Nal; at, eşek, öküz ve benzeri yük hayvanlarının tırnaklarına çakılan, tırnağın aşınmasını önleyen bir çember veya levhadan yapılan, ayağın şekline uygun demir parçasına verilen ad. Nallar nalbant adı verilen meslek üyeleri tarafından üretilir.
Spor atlarında nal kullanımındaki amaç, tırnağı korumak ve ilave performans sağlamaktır. Atın yaptığı sportif egzersizlere bağlı olarak vücudunda ve bacaklarındaki basınç değiştiği nedeniyle farklı nal çeşitlerine ihtiyaç olabilir. Spor atlarında çeşitli nallama teknikleri kullanılmaktadır.
Özellikle tek tırnaklı hayvanlar, binek ve yük hayvanı olarak kullanılır. Yük hayvanı olarak kullanılan veya uzun yola götürülen hayvanların tırnakları bastıkları taş veya çakıllar yüzünden aşınır ve hayvanları rahat yürüyemez hale getirir.
Atlar nal çakılma esnasında acı hissetmezler sebebi de tırnaklarında can olmamasıdır. Hatta atlar kendilerini korumak adına böyle bir şeyin yapıldığını hissederek fazla tepki göstermezler. Bir at sahibi ayakkabısız gezebilir ama atını nalsız gezdirmez.
Nallar deliklerinden mıh denilen özel çiviler çakılır. Mıhların ucu tırnaktan dışarı çıkar. Dışarı çıkan bu uçlar uygun boyda kerpetenle kesilir, çekiçle dövülerek kıvrılır yani diğer bir ifadeyle perçinlenir. Böylece mıhların nal üzerinden çıkmasının ve gevşemesinin önüne geçilmiş olur.
İlgili 17 soru bulundu
Nal; at, eşek, öküz ve benzeri yük hayvanlarının tırnaklarına çakılan, tırnağın aşınmasını önleyen bir çember veya levhadan yapılan, ayağın şekline uygun demir parçasına verilen ad. Nallar nalbant adı verilen meslek üyeleri tarafından üretilir.
Kapı girişlerine asılan at nalı bolluğu, iyiliği ve koruyucu gücü temsil eder. Ay'ın hilal konumuna benzer şekliyle, nalın 'U' şeklinde asılmasının özel bir nedeni vardır. Bu sebeple at nalı kapının tam üzerinde ve uçları yukarı bakacak şekilde asılmalıdır ki; iyi şans nalın uçlarından aşağı akıp gitmesin.
Nal atın yere normal basma durumunu yükselttiği gibi tırnak yapısı içinde zararlıdır. Böylece kan dolaşımını yavaşlatır ve sonuçta tırnak fazla uzamaz. Nalın bu zararına karşın sert zeminde yaptıkları iş dolayısıyla atlar nallanmak zorundadır.
Atlarda safra kesesi bulunmamaktadır dolayısı ile karaciğerde üretilen safra direkt olarak ince bağırsağa akarak yağların sindirimine yardımcı olur.
Atlar 20-30 sene yaşar, bazı kısraklar 15 yaşına kadar doğurur.
Antik çağda atların ayaklarına nal çakılmazdı. Zamanla tırnakları kırılan ve ayakları yaralanan atlar iş göremez hâle gelirlerdi. 10. yüzyılda bu duruma çözüm bulundu ve ilk olarak süvarilerin atlarına çivilerle nal çakılmaya başlandı. Nal çakma işlemi gelişerek günümüzde de devam etmektedir.
Atlar, doğada nalsız olarak hayatlarını çok kolay bir şekilde idame ettirebilirler. İnsan tarafından kullanılan ve kendi doğasından daha fazlası istenen atlarda; örneğin yarış koşturulan atlarda, engel atlayan atlarda, saha şartlarında çalıştırılan atlarda tırnakların o koşullara dayanması için nallama yapılır.
Arapça "ayakkabı" anlamına gelen nal İle Farsça "bağ" anlamına gelen bend sözcüklerinin bir araya gelmesinden türetilmiş olan nalbant kelimesi, sözlükte tırnaklı hayvanlara (at, eşek, katır, öküz) nal takan kimse, nalbantlık ise 'nalbantın yaptığı iş veya mesleğe verilen ad' olarak açıklanır1.
kalınlığında sacdan yapılmış, kenarları çentikli dövülmüş levha nallar kullanılmaktadır. Yumurta şeklindeki bu nalların ortasında büyükçe bir delik bulunur. Her iki kenara yakın kısmında 4'er yuvarlak mıh delikleri bulunur. Bu nalın ön kısmı çok geniş ve çukurdur.
At nalı her çağ ve kültürde rastlanan en yaygın batıl inanç sembollerinden biridir. Kökleri; eski çağlarda 'U' şeklinin bolluğu içinde tutmasına, demirin kutsallığına ve Antik Roma'da ay tanrıçasının hilal formundaki bereket sembolüne dayanır.
günümüzde kullanılmayan tıbbi bir terim. argoda dolandırmak.
İslam. At eti; Ebû Hanîfe'ye göre ise tahrîmen mekruhtur. Hanefî literatüründen zâhirü'r-rivâye eserlerinde “mek-ruh”, Hasan b. Ziyâd rivayetinde “haram” nitelemesi geçmekte ise de, asıl belirtilmek istenen husus bunu yemenin helâl olmadığıdır. İmâmeyn ise (Ebû Yûsuf ve Muhammed) at eti yemeyi mekruh saymamışlardır.
Atların kalbi, güçlü bir kas yapısına sahip olan dört odacıklı bir organdır. Atların kalbi, güçlü bir kas yapısına sahip olan dört odacıklı bir organdır. Atların kalbi, sürekli olarak kan dolaşımını sağlamak için çalışır ve atın genel sağlığı için hayati bir öneme sahiptir.
Atlar, boyutlarına göre nispeten küçük bir mideye sahiptir. Bu da bir atın tek seferde alabileceği yem miktarını sınırlar. Ortalama bir at (360 ila 540 kg) yaklaşık 19 litre kapasiteye sahiptir. Midede çeşitli asitler ve pepsin enzimi yiyecekleri parçalar.
Atların derilerinin üst katmanı insanlarınkinden çok daha kalın olsa bile, darbelere sanıldığı kadar fazla koruma sağlamıyor. Atların kırbaçlandıklarında acı hissetmediğine dair iddiaların gerçeği yansıtmadığı, yeni yapılan bir araştırmayla ortaya kondu.
Bildiğimiz üzere develer nal takmazlar; bu nedenle bu ifade, mevcut olmayan veya gerçekte hiç var olmamış şeyler için kullanılır.
Yapılan incelemeler sonucu hem insanların hem de atların derilerinde "acıyı algılayan temel anatomik yapıların benzer olduğu" ortaya çıktı. Atların derilerinin üstündeki katman (dermis) insanlarınkine kıyasla daha kalın ve dayanıklı. Veteriner patolojist Dr.
Birçok kültürün ortak batıl inanışlarından biri olan at nalı, evlerin girişine iyi şans getirmek ve talihsizliği uzaklaştırmak için asılıyor.
At Nalı / Atın Sağ Yanı - Konya
Atın nalı da "mukaddes" sayılır. "Nazar"a karşı, kapıların üstüne, kapıların eşiklerine çakılır. Atın gövdesinin sağ yanının "zaruret karşısında yenilebileceğine inanılır. Atın gövdesinin sağ yanının eti "helal"dir, denir.
Değerli kardeşimiz, At nalı, asılan yere uğur getirmez, böyle bir anlayış, hurafedir, batıldır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri