele etmeye, tek tanrı fikrini savunmaya başlayınca Nemrut tarafından bugünkü Urfa Kalesi'nin bulunduğu tepeden ateşe atılır.
Tek tanrı fikrini savunan Hz İbrahim, Nemrut tarafından günümüzdeki Urfa Kalesi'nin bulunmakta olduğu tepeden ateşe atılmıştır. Bu esnada Allah tarafından ateşe" Ey Ateş İbrahim'e karşı serin ve Selamet ol" emri verilmiştir. Bu emrin üzerine ateş suya dönüşür ve içinde bulunan odunlar da balığa dönüşür.
Peygamber Düştüğü Anda Ateş Bir Göle Dönüşür
Balıkların sırtında kara lekeler vardır hala. Bu lekeler odunların yanmış olmasından kalan izlerdir. Zeliha'nın bu durum karşısında döktüğü göz yaşlarından bir göl oluşur ve bu göle Zeliha'nın gözyaşları anlamına gelen Ayn-ı Zeliha Gölü denmiştir.
Başka anlatıya göre; Söğütlü Köyü Rus işgali altındayken, Rus komutan bu balıklardan askerlerine yedirir. Fakat bütün asker bir-iki gün içinde telef olup gider.
Depremden 10 yıl çok ciddi şekilde etkilendi. Sarsıntının şiddetinden etkilenenlerden biri de dünyaca ünlü Balıklıgöl'ün suyu oldu. Deprem sonrası çamur rengini alan Balıklıgöl'deki bulanıklık devam ediyor. Bulanık suyun Balıklıgöl'ü besleyen su damarlarında çökme yaşanması sonucu oluştuğu tahmin ediliyor.
İlgili 42 soru bulundu
Kur'an ve Hadis kitaplarında bu olayla ilgili ayet veya hadis yoktur. 1900-1960 arası yakın tarihte Urfa halkı tarafından Yahudi mitolojisinden İslam mitolojisine eklentiler yapılarak ortaya çıkmış bir anlatıdır.
Balikligöl balıkları kutsal sayılır ve kimse yakalayıp yemez. Görevliler göl içerisinde ölen balıkları sudan çıkarıp başka bir yerde toprağa gömüyorlarmış. Efsaneye göre bir gün bir Albay bu inanış bir hurafedir demiş ve Balikligöl den bir balık tutturarak yemiş. Sonrasında felç olmuş.
Rivayete göre; Hz İbrahim ateşe atıldıktan sonra, Nemrut'un kızı Zeliha da Hz. İbrahim'i çok sevdiğinden ve ona inandığından ateşe atılmasına dayanamaz, o da kendisini ateşe atar. Zeliha'nın düştüğü yer de bir göle dönüşür.
Harran Üniversitesi'nden yapılan açıklamada, Balıklıgöl'deki balıkların sel sonrası stresten dolayı göl içindeki çeşitli mağaracıklara geçtikleri belirtildi.
Eski bir rivayete göre de Anadolu toprakları tümü işgal durumuna düşerse bu kutsal balıklar melek asker olup kurtuluş savaşlarına katılacak denilir. Kutsal balıklara da asker balık denir. Bugün her iki gölün karşısındaki tepenin üzerinde iki sütun hala ayaktadır.
Rivayete göre Hz. İbrahim ateşe atıldıktan sonra, bir mucize gerçekleşir ve etraf güllük gülistanlık olur. Bu mucizenin gerçekleştiği mekânın Balıklıgöl ve çevresi olduğuna inanılır. Dini bayramlar da ile Mevlit ve Kandil gecelerinde en yüksek ziyaretçi sayısına ulaşır.
Balıklıgöl Çevre Koruma Vakfı Müdürü Siracettin İlhan, tarihi bir felaket ile karşı karşıya kaldıkların söyledi. Balıklıgöl'de kontrol ve denetimleri sürdürdüklerini belirten İlhan, "Yer altı sularının depremler nedeniyle çok hareketli olmasından kaynaklanan sebeple su çamurlu vaziyette geliyor.
Afyonkarahisar'ın Çay ilçesindeki eşsiz manzarasıyla dikkati çeken "Balıklı Göl" güzelliğiyle yöre halkının ilgi odağı oldu. İlçeye bağlı İnli köyündeki Selevir Barajı'ndan getirilen sular ile 2002'de oluşturulan 5 bin metrekarelik yapay göle, 30 bin aynalı sazan bırakıldı.
Kızartmaya çalıştıkları balıklar sırtları kızarık şekilde gölde yüzmektedirler. O günden sonra bu balıklar kutsal sayılır ve hiç kimse bu gölden balık tutmaz. Göldeki balıkların her birinin muhtelif yerleri yanık gibidir. Bunun tavadaki kızarıklıktan ileri geldiği söylenir.
Balıklıgöl'deki balıklar kutsal kabul edilerek yerli ve yabancı turistler tarafından ziyaret ediliyor. Ziyaretçiler, yemlerle balıkları beslediği gölde dileklerinin kabul olması için dualar ediyor. Kentle bütünleşen Balıklıgöl'de 5 bin civarındaki bulunan balıkların son 2 yıldır ölüm kayıtları alınıyor.
Kaplıca suyunun romatizmal hastalıklara, nörolojik ( Nevralji, Nevrit, Felç ) ortopedik ve travmatolojik sekellerde (kırıklarda, eklem travması ve kas hastalıkları) Jinekolojik sorunlarda, deri hastalıklarında, böbrek taşlarında (içme ile) ve psikosomatik bozukluklarda yaralı olduğu rapor edilmiştir.
Bu tür zehirli olduğundan yenmesi insan sağlığı açısından sakıncalıdır. Bir diğer görüşe göre balıkların Hz. İbrahim'in soyundan geldiği düşünülür bu nedenle dokunulması yasaktır. Dini ve tarihi açıdan çok büyük bir öneme sahip olan Balıklıgöl, Şanlıurfa'nın en önemli simgelerinden birisidir.
Avrupa Topluluğu içme suyunda askıda katı madde bulunmamasını şart koşmaktadır. Dolayısıyla göl suyu içme suyu olarak doğrudan kullanıma uygun değildir.
Hazreti İbrahim'in doğduğu ve ateşe atıldığı yer olarak rivayet edilen tarihi mekanda bulunan Balıklıgöl ve içindeki su havzası da, sel nedeniyle çamurlu suyla doldu. Suyun renginin de değiştiği gözlenen yerleşkenin çevresi, güvenlik amacıyla polis ekipleri tarafından güvenlik şeridiyle çevrildi.
Kangal'a 13 kilometre uzaklıkta bulunan, 37 derece sıcaklıkta yaşayabilen genetiğe sahip dünyadaki tek tür balıkların olduğu suyuyla sedef ve egzama hastalığının tedavisi için tercih edilen Kangal Balıklı Kaplıcası'nda, normalleşme sürecine girilmesiyle yoğunluk yaşanıyor.
BALIKLIGÖL NE ZAMAN YAPILDI? Tarihsel ve bilimsel verilere göre Balıklıgöl havuzları, yarı kadın yarı balık olan tanrıça Atargatis için yapılmış birer antik pagan tapınaklarıdır. MÖ 1000-300 yılları arasında net olmayan bir tarihte yapıldığı tahmin edilmektedir.
Şanlıurfa ilinin güneybatı kısmında yer alan Eyyübiye ilçesinde bulunmaktadır. İnanışa göre içindeki balıklar kutsal sayılan Balıklı Göl üç büyük din içinde de önemli bir yere sahip olduğu için yerli ve yabancı turistlerin oldukça ilgisini çekmektedir ve her yıl binlerce ziyaretçiyi ağırlar.
Dil tamamen tüketildikten sonra bit, kendi vücudunu tamamen balığın ağzına yerleştirir ve balık, paraziti bir dilmiş gibi kullanmaya başlar, çünkü buna mecburdur; artık dili yoktur.
hayvanlardan her çeşit balık eti yenebilir. Kalkan balığı, sazan balığı, yunus balığı, yılan balığı bu kabildendir. olarak kabul edilmemektedir, haram sayılmaktadır.
15 Mart'ta yaşanan Şanlıurfa'daki sel felaketi nedeniyle tarihi Balıklıgöl ve çevresi de çamura bulanmıştı. Selin verdiği hasar nedeniyle, Balıkların öldüğü bile iddia edilmişti. Yapılan incelemelerde balıkların ölmediği, deprem ve sel nedeniyle strese girdikleri, bu yüzden de saklandıkları ortaya çıktı.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri