el Cevab: Bütün günahların tevbesi vardır. Yüce Allah istisnasız bütün günahlardan tevbe edilirse tevbenin kabul edileceğini vaad etmiştir. Büyük günahlar işleyip tevbe etmeden ölen birisi şirk günahı işlemişse ve tevbe etmeden ölmüşse bunun affı söz konusu olmaz.
Muhakkak ki Allah bütün günahları bağışlar, ayeti bunun net bir şekilde ifade etmeketdir. Diğer taraftan, kişi Allah'a güzel zan beslemekle mükelleftir. Bir kul Allah'ın kendisine rahmetle muamele edip günahlarını bağışlayacağını ümit ederse, Allah onu affeder, bağışlar.
İmam Nevevi Rahimehullah şöyle dedi: “Günah yüz defa, bin defa veya daha fazla tekrarlansa bile kul, her defasında tövbe etse tövbesi kabul edilir ve günahı affedilir. Tüm günahlardan bir tövbe ile tövbe ederse tövbesi geçerli olur.
Onlar iki türlü günahlardır: 1- İçerisinde kul hakkı bulunan günahlar. 2- Şirk ve küfür ihtiva eden günahlar. Bu iki türlü günahlar şartlarına uyarak tövbe etmedikçe bağışlanmaz.
Şartlarına uygun olarak yapılan tövbeyi Allah affedeceğini bildiriyor. Tövbe edilmemiş olan günahlara gelince; bunlardan şirk asla affedilmeyecektir. Bunun dışında kalan günahlar ise affedilebilecek günahlardır.
İlgili 36 soru bulundu
Allah'a ortak koşmak, adam öldürmek, zina iftirasında bulunmak, zina etmek, İslâmî cihaddan kaçmak, sihir yapmak, yetimin malını yemek, ana-babaya karşı gelmek, Mekke'nin hareminde günâh işlemek, faiz yemek, hırsızlık yapmak, içki içmek, kumar oynamak.
Yedi büyük günah şunlardır: 1- Allah'a şirk koşmak. 2- Büyücülük, 3- Katillik, 4- Harpten kaçmak, 5- Yetim malı yemek, 6- Faizcilik, 7- Namuslu kadına iftira etmek. (Buhari, Müslim) Başka bir hadis-i şerifte de, yedi büyük günah içinde Müslüman olan ana babaya asi olmak ifadesi geçiyor.
Bir kâfir, küfrüne tevbe ederse, mümin olur, bütün günahları affolur. Bir mümin de Allah'a şirk koşsa, sonra pişman olup tevbe etse Allahü teâlâ affeder. Allahü teâlâ, Davud aleyhisselama vahyetti ki: - Ya Davud beni sev, beni seveni sev!
Zinanın tövbesi var mıdır? Ölüm komasına girmeden yürekten yapılan her bir tövbe gibi zinadan ötürü yapılacak tövbe de kabul edilir. Kuran'da pek çok âyet, tövbelerin kabul olunacağını, işlenen günahların silineceğini müjdelemektedir.
Buna göre bir tövbenin makbul olabilmesi için; işlenen günahı terk etmek, günah işlediğine pişman olmak, günahı bir daha işlememeye azmedip söz vermek, eğer işlenen günah kul haklarıyla ilgili ise, bu durumda, hak sahibi ile helalleşmek, Allah'tan af dilemek gerekir.
Bir şekilde bozulan tövbeden sonra eski günahların af olup olmayacağı Yüce Allah'ın takdirindedir. Bu hususta net bir ifade kullanmak kul açısından mümkün değildir. Böyle bir durumda yapılması gereken şey, tekrar tövbe ederek tövbenin şartlarına uymak ve affedileceğimizi Allah'ın rahmetinden ümit etmektir.
Görüldüğü üzere tövbenin şartlarından biri de işlenilen günaha tekrar dönmemektir. Aynı günah tekrar işlenirse, bu şart ihlal edilmiş olur. Önceki tövbenin kabul edilip edilmediğini ancak Allah bilir. Büyük günahlar ancak tövbe ve istiğfarla bağışlanabilir.
Günahkâr kimse vakit geçirmeden tövbeye yönelmelidir. Bu hususta Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurulmaktadır: “Allah katında (makbul) tövbe, ancak bilmeyerek günah işleyip sonra hemen tövbe edenlerin tövbesidir. İşte Allah bunların tövbelerini kabul buyurur. Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Buna göre tevbe zina günahından yapılmalıdır. Zina (nikah olmaksızın cinsel ilişki) henüz başlamamışsa, dokunma temas etme, avrete caiz olmayan bir surette bakma günahı kazanılmış olur. Bütün bu günahlar her iki tarafın rızasıyla ise her iki atarf ta bu günahlardan tevbe etmelidirler.
Elbette imanlarının ardından inkârcılığa sapıp sonra inkârlarını daha da arttıranların tövbeleri asla kabul edilmeyecektir. Ve işte onlar, sapkınların ta kendileridirler.
Eğer her iki cinsiyette de 15 yaşına kadar herhangi bir buluğ çağa girme belirtisi görülmezse 15 yaşından sonra hükmen buluğ sayılır. Bu evreden sonra artık amel defteri kesin olarak açıldığı için her kız ve erken dinen gerekileni yapmalıdır.
Kur'an'da zina cezası Nur Suresinde cezalandırma ile ilgili şu sözler bulunur: « Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüzer değnek vurun. Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah'ın dininin koymuş olduğu hükmü uygulama konusunda onlara acıyacağınız tutmasın.
Hz. Muhammed (S.A.V) Efendimiz şunları buyuruyor: " Bir şahıs zina yaptığı zaman ondan imanı gider, tıpkı bir gölge gibi kişinin imanı başının üzerinde durur. "
Geriye iki şey kalıyor; biri kul hakkıdır, varsa helalleşmek gerekir. Diğeri de Allah hakkı için tövbe, istiğfar etmek ve bir daha o günaha girmemektir. buyurarak hangi günah olursa olsun affedebileceğini bildirmektedir.
Tevbe için pişmanlık halinin gelmesini beklemek lazım mı? Değerli kardeşimiz, Tövbe için hiç bir şey beklenmez. İnsan hata yaptığını anladığı anda hemen tövbe edip bir daha o günaha dönmemek için gayret göstermelidir.
İnsanların günah işlemekten uzak olmaları genellikle mümkün olamayacağına göre herhangi bir günah işlendiğinde yapılması gereken; hemen tövbe ile bu günahtan kurtulmaktır. Şunu hiçbir zaman unutmayalım ki Allah, tövbeleri kabul eden ve kullarına çok merhametli olandır.
Bu gerçek Kur'ân-ı Kerîm'de şöyle dile getirilmektedir: “Kötülük işlemeye devam eden, ölüm gelip çatınca da “Artık tövbe ettim” diyen kimseler ile kâfir olarak ölenlerin tövbesi geçersizdir” [Nisâ sûresi (4), 18]. Demekki yakayı ecele kaptırdıktan sonra tövbe etmenin faydası yoktur.
Resulullah (s.a.v) dedi ki: “ Allah'a şirk koşmak, sihir, Allah'ın haram kıldığı canı haksız yere öldürmek, yetimin malını yemek, faiz yemek, cihaddan kaçmak, hiçbir şeyden habersiz namuslu mümin kadınlara zina iftirasında bulunmak.”
İslam'da en büyük günah Allah'a şirk koşmaktır. Kuran'ı Kerim'in birçok ayetinde de Allah'ın şirk dışında tüm günahları affedebileceği yazar. Bu günahı işleyen kişilere ise müşrik denir. Dini yalanlayanlara ve ahiret gününe iman etmeyenlere ise münkir ya da kafir olarak tanımlanır.
Nitekim pek çok âyet ve hadiste insanın günahlardan ve Allah'ın (c.c.) yasaklarını çiğnemekten sakınması emredilmiştir. İslâm inancında peygamberler dışında “mâsum” yani günah işlemekten korunmuş kimse yoktur. Bu sebeple herhangi bir kimsenin günahsız olduğunu kabul etmek İslâm inancına aykırı bir durumdur.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri