Biliyorsunuz, toplumumuz içinde Ay ve Güneş tutulmalarının depremle ilişkili olduğu, maalesef yaygın bir yanlış inanış. İzlemesi keyif veren bir doğa olayı olması haricinde, Güneş ve/veya Ay tutulmalarının gezegenimiz üzerinde kayda değer bir etkisi yoktur.
Güneş tutulmalarının deprem etkisi yarattığına dair bilimsel bir görüş olmadığını söyleyen Prof. Dr. Utkucu bu konu hakkında yapılan çalışmaların çok az olduğunu ve elde edilen verilerin kanıtlarla birlikte sunulması gerektiğini söyledi.
Diğer 10 depreme baktığımızda ise sadece 27 Şubat 2010 tarihinde Ay Dünya'ya, yakın diyebileceğimiz, yaklaşık 360.000 km uzaklıkta yer almış. Buradan basitçe görülüyor ki büyük depremlerin Ay'ın Dünya'ya olan uzaklığı ile doğrudan bir alakası olduğunu söyleyemeyiz.
İstatiksel anlamda baktığınızda, Güneş Tutulması veya Yeniay evrelerinde deprem yığılmaları sözkonusu değildir. Bunu tüm deprem verileri için yaptığınızda da sonuç değişmemektedir! Güneş Tutulması ile diğer Yeniay ve Dolunay evreleri arasında kütleçekimsel kuvvet olarak fark yoktur.
Ayın kırmızı olması depremin habercisi değildir. Ayın kırmızı renk alması genellikle Ay'ın atmosferden gelen ışığın kırmızı ve turuncu tonlarıyla saçılması sonucu gerçekleşebilir. Bu tür renklenmeler genellikle Ay'ın alçak bir konumda doğduğu veya battığı zamanlarda gözlemlenebilir.
İlgili 18 soru bulundu
*Anadolu'nun 4 bin yıllık geçmiş depremlerinin sayısal çözümlemesi yapıldığında depremlerin en çok yüzde 13 ağustos, yüzde 11 ekim ve yüzde 10 aralık aylarında olduğu görülmüştür. Depremlerin en az olduğu aylar ise haziran, mart ve kasımdır.
Araştırma ekibinden uzmanların belirttiğine göre deprem ışıkları yere yakın mavimsi alevler, ışık küreleri ve yerden 200 metre yüksekliğe kadar çıkabilen yıldırımlar şeklinde görülebiliyor ve kısa sürede kayboluyor. Kimi zaman depremin merkez üssünden yaklaşık 160 kilometre uzaktan dahi görülebiliyorlar.
Dolunay ve deprem arasında bir ilişki yok.
DEPREMLER NERDEN GECE OLUR? Bilimsel olmasa da uzmanlar bu sorunun yanıtını belli bir çerçevede veriyor. Güneş'in çekim gücünün etkisiyle Dünya'nın gece bölümü büyük bir baskı altındayken, gündüz kısmı gevşek konumdadır. Bu sebeple depremlerin genelde gece olduğu ve aşırı basınca dayanamayıp kırıldığı tahmin ediliyor.
Depremler genellikle kırıkların (fay hatları) çatlamasıyla oluşur. Bunun yanı sıra volkanik faaliyetler, toprak kaymaları, mayın patlamaları veya nükleer patlamalar sonucunda da depremler gerçekleşebilir.
Büyük bir depremden birkaç hafta ya da birkaç saniye önce oluşan, büyük depremin oluştuğu alan içinde ya da bu alan yakınında ortaya çıkan küçük sarsıntılara öncü deprem denir. Öncü depremler genellikle yakın bir zaman sonrasında gelecek büyük bir depremin habercisi olduğu anlamına gelir.
Muhabbet kuşu, karga, martı, köpek, kedi ve balıklar, deprem öncesinde tepki gösterme yetisine sahip canlılardır.
1 ve 2 büyüklüğünde depremler: Bu büyüklükteki depremleri insanlar hissetmezler sadece ölçüm için geliştirilen cihazlar kaydebilir. 3 büyüklüğünde deprem: Kapalı mekanda bulunuyorsanız, evinizin önünden kamyon geçmesi gibi küçük sarsıntılar hissedersiniz.
Ay Tutulması: Dünya, Güneş ile Ay arasına girdiği zaman Dünya'nın gölgesi Ay'ın üzerine düşer. Bu durumda Ay Tutulması olayı gerçekleşir. Ay tutulması sırasında Ay dolunay evresindedir.
Ebû Hanîfe ve İmam Mâlik ise ay tutulması güneş tutulmasından daha fazla meydana geldiği halde Hz. Peygamber'in bu sebeple namaz kılmadığını ifade ederek husûf namazının sünnet olmadığını belirtmişlerdir. Bununla birlikte ay tutulması sırasında tek başına iki ya da dört rek'at namaz kılınması müstehaptır.
Özmen, depremlerin yerkabuğunun altındaki levhaların hareketleriyle meydana gelen doğa olayları olduğunu; ay tutulması, mavi ay gibi döngülerin depreme yol açmasının mümkün olmadığını ifade etti.
Depremlerin günün herhangi bir saati ile bir bağlantısı yok. Büyük depremlerin sebebi tamamen tesadüf. USGS'in yazısından bir parça ekleyelim: "Depremlerin gece veya gündüz yaşanma ihtimalleri eşit. Geçmişte yapılan araştırmalar deprem oluşumu ile günün saati arasında anlamlı bir ilişki bulunmadığını göstermiştir."
Güneş'in çekim gücünün etkisiyle Dünya'nın gece bölümü büyük bir baskı altındayken, gündüz kısmı gevşek konumdadır. Bu sebeple depremlerin genelde gece olduğu ve aşırı basınca dayanamayıp kırıldığı tahmin ediliyor.
Bir sarkaç tarafından belirlenen bir oranda mekanik bir eşapman yoluyla enerji aktaran alçalan bir ağırlıkla çalıştırılan mekanik saatler, orta derecede güçlü bir deprem tarafından kolayca durdurulabilir çünkü sarkaç destek çivisinden veya kancasından atlayabilir, ona güç veren ağırlık olabilir. kasnağından atlar, ...
Gezegenlerin uzaydaki konumları da depremleri tetikleyebilir.
Araştırmanın sonucuna göre ilişki yok.
Yeniay, dolunay ve Güneş tutulmalarının depremleri etkileyebileceği pek çok uzman tarafından söyleniyor. Ancak "Her tutulma sonrası deprem olur mu?" sorusunun yanıtı "Hayır" olarak veriliyor. Astrologlar, ancak çok riskli olduğu ifade edilen yeniay, dolunay ve tutulmalarda dikkatli olunması gerektiğinin altını çiziyor.
"Fayın harekete geçip deprem ürettiği anda fay zonunda yer alan kayaların içindeki minerallerin gerilmesi dolayısıyla elektriksel özelliklerinde değişim olduğu için bir ışıma meydana geliyor. Nasıl ki bulutlardaki elektrik yükünden dolayı şimşek çakıyorsa bu da benzer bir durum."
Sarsıntı, büyükçe bir kamyonun geçişi sırasındaki sarsıntıyı andırır. Başlama ve bitişi insanlar tarafından hissedilebilir. Gündüz vakti binalarda bulunan hemen herkes tarafından hissedilir, dışarda bulunanların çok azı sarsıntıyı hisseder. Gece vakti bazılarını uykudan uyandırır.
Deprem ışıkları: Güneşin yeni doğup batışı gibi ışık hüzmeleri görülür. Alev topları: Yanan bir kibrit alevi gibi alev topu görülür. Deprem bulutları: Açık havada, kırılacak bölgenin üzeri bulutlanır. Yıldırımlar: Olağan dışı mor, yeşil, kırmızı, mavi, pembe renkli oluşumlar görülür.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri