Atın duvar olarak bilinen tırnağın dış kısmı, tıpkı bir kişinin tırnakları gibi, sürekli büyüyen ve kesilmesi gereken boynuz benzeri bir malzemeden meydana geliyor. Camargo, “Nallar, atın ayağının uygun şeklini korumasına yardımcı oluyor” diyor.
Nallama esnasında hayvanın kontrol edilebilmesi için boynu yana eğilir ve bir ip bağlanırdı. Bu işlem zor görünmesine rağmen hayvanların sağlığı için oldukça önemli bir işlemdir. Nalı düşen ya da nalsız olan hayvanlar sert taşlı arazilerde rahat hareket edemedikleri gibi ayakları da yara bere içinde kalır.
Nal; at, eşek, öküz ve benzeri yük hayvanlarının tırnaklarına çakılan, tırnağın aşınmasını önleyen bir çember veya levhadan yapılan, ayağın şekline uygun demir parçasına verilen ad. Nallar nalbant adı verilen meslek üyeleri tarafından üretilir.
Atlara nal takılırken canları acımıyormuş, önce onu belirtelim.
Nal atın yere normal basma durumunu yükselttiği gibi tırnak yapısı içinde zararlıdır. Böylece kan dolaşımını yavaşlatır ve sonuçta tırnak fazla uzamaz. Nalın bu zararına karşın sert zeminde yaptıkları iş dolayısıyla atlar nallanmak zorundadır.
İlgili 19 soru bulundu
Antik çağda atların ayaklarına nal çakılmazdı. Zamanla tırnakları kırılan ve ayakları yaralanan atlar iş göremez hâle gelirlerdi. 10. yüzyılda bu duruma çözüm bulundu ve ilk olarak süvarilerin atlarına çivilerle nal çakılmaya başlandı. Nal çakma işlemi gelişerek günümüzde de devam etmektedir.
En önemlisi atlar birer canlı. Siz ayakkabısız asfaltta ne kadar yürüyebilirseniz, at da nalsız o kadar yürüyebilir" dedi.
Birçok kültürün ortak batıl inanışlarından biri olan at nalı, evlerin girişine iyi şans getirmek ve talihsizliği uzaklaştırmak için asılıyor. Bu düşündürücü inanışın ortaya çıkmasını sağlayan sebepler ise daha ilginç. İşte, detaylar...
Atların ayak bölgesindeki kan yalnız toynak dokusuna besin sağlamıyor, aynı zamanda nalsız ayakların hidrolik bir sistem gibi işlemesini sağlıyordu, tıpkı atletlerin jel dolu ayakkabıları gibi. Vardığı bu bulgular, yalın taban akımına ivme kazandırdı. Ona göre, “hareketli sıvılar, enerjiyi dağıtmanın en iyi yolu”ydu.
Atlarda yorgunluk hissi bulunmuyor. Bu da bazı atların kendilerini öldürene kadar koşmalarına neden oluyor. Bu duruma da "at çatlaması" denmekte.
At nalı, asılan yere uğur getirmez, böyle bir anlayış, hurafedir, batıldır. Ne yazık ki, bazı yörelerde at nalı, kurt dişi, leylek kemiği, inek veya koç boynuzunu taşımak yahut evin dış kısmına asmak uğurlu kabul edilmiştir. Bu tür batıl inançlara itibar edilmemelidir. Bunlar İslam dışı kültürlerden içimize girmiştir.
Kapıların eşiklerine veya kapı üstlerine at nalı çakılırsa "nazar"ı karşılayacağına inanılır. At nalı "uğur" sayılır.
At nalları
Evin kapısının üstüne nal asmak, evini ve içindekileri kötü güçlerden korumak eski bir gelenektir. At nalı koruyucu gücü, bolluğu, bereketi, iyi hali ifade eden uğur simgesidir.
Nallı bir hayvanın uzun müddet ahırda hareketsiz kalması tırnaklara zarar verir.
Bir at en fazla 7 yıl koşabilir. Atların ömrü genellikle 25 ile 35 yaş arasında değişir. Atların cinsi kadar beslenmeleri de önemlidir.
Böylece atlar geceleri dizlerini kenetleyerek yatarlar.Atların ayakları atların herşeyidir . Bu yüzden atların ayakları kırıldığında düzgün kaynayamayacağı için atları öldürürler.
Atların derilerinin üst katmanı insanlarınkinden çok daha kalın olsa bile, darbelere sanıldığı kadar fazla koruma sağlamıyor. Atların kırbaçlandıklarında acı hissetmediğine dair iddiaların gerçeği yansıtmadığı, yeni yapılan bir araştırmayla ortaya kondu.
Evcil atlar, sahiplerini hiçbir zaman terk etmezler. 25 'ten fazla türü olan bu sadık dostlarımız atlar hiç yorulmadan bizi kilometrelerce uzağa taşıyabilirler. Atlar, tarih boyunca insana en çok yardımcı olmuş hayvanlardır.
Atlar küser mi, ağlar mı, üzülür mü? Atlar küser, ağlar, üzülür. Geçileceğini anlar mesela. Yarışın heyecanını senden önce o yaşar.
Bunun yanı sıra eski çağlarda " U şeklinin " özel bir anlamı vardır ki o da, ayın hilal konumuna benzemesinden dolayı bolluğu, iyi talihi ve koruyucu gücü temsil etmesidir. Tıpkı at nalının uğuru gibi 7 sayısının da uğurlu olduğuna dair inanış yaygındır. At nalının yedi tane demir ile çakılması da bundan ötürüdür.
At nalı her çağ ve kültürde rastlanan en yaygın batıl inanç sembollerinden biridir. Kökleri; eski çağlarda 'U' şeklinin bolluğu içinde tutmasına, demirin kutsallığına ve Antik Roma'da ay tanrıçasının hilal formundaki bereket sembolüne dayanır.
Arapça "ayakkabı" anlamına gelen nal İle Farsça "bağ" anlamına gelen bend sözcüklerinin bir araya gelmesinden türetilmiş olan nalbant kelimesi, sözlükte tırnaklı hayvanlara (at, eşek, katır, öküz) nal takan kimse, nalbantlık ise 'nalbantın yaptığı iş veya mesleğe verilen ad' olarak açıklanır1.
Atlar, bacak kemiklerinin kilitlenme özelliği sayesinde ayakta uyurlar ve kendilerini güvende hissederlerse yatarak da uyuyabilirler.
Söz konusu taş çapraz hareket edemez. At, öne, geriye, sağa ve sola olmak üzere 4 farklı yöne L çizebilir. Satrançta taşların üzerinden zıplayan tek taş attır. Bu özelliği ile at çok kritik bir taştır.
8.1.Topuk çalma: Atın yürürken attığı ayağını, yere basan ayağına vurmasıdır. Yani arka ayakların birbirine, ön ayakların da birbirine değmesidir (Arpacik 1996,Boztepe 2011). 8.2.Yetiştirme: Arka ayaktaki nalın ön kısmı ile ön bacağa vurmasına yetiştirme denir (Arpacik 1996,Boztepe 2011).
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri