48 saat yani toplam gün boyunca uyumamak, ciddi anlamda fiziksel ve zihinsel aksaklıkları beraberinde getiriri. Uyku, artık karşı konulamaz dereceye ulaştığı için ara ara uykuya dalabilir ve tekrar uyanabilirsiniz.
Çeşitli nedenlerle 24 saat uykusuz kalmak, başta beynin bilişsel fonksiyonlarını yerine getirmesini engeller. Konsantrasyon güçlüğü, unutkanlık, motor reflekslerde azalma, 24 saatlik uykusuz kalmanın sonuçları arasında görülebilir.
Uykusuzluk, bağışıklık sisteminizin güçlerini oluşturmasını engeller. Yeterince uyumazsanız, vücudunuz istilacılarla mücadele etmesi zorlaşır ve ayrıca hastalıktan kurtulmanız daha uzun sürebilir. Uzun süreli uykusuzluk, diyabet ve kalp hastalığı gibi kronik durumlar için riskinizi de artırır.
Oysa uykusuz geçen tek bir geceden sonra konsantrasyon ve öğrenme kaybı başgösteriyor. Üç günden sonra halüsinasyonlar ortaya çıkıyor. Tıbbi deneylerde bile yaşamın tehlikeye girdiği 11. günden öteye geçen ise olmadı. Çok uzun süren uykusuzluklar kalıcı hasar bırakabiliyor.
Aslında 24 saat uykusuz kalmak büyük sağlık sorunlarına neden olmaz, ancak kendinizi yorgun ve depresif hissetmeyi bekleyebilirsiniz. Vücudumuz açısından baktığımızda 24 saat uykusuz kalma durumu, kanda yüzde 0,10 civarında alkol konsantrasyonuna sahip olmakla aynı şeydir.
İlgili 35 soru bulundu
Bir insanın uykusuz kalma rekoru 18 ay 21 saat ve 40 saniyedir.
Eğer 2 gün boyunca hiç uyumazsanız ortalama 30 saniye süren ve mikro-uyku denen uyku nöbetleri geçirirsiniz. Bu da kafanızın karışmasına ve kendinizi çok yorgun hissetmenize neden olur. Bağışıklık sisteminiz yavaşlamaya başlar. Virüs ve bakteri kapma olasılığınız artar.
48 saat yani toplam gün boyunca uyumamak, ciddi anlamda fiziksel ve zihinsel aksaklıkları beraberinde getiriri.
14 -17 yaş aralığındaki çocukların ise tıpkı bir üst grupta olduğu gibi en az 7 saat uyuması gerektiği söyleniyor. Uykuda geçirmeleri tavsiye edilen azami süre ise 11 saat olarak gösteriliyor. Araştırma sonuçlarının en çok eleştirildiği 18 – 65 yaş aralığında ise asgari 7, azami 11 saat uyku süresi yeterli görülüyor.
14 – 64 yaş aralığında bulunan bireyler için uzmanların tavsiye ettiği uyku süresi en az 7 saattir. Bu süre zarfında sinir sistemi biriken toksinleri atabilir, dokular kendini yenileyebilir ve iç organlar yeterli kadar dinlenebilir.
“Saat gece 3 ve 4 arası cinlerin en aktif saatidir” söylentisi. Hristiyan inancına mensup insanların yüzyıllardır süregelen söylentilerinden biri saat gece 3'te iblislerin en aktif olduğu zaman olmasıdır. Gece 3'ten Güneş'in doğuşuna kadar da şeytani olaylar gerçekleşir.
"Bilim adamlarının yaptığı araştırmalara göre, 3 saatlik uykuyla dinç olmak mümkün. Ancak az uyku hem ömrü kısaltıyor, hem de şeker riskini artırıyor...
Resûl-i Ekrem Efendimiz'in uyku vakti, genellikle yatsı namazından sonra ve sabah namazından önceki zamandır. Efendimiz, imkân varsa öğle namazından sonra bir saat kadar uyurdu.
Günlerce uyumamak aşırı terlemeye, gözbebeklerinin iğne ucu kadar küçülmesine neden oluyor. Birkaç hafta sonra ise uykuya dalma hali, uyurgezerlik ve istemsiz kas hareketleri başlıyor. Kilo kaybı ve demans (bunama), ardından da ölüm baş gösteriyor.
Sağlıklı hayat için ihtiyaç duyulan uyku süresi, genetik faktörler de dahil olmak üzere, yaşa, mevsime, yaşanılan bölgeye ve yapılan işe bağlı olarak günde 5-10 saat arasında değişmekle birlikte yetişkin bir insanın ortalama 6-8 saat uyuması gerekir.
Verimli uyku uyuyamayan/uyumayan insanlarda uzun vadede kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon, diyabet, hipertiroid gibi ciddi hormonel bozukluklar ve çeşitli psikolojik/psikiyatrik sorunlar ortaya çıkabilir veya şiddetini arttırabilir.
Okul Başlangıç (6-13 Yaş): 9-11 Saat. Genç (14-17 Yaş): 8-10 Saat. Genç Yetişkin (18-25 Yaş): 7-9 Saat. Yetişkin (26-64 Yaş): 7-9 Saat.
Kan basıncında dengesizliğe sebep olur. Epilepsi krizlerini hızlandırabilir. Anksiyeteye yol açar. Kalp hastalığı riskini artırır.
Örneğin "deha" denince akla gelen ilk isim olan Albert Einstein'ın her gün 10 saat kesintisiz olarak uyuduğu bilinmektedir. Hatta gün içinde de kısa süreler boyunca, ek olarak kestirdiği de bilinmektedir. Dolayısıyla kısa uyku düzeni, büyük bir deha olmanın şartlarından birisi değildir.
Yetersiz uyku, iştahı artıran açlık hormonu seviyesini ise yükseltiyor. Uykusuzluk gibi vücutta stres yaratan bazı durumlar, kortizon hormonu seviyesini yükselterek iştahın artmasına neden oluyor. Az uyumak, hormonal dengeyi alt üst ediyor, sürekli yemek yemeye itiyor, obeziteye davetiye çıkarıyor.
Kısaca cevap verelim: Mümkün olamıyor. Çünkü gerçek değiller. Bazı okurlarımız bu gibi haberlerden yola çıkarak "Hiç uyumazsak hangi hastalıklara yakalanabiliriz?" gibi sorular soruyorlar. Hiç uyumayacak olursanız yakalanacağız hastalığın adı "ölüm"dür.
EN FAZLA 7-8 GÜN UYKUSUZ KALINDI
Gardner bu süre zarfı sonunda hastaneye kaldırılmış ve 14 saat aralıksız uyumuş. Yeniden uyandığında bunu “yeniden doğmak” olarak nitelendirmiş. Öte yandan yapılan bir takım denemeler sonucu bir kişinin en fazla 7-8 gün uykusuzluğa dayanabildiği gözlemlenmiş.
Insomnia hastalığına sahip olan bireyler, uykuya dalmada büyük güçlükler çeker. Uykuya güç dalmak, yeterince uyumamak ve sık sık uykunun bölünmesi nedeni ile gün içerisinde uykusuzluk ve bitkinlik problemleri yaşarlar. Günlük yaşam kaliteleri düşer, yapması gereken işleri önemli ölçüde sekteye uğrar.
Oxford Üniversitesi'ndeki klinik psikoloji profesörlerinden ve deneyi yürüten Daniel Freeman'a göre uykusuzluğun beyinlerimiz için bu kadar kötü olmasının nedeni tekrar tekrar negatif düşünceyi tetiklemesi. "Uykusuz olduğumuz zaman olumsuz düşüncelere daha çok sahip oluyoruz ve onların arasında sıkışıyoruz" diyor.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri