Depremden 10 yıl çok ciddi şekilde etkilendi. Sarsıntının şiddetinden etkilenenlerden biri de dünyaca ünlü Balıklıgöl'ün suyu oldu. Deprem sonrası çamur rengini alan Balıklıgöl'deki bulanıklık devam ediyor. Bulanık suyun Balıklıgöl'ü besleyen su damarlarında çökme yaşanması sonucu oluştuğu tahmin ediliyor.
Şanlıurfa'nın simgesi olan, dünyanın tek doğal akvaryumu olarak bilinen tarihi Balıklıgöl de depremden etkilendi. Berrak ve mavi olan gölün suyu, depremin ardından çamur rengini aldı.
Hazreti İbrahim'in doğduğu ve ateşe atıldığı yer olarak rivayet edilen tarihi mekanda bulunan Balıklıgöl ve içindeki su havzasının berrak rengi, depremler nedeniyle değişti.
Balikligöl balıkları kutsal sayılır ve kimse yakalayıp yemez. Görevliler göl içerisinde ölen balıkları sudan çıkarıp başka bir yerde toprağa gömüyorlarmış. Efsaneye göre bir gün bir Albay bu inanış bir hurafedir demiş ve Balikligöl den bir balık tutturarak yemiş. Sonrasında felç olmuş.
Tarihçi Diodoros (MÖ 1. yy) ve Ctesias'a (MÖ 5. yy) göre tanrıça Atargatis efsanesi şöyledir; Atargatis yasak bir aşk yaşayıp bir kız çocuğu dünyaya getirmiştir. Atargatis bu olaydan utanıp kendini bir göle atmıştır. Bedeni göl içinde balıklara dönüşmüştür.
İlgili 19 soru bulundu
Başka anlatıya göre; Söğütlü Köyü Rus işgali altındayken, Rus komutan bu balıklardan askerlerine yedirir. Fakat bütün asker bir-iki gün içinde telef olup gider. Bir söylentiye göre ise, bu balıkların bir kısmı yeşil sarıklı birer asker olup harbe gitmişlerdir.
Gölde bıyıklı sazan balıkları bulunur. Bu tür zehirli olduğundan yenmesi insan sağlığı açısından sakıncalıdır. Şurada Paylaş!
Balıklıgöl, 150 metre uzunluğunda ve 30 metre genişliğindedir. Derinliği 3-5 metre civarındadır. İçinde efsanelere konu olan sazan türü balıklar bulunmaktadır. Bu balıklara halk tarafından saygı gösterilir ve yenilmez.
Bu çeşmeden gelen ziyaretçiler şifa niyetine bu sudan içerler, hatta evlerinde bulunan hastalarınada götürerek onların içmelerini de sağlarlar. Bu şifalı suyun içilmesi ve Balıklı Göl'le yapılan ziyaretlerle bir çok hastalığın şifalandığı görülmüştür. Türkiye'nin en önemli ve kutsal göllerinden biridir burası.
15 Mart'ta yaşanan Şanlıurfa'daki sel felaketi nedeniyle tarihi Balıklıgöl ve çevresi de çamura bulanmıştı. Selin verdiği hasar nedeniyle, Balıkların öldüğü bile iddia edilmişti. Yapılan incelemelerde balıkların ölmediği, deprem ve sel nedeniyle strese girdikleri, bu yüzden de saklandıkları ortaya çıktı.
Balıklıgöl'ün çamur olmasının nedeninin yer altı sularının deprem nedeniyle çok hareketli olduğunu ve bu yüzden suyun çamurlu olarak yüzeye çıktığını belirten İlhan, "Balıklarımızda herhangi bir sağlık sorunu yok.
Balıklıgöl'ün balıkları etrafa saçılarak telef olurken, suların çekildiği kısımlarda ise geriye moloz ve çamur yığınları kaldı. İşte Balıklıgöl'ün çamurlu görüntüsü... Şanlıurfa'nın simgesi olan ve dünyanın tek doğal akvaryumu olarak bilinen tarihi Balıklıgöl de depremden etkilendi.
Berrak ve mavi olan gölün suyu, depremin ardından çamur rengini aldı. Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen illerden Şanlıurfa'da kentin simgesi olan tarihi Balıklıgöl'deki Rızvaniye Camisi'nin minaresi ve revaklarında yıkılmalar oldu.
CAMİLERDE DE HASAR OLUŞTU
Tarihi Balıklıgöl platosu içerisinde yer alan Rızvaniye ve Dergah Cami minaresi ve revaklarında yıkılmalar olduğu görüldü. Depremin ardından Şanlıurfa'da 170 kişi hayatını kaybederken, 2 bin civarında vatandaş ise yaralandı.
Balıklıgöl hikayesi önemli efsanelerden biridir. Gerçekliği hakkında çok net bilgiler olmasa da günümüzde Balıklıgöl birçok kişi tarafından ziyaret edilir. Türkiye'nin en önemli göllerinden biridir. Turizm değeri çok yüksektir.
Ekiplerin yürüttüğü çalışmalarla göldeki suyun rengi normale dönmeye, buna bağlı olarak balıklar da yeniden gözükmeye başladı.
Balıklıgöl'den çıkan su, binlerce yıldır aynı yolu izliyor. İçerisinde balıkların yaşadığı su, Balıklıgöl platosunun bütün su ihtiyacını karşılıyor. Platonun içerisindeki kanallardan ilerleyen suyun bir kısmı platonun içerisindeki Ayn Zeliha'ya ulaşarak havuza eklenirken, bir kolu ise Halilurrahman Camii'ne gidiyor.
Yaklaşık 37 derece sıcaklıktaki suda yaşayan binlerce balık, sivilce ve yara kabuklarını yiyerek, deriyle kaplıca suyunun temasını artırıyor. Romatizma, kırık ve çıkık ile sinir, deri ve böbrek hastalıklarına da olumlu etkileri bulunduğu belirtilen kaplıcanın, özelikle sedef hastalığına iyi geldiği ifade ediliyor.
Afyonkarahisar'ın Çay ilçesindeki eşsiz manzarasıyla dikkati çeken "Balıklı Göl" güzelliğiyle yöre halkının ilgi odağı oldu. İlçeye bağlı İnli köyündeki Selevir Barajı'ndan getirilen sular ile 2002'de oluşturulan 5 bin metrekarelik yapay göle, 30 bin aynalı sazan bırakıldı.
Kaplıca suyunun romatizmal hastalıklara, nörolojik ( Nevralji, Nevrit, Felç ) ortopedik ve travmatolojik sekellerde (kırıklarda, eklem travması ve kas hastalıkları) Jinekolojik sorunlarda, deri hastalıklarında, böbrek taşlarında (içme ile) ve psikosomatik bozukluklarda yaralı olduğu rapor edilmiştir.
Burası görülesi bir yerdir.” Diyarbakır Suriçi'nde bir zamanlar efsanelere, türkülere konu olan balıklı havuz, 1978 yılında tamamen tahrip edilir ve havuzun üstüne beton dökülerek şehir suyu şebekesine bağlanır. “Aynı-ı Zülâl”, “Zelha” ve “Zelal” olarak adlandırılan su, şimdilerde Anzele olarak biliniyor.
Uluslararası Tat ve Kalite Enstitüsü (ITQI) tarafından bu yıl 13. kez yapılan ve toplamda Michelin yıldızlı dünyaca ünlü 130 şef ile sömeliyenin jüri üyeliği yaptığı yarışmada iki Türk firması'nın ürettiği Levrek ve Çipura (Çupra), dünyanın en kaliteli balıkları seçildi.
BALIKLIGÖL NE ZAMAN YAPILDI? Tarihsel ve bilimsel verilere göre Balıklıgöl havuzları, yarı kadın yarı balık olan tanrıça Atargatis için yapılmış birer antik pagan tapınaklarıdır. MÖ 1000-300 yılları arasında net olmayan bir tarihte yapıldığı tahmin edilmektedir.
İbrahim'e inanlardan olan Nemrut'un kızı Zeliha da, İbrahim Peygamberi'in ardından kendini aşağıya atar. Zeliha'nın düştüğü yerde de Ayn Zeliha gölü meydana gelir. Görüldüğü gibi, Balıklı Göl ile ilgili anlatılan hikayelerin ortak özelliği, sonunda Hz. İbrahim'in atıldığı ateşin suya, odunların ise balığa dönüşmesidir.
Bilimsel adı 'Synanceia verrucosa' olan taş balığı, dünyanın bilinen en zehirli balık türüdür.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri