Özellikle yaraların iyileşmesinde önemli olan çinko deri sağlığımızın vazgeçilmezlerindendir. Çinkonun en iyi kaynakları; kırmızı et, badem, fındık, ceviz ve tam tahıllardır. Bu nedenle bulgur, tam buğday ekmeği, öğün aralarında yağlı tohumları tüketmeliyiz. Manganez önemli bir antioksidandır.
A ve K vitamini yönünden zengin gıdalar: İçeriğinde bolca A ve K vitamini barındıran lahana, ıspanak, brokoli gibi koyu yeşil yapraklı sebzeler, kanın pıhtılaşmasına yardımcı olarak iyileşme sürecini hızlandırırlar. A vitamini ayrıca, karaciğer, havuç, tatlı patates ve kantalup kavunlarında bulunur.
Kollajen sentezinde rol oynayan C vitamini eksikliği yara iyileşmesini ve yara kontraksiyonunu olumsuz etkileyecektir. Yara iyileşmesi için gerekli C vitamini alımı 1gr/gün'dür. Çinko, Bakır, Mg eksikliği durumlarında ise; yara epitelizasyonu kötüdür. Kronik iyileşmeyen yaralar gelişir.
Nemli ya da kuru ortamda iyileşme:
Yaranın tam da olması gerektiği gibi nemli olması iyi bir iyileşme süreci sağlayacaktır1. İdeal nemli ortamda iyileşme daha hızlı gerçekleşir ve yara izi oluşma riski azalır.
Protein, yara iyileşmesinde en etkili besin grubudur. Enerji ( karbonhidrattan ve yağdan gelen kaloriler), amoniasitler, antioksidanlar ve mineraller ( zinc) ayrıca çok önemlidir.
İlgili 39 soru bulundu
Proteinler: Büyümek ve gelişmek için mutlaka proteine ihtiyacımız vardır. Aynı zamanda yaralandığımızda ya da vücudumuzun değişik noktalarındaki kesiklerin iyileşmesi için, vücudumuz proteinleri kullanır. Et, balık süt ve süt ürünleri ile beraber baklagiller protein bakımından zengin kaynaklardır.
Yaranın yetersiz beslenmesi, oksijenlenmesi ve enfeksiyonu gibi lokal faktörlerin yanısıra ileri yaş, beslenme sorunları, diyabet gibi eşlik eden ko-morbid durumlar, stres, çeşitli ilaçlar, alkol ve sigara alışkanlığı, radyasyon gibi etkenler de yara iyileşmesini olumsuz etkileyen pekçok önemli faktörlerdendir.
Yarayı temizlemek için kullanılan alkol ve tentürdiyot gibi maddeler sadece mikroplara değil, yaranın iyileşmesi için gerekli hücrelere de zarar vermektedir. Ayrıca sürülen alkol içerikli maddeler, yara bölgesini tahriş ederek alerjik rahatsızlıklara neden olabilmektedir.
Yarayı Açık Bırakmak Daha Çabuk İyileştirmez
Yara iyileşmesi için oksijen gerektiği doğrudur ancak yaranın hızla iyileşmesi için kuru değil nemli bir ortam gereklidir. Kurumuş bir yarada iyileşme beklemek güçtür. Yaranın kuruması sonucu oluşan kabuk aslında yaranın gerçek anlamda iyileşmesini de geciktirmektedir.
Bazı bulaşıcı hastalıklar, cilt kanserleri, cildin damarsal yapısının bozulmasına neden olan iç organ hastalıkları, sistemik hastalıklar, uzun süre devam eden allerjik durumlar, güneş hassasiyetine bağlı bazı hastalıklar, iyileşmeyen yaralarla kendini gösterebilir.
Eksikliğinde ise ağız yaraları, aflar ve damak yaraları ortaya çıkabilir. Diş eti çekilmesi, hızlı diş çürümeleri de sık rastlanan diğer belirtiler arasında gösterilmektedir.
Yaraların çabuk iyileşmesine yardımcı olur
C vitamini, kolajen oluşumunu aktive ederek hızlı yara iyileşmesine yardımcı olan askorbik asit içerir. C vitamini ve E vitamininin bası yaraları ve yanıklar için diğer oral tedavilerle kombinasyonu hızlı iyileşmeye yardımcı olur.
Yara yeri yabancı cisimlerden, mikroplardan, ölü dokulardan arındırılır, yara boşluğu yeni kılcal damarlar ve bağ dokusu hücreleri ile doldurulur. Oluşan tamir dokusunun üstü yeni deri ile örtülür. Yara tam olarak kapandıktan sonra bile tamir dokusu günlerce, aylarca içten içe olgunlaşır, kuvvetlenir.
Yara iyileşmesinde çeşitli sitokinler ve büyüme faktörleri rol oynar. Sitokinler vücutta hücreler arası iletişimi sağlayan, hücre gelişimini, olgunlaşmasını ve fonksiyonlarını etkileyen protein yapısında moleküller olup büyüme faktörleri sitokinlerin alt grubunu oluşturur.
Yarayı temizledikten ve vazelin veya benzeri bir merhem sürdükten sonra cildi bir bandajla örtün. Büyük sıyrıklar, yaralar, yanıklar veya inatçı kızarıklık için hidrojel veya silikon jel tabakaları kullanmak faydalı olabilir. İyileşirken yarayı temiz tutmak için bandajınızı günlük olarak değiştirin.
İltihaplanmalar etken mikroorganizmaların hastalık yapma ve vücutta yayılma gücüne bağlı olarak hayatı tehdit edecek hastalıklara sebep olabilirler. Yara bakımı yapılırken, yara içindeki mikroorganizmaların temizlenmesi ve yaranın örtülerek yeniden dış ortamla temasını ve mikrop kapmasını önlemelidir.
Yara İzine İyi Gelen Yağlar
Özellikle biberiye yağı, kakao yağı gibi ürünlerin düzenli bir şekilde günlük uygulanması yara izlerinin iyileşmesine yardımcı olabilmektedir. Ancak bunun yanında yara izlerini korunması da gerekmektedir. Mikrop kapmaması ve iltihaplanmaması için dikkatli davranılması gerekmektedir.
İltihaplı yaraların, genel olarak iyileşme süreçlerine bağlı olarak çeşitlendirilmesi yapılmaktadır. Bu iyileşme süreçleri ilk olarak bakterileri yok etmek amacıyla antibiyotik tedavisiyle gerçekleşir. Ve bu süreç uygun görülen antibiyotik tedavisinden cerrahi müdahalelere kadar ilerleyebilmektedir.
Sıcak ve nemli iklimlerde kolaylıkla yetişen ve tropik bitki olan Aloe vera uzun yıllardan beri yanık tedavisinde kullanılmaktadır. Çeşitli formlarında kullanılan A. vera'nın 1. ve 2. yanıkların tedavi süresini kısalttığı, iyileşme ve epitel oluşum hızını artırdığı belirlenmiştir.
Kronik Yara bakımında günlük pansuman ve debritmana ek olarak vakum tedavisi, hiperbarik O2 tedavisi gibi ek tedavileruygulanır. Hastaların damar yapısı gerekli tetkiklerle USG, BT, anjiyografi gibi girişimler yapılıp araştırmalıdır.Bu konuda girişimsel radyolog işlem yapar.
Yara iyileşmesinde birbirinden ayrı ancak iç içe geçmiş dört basamağı bulunmaktadır: Hemostaz fazı, inflamasyon fazı, proliferasyon fazı, olgunlaşma ve yeniden şekillenme fazı.
Yara iyileşmesini etkileyen lokal faktörler yaranın durumu ve çevresiyle ilgilidir. Bu faktörler arasında bakteriyel kolonizasyon, fibrin kaplama ve nekroz, yara enfeksiyonu, yetersiz yara hijyeni, yetersiz kan dolaşımı, düşük oksijen satürasyonu, debris ve basınç bulunur.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri