Yıldızlar, yoğun gaz ve toz bulutlarının kendi kütle çekimleri altında çökmesiyle oluşur. Fakat her çökme yıldız oluşumuyla sonuçlanmaz. Aynı zamanda gezegenler ya da asteroidler gibi ufak gök cisimleri de bu yolla oluşur.
Sıcaklık yeterince yükseldiğinde, hidrojen atomlarının çarpışmaları sonucu termonükleer reaksiyonlar başlar ve yıldızın doğumu gerçekleşir. Yıldız doğduktan sonra, yakıt olarak kullandığı hidrojen atomlarını helyuma dönüştürür. Bu süreçte enerji açığa çıkar ve yıldız parlaklığı artar.
Genel kabul gören teoriye göre, kütle çekimi etkisi altında bir araya toplanan ve gitgide sıkışan bir madde yığınının merkezî bölgesi yeterince yüksek basınç ve sıcaklığa ulaşırsa bir yıldız olarak parlayabilir. Bu şekilde bir yıldızın doğumu milyonlarca yıl sürebilir.
Evren oluştuğu zaman, uzay boşluğu bugün en az 1 milyar ışık yılı uzunluğunda olan dev karanlık madde ağı iplikçikleriyle kaplandı. Karanlık maddenin güçlü yerçekimi, nötr hidrojen gazını bir noktaya toplayarak ilk yıldızları oluşturdu.
Yıldızlar, uzayda bulunan yüksek yoğunluktaki (yine de Dünya üzerindeki bir vakum odasından daha az yoğun olan) madde bulutlarının içlerinde doğar. Moleküler bulutlar olarak bilinen bu bölgeler, çoğunlukla hidrojenden oluşmakla birlikte yaklaşık %23–28 helyum ve az miktarda daha ağır elementleri içerir.
İlgili 28 soru bulundu
Uzayda bulutsu ismiyle bilinen yıldızlar yüksek sıcaklığa sahip gaz ve toz bulutun bir araya gelerek inanılmaz derecede sıkışmasıyla meydana gelmektedir. Oldukça yüksek sıcak gaz kütlelerine sahip olan yıldızların, dünyadan çok daha büyük kütleleri bulunmaktadır.
Dünya'ya en yakın yıldızın bilinen adı Proxima Centauri'dir ve bu 1915 yıldız yılında keşfedilmiştir ve Proxima Centauri 11,05 kadirle çıplak gözle göremeyecek kadar sönük olmasına rağmen Güneş'e bilinen en yakın yıldızdır.Proxima b'nin yaşanabilirlik potansiyelini inceleyince Güneş dışı gezegenin muhtemelen Güneş ...
Gece gökyüzünün en parlak yıldızı olan Sirius -1.47 görünür kadir derecesiyle, en parlak ikinci yıldız olan Canopus'a oranla onun iki katı parlaktır. Bununla birlikte, Ay, Jüpiter veya Venüs kadar parlak görülmez. Merkür ve Mars ta bazen Sirius'tan daha parlak görünürler.
Aslında yıldızlar sürekli olarak ışık yaymaktadır. Yani uzaydaki bir astronot yıldızları hep aynı parlaklıkta görmektedir. Bir yıldızın ışığı atmosferden geçerken hava ısısındaki değişikliklerden dolayı kırılmaktadır. Bu da dünyadan bakıldığında ışığın yanıp sönüyormuş gibi görünmesine neden olur.
Kimi gök bilimciler, en düşük rakam olan 200 milyarı tercih ederken, biz dahil kimileri de 400 milyar (ve belki biraz altı veya biraz üstü) sayısını kullanmayı yeğliyor. Galaksimiz Samanyolu'nda 200 milyar yıldız var derseniz, yanlış yapmamış olursunuz.
Canlıyı bir organizma olarak ele alırsak; çevresiyle madde alışverişinde bulunan, buna göre tepkiler veren ve kendi içinde uzmanlaşmış farklı alt birimlerden oluşan sistemleri canlı diye tanımlıyoruz. Yıldızlar bu anlamda, canlı değillerdir. Minik bir virüs kadar bile canlılığı yoktur.
En önemli farklar içerisinde gezegenlerin kendine özgü Enerjileri yoktur. Ancak yıldızların kendi enerjileri bulunur. Yani diğer bir ifadeyle tamamen enerjiden oluşurlar ve kendi enerjilerini üretirler. Bu doğrultuda güneşinde kendi enerjisi olduğu için güneş bir yıldızdır.
Günümüzde genel kabul gören tesbitlere göre yıldızlar hidrojen gazının bulut biçiminde yoğunlaşması ve ısınmasıyla oluşur; böylece radyasyon ve ısı ortaya çıkmaya başlar. Bir yıldız yakıtını yaklaşık 5 milyar yıl boyunca yakar ve sonunda yakıtı tükenip ölmeye başlar.
Bulutsu oluşumu
Bir bulutsu, oluşmadan önce bir yıldızdır. Bu yıldız büyüdükten sonra ya beyaz cüce nötron yıldızı ya da bir karadelik olur. Fakat bütün yıldızlar bunlardan biri olmadan önce kırmızı süperdev hâline gelir.
Güneş, Güneş Sistemi'nin merkezinde yer alan yıldız. Orta büyüklükte bir yıldız olan Güneş, tek başına Güneş Sistemi kütlesinin % 99,8'ini oluşturur. Geriye kalan kütle Güneş'in çevresinde dönen gezegenler, asteroitler, gök taşları, kuyruklu yıldızlar ve kozmik tozlardan oluşur.
Büyük yıldızlar yakıtlarını çok hızlı yakarlar ve ömürleri kısa olur. Kırmızı cüce adı verilen küçük yıldızlar yakıtlarını çok yavaş yakar ve on ile yüz milyar yıl arasında yaşamlarını sürdürürler. Yaşamlarının sonuna doğru gittikçe parlaklıklarını kaybeder ve kara cüce hâline dönerler.
Yıldızdan gelen ışık göz bebeğinden içeri girdiğinde de kırınıma uğrar kırınım saçakları yani parlak alanlar arasında karanlık yapılar onu bize 5 köşeliymiş gibi gösterir.
Güneş de diğer yıldızlar gibi farklı dalga boylarında ışıma yapar. Yıldızımızın maksimum ışıma yaptığı dalga boyu yeşil renge denk gelir. Bu dalga boyu, ışık tayfında kırmızı ve mavi tonların arasında kaldığı için tüm bu ışımaların birleşiminde Güneş beyaz görünür.
UY SCUTİ'DEN VE GÜNEŞTEN BÜYÜK YILDIZ
UY Scuti yıldızını tahtından ederek evrenin en büyük yıldızı unvanını Stephenson 2-18 almıştır. Stephenson yıldızı aslında bu unvana küçük bir farkla sahip olmuştur. Stephensson yıldızı, UV Scuti yıldızından hacim olarak yaklaşık 2,5 kat daha büyüktür.
Necm suresinde şu şekilde geçer,"şira'nın da Rabbi Allah'tır". Şira yıldızı esasen bir çift yıldızdır. Güneyde olan şira-yı Yemanniye, kuzeyde olan ise şira-yı Şamanniye olarak adlandırılmaktadır.
Çoban Yıldızı; yıldız olarak kabul edilirken; onun bir yıldız değil gezegen olduğu yapılan araştırmalar sonucunda kanıtlanmıştır. Çoban Yıldızı'nın diğer adı da Venüs'tür. Güneş sisteminde yer alan Venüs gezegeni; bazı özellikleri sayesinde diğer gezegenlerden farklıdır.
Çıplak gözle göz kırpmadan parlayan yıldız gibi görülebilen beş gezegen; Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter ve Satürn'dür. Bu beş gezegen içinde çıplak gözle gözlenmesi en zor gezegen Merkür'dür. Güneş'e en yakın gezegen olması sebebiyle ondan çok az uzaklaşır ve sürekli alacakaranlığa denk gelir.
Güneş'ten sonra bize en yakın yıldız yaklaşık 4,3 ışık yılı uzaklıktadır.
Ay, büyüklük ve kütle bakımından Güneş Sistemi'nin beşinci en büyük doğal uydusudur ve gezegen kütleli uydulardan biri olarak kategorize edilebilir. Bu durum Ay'ı, jeofiziksel tanımlara göre bir uydu gezegen yapar.
Cambridge Üniversitesi'nde çalışan bir grup gökbilimci bugüne kadar bilinen en küçük yıldızı keşfetti. Bilimsel yazında EBLM J0555-57Ab olarak adlandırılan yıldız Dünya'ya yaklaşık altı yüz ışık yılı uzaklıkta. Çapı Satürn'ünkinden biraz büyük olan yıldızın kütlesi Güneş'inkinin sadece %8'i kadar.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri