Hasarlı bir eklem veya hasar görmüş tendonlarda ise sargı bunların dinlenmelerini sağlar. Alçının çıkarılmasından sonra şişkinlik oluşursa bu şişkinlik gün boyunca artar ve gece en fazla sınıra ulaşır. Bu endişelenecek bir şey değildir, şişkinlik kendiliğinden yavaşça kaybolur.
-Hareketlerde kısıtlama, -Şişlik. Alçı Çıktıktan Sonra uzun süren alçı uygulamalarında kemik ve kaslar uzun süre hareketsiz kaldığı için zamanla tembelleşir ve zayıflar. Alçı çıkarıldıktan sonra bazı şikayetlerin görülmesi normaldir.
Dinlenme, buz uygulaması, ağrı kesiciler, antiinflamatuar ilaçlar, fizik tedavi ve egzersizler ödemin iyileşmesine yardımcı olabilir.
Alçı ve atel bazen çatlayabilir ve bu da çok problemli olabilir. Herhangi bir deformasyon olup olmadığını veya bir bölgenin yumuşayıp yumuşamadığını görmek için iyice kontrol edin. Bu deformasyonlara sahip olan atel ve alçılar yaralara, enflamasyon ve ağrıda artmaya sebebiyet verebilir.
Alçı sıkmasının en sık semptomları aşağıdaki gibidir: Çocuğunuzun uyuşma, karıncalanma ve giderek artan ağrı hissetmesi. El veya ayak parmaklarında şişlik olması. Çocuğunuzun uyuşma, karıncalanma ve giderek artan ağrı hissetmesi.
İlgili 21 soru bulundu
Eğer alçı ile tedavi devamına karar verilir ise 3 hafta hafta sonra radyolojik inceleme yapılmalı ve kırığın pozisyonunun kayıp kaymadığı takip edilmelidir. 5-6 hafta sonunda da alçı çıkarılır.
Kırığın iyileşmesini sağlayacak hücreler, ilgili bölgenin çevresinde toplandığı için morluk meydana gelir. Bu halk arasında kangren olma belirtisi olarak düşünülse de, oluşan morluk aslında iyileşmenin habercisidir. İkinci ise evre; tamir evresidir ve kırığın meydana gelmesinden 2 hafta sonra başlar.
Tedavi hastanın durumuna göre 1 ile 3 ay arasında değişiklik gösterebilmektedir.
Eğer kırık yer değiştirmemiş, basit iki parçalı ve yer değiştirme potansiyeli yok ya da çok az ise kırık alçı ile sabitlenerek tedaviye başlanır. Ortalama 4-6 hafta alçıda kalır. Yerinden ayrılmış kırıkların tedavisinde izlenecek yol ise şu şekildedir.
Ancak şişlik kişinin hissettiği rahatsızlığı da arttırır. Bu nedenle mümkün olduğunca şişlikle mücadele edilir. Kırık bölgenin kalp seviyesinin üzerinde tutulması, soğuk uygulama yöntemleri, masajlar, bandajlar veya bantlamalar şişliğin kabul edilebilir şekilde azalmasında faydalı uygulamalardır.
Ödem Neden Olur? Başta el, kol ve ayaklarda ortaya çıkan ödem; kılcal damarlar olarak adlandırılan küçük kan damarlarının sıvı sızdırması sonucu dokulardaki sıvı birikimi kaynaklı meydana gelir ve vücut dokularında şişlikler oluşur.
Ayağınızda veya ayak parmağınızda, bir kırık olduğunu düşünüyorsanız, mümkün olduğunca çabuk ortopediste başvurun. Randevunuza kadar, ayağınızın üzerine basmayın ve şişmeyi azaltmak için buz torbası veya bir havluya sarılmış buz uygulayın.
Ödem belirtileri şunları içerir:
Dokularda, özellikle kol, bacak ve ayak şişmesi. Ciltte gerginlik ve parlama. Şişlik olan bölgelere birkaç saniye baskı yapılıp bırakıldıktan çukurluk oluşması Artmış karın büyüklüğü
Alçının çıkarılmasından sonra şişkinlik oluşursa bu şişkinlik gün boyunca artar ve gece en fazla sınıra ulaşır. Bu endişelenecek bir şey değildir, şişkinlik kendiliğinden yavaşça kaybolur.
Alçı çıkarıldığı zaman, el bileği ve dirsek ekleminde 2-3 haftalığına sertlik gelişir. Bu sertlik fizik tedaviye ihtiyaç duymaksızın iyileşebilir. Ön kol alçı içinde uzun süre hareketsiz kaldığı için diğer kola göre daha zayıf görünecektir ve egzersiz ile düzelir.
Kırık çevresinde kemik ve çevre dokulardaki damarlarından sızan kan ile bir pıhtı oluşur ve cilt üzerinde morluk ortaya çıkar. Halk arasında kangren olma belirtisi olarak bilinen morluk, aslında iyileşmenin bir göstergesidir. Kırığı tamir edecek olan hücrelerin, kırık bölgesine toplanması nedeniyle morluk oluşur.
Eğer ki görüntülemeleri sonucunda birkaç ay üst üste ilerleme olmazsa veya kırık bölgesinde boşlukların olması görülürse, kemik kaynamaması teşhisi konulabilir. Kemik kaynaması için yeterli olan sürede bir iyileşme görülmemesi durumunda bu tanı konulabilir.
Ağrılar hafiflese dahi kırık kemiğin kaynama aşamasında da ağrılar görülebilmektedir. Bu süreçte oluşan ağrılar subakut ağrı olarak ifade edilmektedir. Ancak herkes de görülmemekle birlikte iyileşme tamamlandıktan sonra ortaya çıkabilecek kronik yani devam eden ağrılarda mevcuttur.
Eğer konservatif tedavi yapılacaksa, kırığın pozisyonunun düzeltilmesi sonrası; 3-4 hafta uygun pozisyonda özel bir alçıda kalması sağlanır. 7-10 gün aralarla röntgen kontrolü sonrası alçı çıkarılır ve egzersizlere başlanır. Eğer gerekli olursa takipte fizik tedaviden de yararlanılır.
KIRIKTAN SONRA ŞİŞLİK NORMAL Mİ? Kırık ve ameliyatlardan sonra, gerek travmanın etkisiyle gerekse uzun bir süre hareketsizliğe bağlı olarak gelişen, toplar damar tembelliğine bağlı olarak ayak veya bacaklarda ödem ve şişme görülür. Bu durum ayakta kalındığında daha da artar.
Laktozsuz probiyotik içeriği yüksek gıdalar (yoğurt, kefir) Magnezyum takviyesi. Ilık su ile banyo. Yürüyüş ve fiziksel egzersiz şişkinliği azaltıp ve vücuttaki gazı temizlemeye yardımcı olduğu için karın şişkinliğine iyi gelen doğal yöntemlerdir.
Bir kemik kırıldıktan sonra özel tedaviler ile genellikle 6-8 haftada iyileşir. Fakat bu süre kemik türüne göre değişir. Örneğin el veya el bileği kemikleri 4-6 haftada iyileşirken, kaval kemiği 20 hafta veya daha fazla bir sürede iyileşir. Bazı durumlarda ise kırık kemik kaynama gerçekleşmediği için iyileşemez.
Kırılan kemiğin iyileşme süreci kemiğin kırılmasından 2 hafta sonra başlamaktadır. 6 ile 12 hafta arasında kırılan kemik sertleşme sağlar. Bu sertleşme iyileştiğinin göstergesidir. Bu bilgiyi en iyi şekilde doktor kişiye vermektedir.
Bunun yanı sıra kanlanmasının ve özellikle kalsifikasyon(sertleşme) sürecinin yavaş olması nedeniyle iyileşme hızı açısından dezavantajlı kabul edilebilir. Kırık iyileşmesi yaralanmadan itibaren genel kanı olarak 6-8 hafta kabul edilir.
Kas iskelet gelişimi,kıkırdak oluşumu ve kırılan kemıgın kaynaması için gerekli olan A, B, C ve D vitaminlerinin yeterli dozlarda alınması şarttır. Özellikle D vitamini, Kalsiyum, Omega ve kollejenler kırığı iyileştirmek adına faydası vardır. D vitamini en doğal haliyle güneş ışınlarından alınabilir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri