Bu yöntemlerden biri de bebeklerin tuzlanmasıdır. Bu işlem yörelere göre değişmekle beraber ilk gün ya da daha sonraki günlerde (40. gününde) yapılır. Yöntemi de bölgelere göre farklılık gösterir. Tuzlu su ile yıkama ya da bebeğin tüm vücudunu tuz ile ovma en sık yapılanlardır.
ÖLÜMLE SONUÇLANABİLİYOR
"Özellikle bölgemizde doktor desteğini almayan bazı aileler tuzlamayı uyguluyorlar. Bebekleri doğar doğmaz kokmasın diye tuzluyorlar. Yeni doğan savunmasız bebeğin vücuduna sürülen tuz, sıvı kaybına neden oluyor.
1. Bebek Tuzlamak Doğru Mu? Eski Roma geleneğine dayanan bebek tuzlama; bebeğin pişik olmaması, büyüdüğünde terinin kokmaması, bebeğe uğur ve bereket getirmesi için yapılıyor. Yenidoğan bebekleri tuzlamak, vücutta su kaybına bağlı (hipernatremi) beyin kanaması sonucunda ölüme sebep olabilir.
Yenidoğan bebek tuzlanır mı? Bebek tuzlama işlemi bazı bölgelerde yenidoğan döneminde gerçekleştirilebiliyor.
Kanda Tuz Oranının Yükselmesi Hayati Tehlikeye Sebep Olabilir. Bebeğin tuz ve zeytinyağı ile ovularak tuzlanması ölümcül sonuçlara kadar varabiliyor. Öyle ki bebeğin vücuduna sürülen bu tuz deri tarafından emilerek vücuda geçiyor ve bebeğin kanında tuz oranının yükselmesine (hipernatremi) sebep oluyor.
İlgili 45 soru bulundu
Bu yöntemlerden biri de bebeklerin tuzlanmasıdır. Bu işlem yörelere göre değişmekle beraber ilk gün ya da daha sonraki günlerde (40. gününde) yapılır. Yöntemi de bölgelere göre farklılık gösterir. Tuzlu su ile yıkama ya da bebeğin tüm vücudunu tuz ile ovma en sık yapılanlardır.
Adana Çukurova'da farklı bir gelenek yaşatılmaya devam ediyor. 'Bebek tuzlama' geleneğiyle yeni doğan bebekler bal, tuz ve şeker karışımıyla yıkanıyor. Bal, tuz ve şeker bir kap içerisinde ılık su ilave edilerek karıştırılıyor. Dünyaya gözlerini açan bebekler bu karışımla yıkanıyor.
Ter kokusunun azalması için bebeği tuzlu suda yıkamak yerine,bir pamuk yardımı ile koltuk altlarına hafif bir şekilde tuzlu su bastırabilirsiniz. Baskı esnasında cildine fazla temas etmesine katiyen izin vermemeniz gerekir.
Bebeği doğum sonrası tuzla- mak, hassas olan cildinin tahriş olmasına; sarılığı olan bebeğin kulak arkası ya da alnının jiletle kesilmesi bebekte enfeksiyon gelişmesine; kundaklama yapılması bebekte gelişimsel kalça çıkıklığına neden olabilecek geleneksel uygulamalardır (6-8,13).
İlk bebek banyosunun zamanı ile ilgili doktorların genel tavsiyesi, bebeğin göbek bağının düşmesinden bir gün sonrasıdır. Bebeğin temizliği, göbek bağı düşünceye kadarki sürede, silme banyo ile yapılabilir. Silme banyosu, bebek şampuanlı küçük bir havlu ya da müslin bezle bebeğin yüz ve vücudu silinerek uygulanır.
Halk arasında doğru kabul edilen bir diğer yanlış ise bebeklerin kırklarının çıkana kadar yıkanmaması gerektiğidir. Ancak bu tamamen yanlış bir düşüncedir. Bebekleri, göbek bağları düştükten sonra banyo yaptırmakta hiçbir sakınca yoktur.
Geleneksel yöntemlerden en çok uygulananı bebeğe şekerli su verilmesi. Şekerli suyun kan şekerini yükseltme etkisi ile fayda sağlayacağı inancı, bebeğin şeker dengesinin bozulmasına ve bebek tokluk hissettiği için emmenin gecikmesine yol açıyor. Bu nedenle bebeğe şekerli su vermeken kaçının.
Örneğin kundaklama bebeklerde kalça çıkığına neden olabilmektedir. Birçok yörede hâlen bebek tuzlama uygulaması yapılmaktadır. Henüz dünyaya yeni gelen bebeğin bedenine sürülen tuz, su kaybı yaşamasına sebep olabilmektedir.
Alt değişimi sonrası cildin hava alması için bebek bir süre altı açık dinlendirilebilir. Bez bölgesine koruyucu olarak bebe yağı veya zeytinyağı uygulanabilir.
Sıcak havanın, bilirubin maddesini artırıcı etki yaptığına da işaret eden Erdoğan, bebeğin terlemeyle birlikte sıvı kaybettiğini ve bunun da kandaki bilirubin ve tuz miktarının artmasına neden olduğunu söyledi.
Yeni doğan bebeklerin göz aklarında, burun çevrelerinde ve yüzlerinde görülen sarı renk sarılığın belirtisidir. Sarı renk hastalığın ilerlemesi ile tüm gövdede görülür. Parmakla hafifçe burun ya da karın cildine bastırılıp kaldırıldığında sarı renk daha bariz bir şekilde tespit edilebilir.
Bununla birlikte, genel kural olarak, sarılık olan bir bebeğin her 2-3 saatte bir emzirilmesi önerilir. Bu, hem gündüz hem de gece boyunca devam etmelidir.
Bebekleri belli periyotlarla yıkamak onları mikroplardan uzak ve temiz kalırlar. Aynı zamanda özellikle yaz aylarında her gün yıkanan bebeklerde pişik sorunu meydana gelmez. Bebeğimizi emzirdikten hemen sonra yıkamamak gerekmektedir.
Çocuklar için: 2 ila 15 yaş arası çocuklar için bu miktar 5 gramdan daha az olmalıdır. Yaş küçüldükçe miktarda düşürülmelidir. Çocuklar için bu öneri, emzirme veya mama ile beslenme dönemini kapsamaz. Kulanılan tuz iyotlu olmalıdır.
Bebeğin kırkı çıktıktan sonra kırk banyosunda ya da ilk banyosunda uygulanan tuzlama işlemindeki asıl amaç, terinin kokmasını önlemek. Doğumun hemen sonrasında tuzlanarak yıkanan bebeğin bir daha asla ter kokmayacağına inanılarak yola çıkılan bu harekette nice zararlı sonuçlar görülebilir.
Bebek doğduğunda henüz dış dünyaya karşı bir savunması olmadığından, bağışıklık sistemi de oldukça zayıftır. Bu sebepten dışarıdan korunmaya mecburdur. Bu bağlamda bebekler ilk doğduğunda tüm vücuduna sızma zeytinyağı ile güzelce masaj yapılır ve kundaklara sarılır. Kısa sürede tüm vücudunun bu yağı emdiği görülür.
Yenidoğan bebeklerde hıçkırık sıklıkla oluşan bir durumdur. Bu konuda endişe etmenizi gerektirecek bir durum yoktur. Hıçkırığın nedeni genellikle midenin büyümeye başlaması ve hıçkırığa yol açabilecek olan sinirin uyarılmasıdır. Bu ise bebeklerde sindirim sisteminin işleyişinin yolunda olduğunu gösterir.
Aile büyüğü banyo suyunu hazırlar. İçine taş, buğday, altın, gümüş, çeşitli mevsim çiçekleri veya gül yaprakları, nazar boncuğu atar. Suya atılacak tüm malzemelerin dezenfekte edilmesi veya temiz olması gerekir. Banyo yaptıracak aile büyüğü abdestini alır, ardından bebeğe hazırlanmış sudan 40 tas döker.
Kırklama annesi banyo suyunu hazırladıktan sonra bebeği tam 40 kez suyun içerisine sokup çıkarmaktadır. Bu suyun içerisinden 40 tas bebek, 40 kas ise anne için alınmaktadır. Ayrılan bu su, banyo bittikten sonra “Ömürleri su gibi uzun olsun” denilerek anne ve bebeğin başlarından aşağı bırakılmaktadır.
Bebekler; cilt altı yağ dokularının kalınlaşarak vücut ısısını korumaya başladığı, kafasını dik tutabildiği, yaklaşık 7 kiloya ulaştığı 4'üncü aylarından itibaren denize ve evlerindeki özel havuza girebilir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri