Ağlama esnasında alınan derin nefeslerin de, stresin hafiflemesinde etkili olduğu düşünülüyor. Dahası da var: Tıpkı kahkaha atmak gibi, ağlamak da endorfin salgılanmasını sağlıyor. Neşe verici etkisi olan endorfin, aynı zamanda ağrı sinyallerinin beyne ulaşmasını engelleyerek ağrı azaltıcı etki de sağlar.
Gözyaşlarındaki tuz, cildin sıvı dengesini bozabilir, nemi dışarı çekebilir ve dehidrasyona neden olabilir. Ağlamak zor duyguların bir sonucu olsa da, stresi azaltmaya yardımcı olabileceğinden, zamanla stresle ilgili cilt sorunlarını kontrol altında tutmanıza yardımcı olabilir.
Ağlamak, insanların fiziksel acıyla baş etmesinin en yaygın yollarından biridir. Ağlamanın ağrıyı hafifletmeye yardımcı olmasının birkaç nedeni vardır. Birincisi, ağlamak doğal ağrı kesiciler olan endorfinlerin salınmasına neden olur. İkincisi, ağlamak ağrının artmasında etkili olabilen stresi azalmasını destekler.
Gözlerimiz tahriş olmuşsa veya ağlarsak, gözlerimiz çok miktarda gözyaşı üretir. Ancak bazen gözlerimiz yeterli derecede gözyaşı üretmez veya gözyaşı film tabakasının bir ya da daha fazla katmanı bazı etkilere maruz kalır. Bu durumda, göz kuruluğu meydana gelir.
Hem fiziksel hem de duygusal acının hafiflemesine ve geçmesine yardımcı olur. Endorfin salgılandıktan sonra vücut uyuşuk bir hale bürünebilir. Oksitosin ise, kişiyi sakinleştirir ve iyi hissettirir. Yapılan araştırmalara göre ağlamak, parasempatik sinir sistemini aktive eder ve böylece vücudumuzun dinlemesini sağlar.
İlgili 18 soru bulundu
Ağlamak gerginliği azaltır. Yapılan klinik araştırmalarda, ağlamanın tansiyon, nabız ve vücut ısısının düştüğü hatta fiziksel bazı rahatsızlıklarında hafiflediği bulunmuştur. Birçok araştırma, ağlamanın stresle baş etmek için gerekli ve yararlı olduğunu desteklemektedir.
Gözyaşı, mutluluk hissi üreten endorfin gibi doğal kimyasalların vücutta salınmasını ve başkalarıyla bağlı hissetmelerine, güven ve sevgi oluşturmalarına yardımcı olan hormonun serbest bırakılmasını sağlar. Ağlamak daha iyi hissettirebilir.
Gözyaşı bezlerinizden gelen sıvıların üretiminde azalma, gözyaşı zarının sağlamlığını bozarak; hızla parçalanmasına ve korneanın üzerinde, tahrişe ve görüş azalmasına neden olan kuru noktaların oluşmasına yol açar. Gözyaşının eksikliği, gözde uzun vadede ciddi problemlere; hatta nadir de olsa körlüğe yol açabilir.
Bu durum morfin kadar etkili olan endorfinin vücuttaki rahatsızlık hissini azaltarak sinirleri uyuşturması ve dolayısıyla rahatlama sağlamasıyla alakalıdır. Bu rahatlama hissiyle birlikte kişi sakinleşir ve uykuya dalma kolaylaşır.
Ağlamak, göz altı morluklarının oluşmasına etkili olabilen bir faktördür. Ligamentin belirginleşmesine sebep olduğu için göz altındaki halkalar koyu bir renk alır.
Tüm bu bilgilerden yola çıkarak ağlamak ve güzellik arasında bir bağlantı olmadığını söyleyebiliriz.
Endorfin beynin ürettiği bir ağrı kesicidir. Morfin kadar etkili olup vücuttaki rahatsızlık hissini azaltarak sinirleri uyuşturur ve dolayısıyla rahatlama sağlar. Ağlayınca da tıpkı kahkaha atınca olduğu gibi endorfin salgılanır. Bu rahatlama hissiyle birlikte kişi sakinleşir ve uykuya dalma kolaylaşır.
Uzmanlara göre insan vücudu 3 farklı gözyaşı üretiyor: Refleks olarak ağlama ile kişi kendisini öfkelendiren duygulardan arınıyor, devamlı ağlama ile gözlerin nemli kalması sağlanıyor ve duygusal ağlama ise kişinin ruh sağlığına fayda sağlıyor.
Düzenli ve derin nefes almaya çalışarak ağlayın. Bu şekilde bittikten sonra hem daha iyi görünebilir hem de daha rahatlamış olabilirsiniz. Kızarma ve şişkinliği önlemek için yüzünüzü serin suyla yıkayın ve daha belirgin bölgelere odaklanın. Eğer makyajınız varsa ve bozulmuşsa, bir mendille düzeltin.
Üzüntü ve keder gibi olumsuz duygular akciğerin işlevlerini olumsuz etkileyebilmektedir. Yaşanan üzüntünün sürekliliği akciğeri etkileyerek göğüste baskı, ağırlık hissedilmesine yol açabilir, hatta depresyona kadar sürükleyebilmektedir.
Keder, kortizol gibi hormonların salınımını etkileyen strese neden olur. Bu hormonlar beyindeki nörotransmiterleri uyararak ağlama, baş ağrısı ve burun akıntısı gibi fiziksel reaksiyonlara neden olur. Bu hafif fiziksel semptomlar geliştikçe kişi baş ağrısının başladığını hissetmeye başlayabilir.
Sürekli ağlama isteği, kişinin yaşadığı psikolojik rahatsızlıkların göstergesi olabilirken nörolojik sorun ihtimalini de göz ardı etmemekte fayda vardır. Bunun ardında anksiyete (kaygı bozukluğu), TSSB (travma sonrası stres bozukluğu), duygudurum bozukluğu, depresyon gibi ruhsal rahatsızlıklar bulunuyor olabilir.
Ağlamak endorfin salgılanmasına neden oluyor. Endorfin insana neşe veren bir hormondur ve zaten mutluluk hormonlarından bir tanesi olarak bilinir. Endorfinin neşe vermenin yanı sıra sağladığı bir fayda da ağrıları azaltmasıdır.
Oksitosin hormonu tüm acıları unutturuyor
Kan basıncını düşürerek, rahatlama sağlar.
Neye yararlar? Gözyaşları gözlerimizi nemli tutmaya yarayarak istenmeyen maddeleri gözlerden uzaklaştırırlar ve gözlerimizi enfeksiyondan korurlar. Gözyaşları görüşünüzü bulanıklaştırabilir ama onlar olmadan her şey çok daha bulanık olurdu!
Öfkenizi içinizde tutmanın size pek bir zararı olmaz; arada bir patlamak da iyi olabilir; önemli olan öfkelenmek değil, ne şekilde ve hangi sıklıkta öfkelendiğinizdir.
GÖZYAŞININ CİLDE FAYDALARI
Özellikle lizozim bakterilerden kurtulmaya yarayan bir enzim olarak adlandırılıyor. Bu nedenle ise yüzdeki akne ve bakterilere savaş açıyor. Fakat ağlamanın bir kötü etkisi ise, gözyaşlarının içinde bulunan tuzun cildi kurutulması olabilir.
Dr. Garshick konuyu şöyle açıkladı: "Ağlamak kirpikleri büyütmez, ancak gözyaşları kirpikleri yağladığından kirpikler daha koyu veya daha düz görünebilir." Bu geçici takma kirpik dolgusu tüm kirpik sorunlarımıza tam olarak çözüm olmasa da, ağlamanın hala bilmediğiniz bazı önemli faydaları var.
Ağlamak, denetimsiz bırakıldığında insanın üstünde negatif etkisi olan duygusal stresi azaltmanın doğal yöntemidir. Evet, erkekler de bile. Ayrıca, kendimize doğal tepkilerimizi yaşamaya izin vermenin muazzam bir değeri vardır.
Tüm duygular insanlar içindir. Aşırı duygusallık ve sürekli ağlama isteği dozu ve şiddeti hayatı etkilemediği sürece insanın doğasında olan bir durumdur. Ancak sürekli ağlama sağlıklı görelen bir davranış değildir ve mutlaka dikkate alınmalıdır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri