Sevmek bir ömür sürer, aşık olmak bir buçuk saniye. New York'taki Syracuse Universitesi'nden Profesör Stephanie Ortigue, ilk kez aşk ile ilgili bütün araştırmaların sonucunu bir araya getiren bir beyin haritası hazırlandığını bildiriyor.
Aşk, iki insanın farklılıklarını kabul etmelerini, birlikte vakit geçirmekten keyif almalarını, fedakârlığı ve ortak değer yargılarına sahip olmayı gerektiriyor. Bununla birlikte bilim insanlarına göre “gerçekten âşık olmak” ortalama olarak iki hafta ila dört ay arasında bir zaman alabiliyor.
Aşk, sevginin tutkulu ve derinlikli biçimidir. Aşkı sevgiden ayıran en önemli üç özellik, sadakat, bağlılık ve şefkattir. Sevdiğine delice bir tutkuyla bağlanan âşık onun için kendi çıkarını terk eden kişidir. Aşık olan kişide muhakeme ikinci plana düşmüş, öncelik duyguların olmuştur.
Fakat "ilk bakış"ın süresi 8.2 saniye bariyerini aşmayı başarırsa artık erkeğin kadına aşık olduğu düşünülebilir. Tabi bu bilim adamlarına göre erkekler için geçerli bir durum. Kadınlar için aynı şeyi söylemek mümkün değil.
İnsanın insana olan aşkı zamanla gelişen ve daima kalıcı olan bir sevgi türü deildir Aşk : sevginin güclü halidir. zaman gectikce o güc tükenir ve yerini sevgi alır. bu sebeple ilk görüşte aşk üstü çizilicek bir kelimedir. İlk görüşte hoşlanma / ilgi duyma / tanık olma / meyletme gibi terimler oluşur.
İlgili 16 soru bulundu
Lise aşkınızı düşünün. Çoğu kişi o dönemde gerçek aşkı olduğunu ve onunla evleneceğini düşünmüştür. Elbette istisnalar var ancak bilime göre gerçek aşk bizi 27 ila 35 yaş aralığında buluyor.
Gerçek aşkta, üçüncü kişilere yer yoktur. Kişinin aklında da kalbinde de hayatında da sadece aşık olduğu kişi vardır. Sadakat ve güven gerçek aşkın meyveleridir. Bunun dışında tutku ve şefkat da gerçek aşk ile birlikte hissettiği duygular arasında yer alır.
Yüzyıllardır kalp aşkın simgesi olarak kullanılır; ama aşkın merkezi beyindir, aşk beyinde başlar. Kadın ve erkekten birisi veya her ikisi birbirlerini ilk görüşte beğenirse; beyin tarafından salgılanan maddeler, tüm bünyeyi etkiler.
Freud'a göre aşk, cinsel içgüdünün bir türevi, dönüşmüş bir biçimidir. Aşkta saf cinsellikte olmayan bir sevgi ve şefkat boyutu vardır. Bu da bebeklik ve çocukluk yaşantılarına dayanmaktadır. Freud'a göre bu iki duygusal akımdan (cinsellik ve şefkat) daha temelli olan cinsel istektir.
Fisher, romantik aşkın üç temel evresini tanımlar: Çekim, bağlanma ve kayıtsızlık. Bu evreler, insanların bir ilişkiye başladıklarında, birbirlerine daha fazla bağlandıklarında ve sonunda ilişkilerinin sonlanmasının ardından yaşadıkları dönemleri temsil eder.
Aşık olmak günah değildir. Bildiğiniz gibi, aşk, nefsanî olan duygusallıktan ziyade, kalbî olan aşırı sevginin adıdır. Ancak mukaddes şeyleri feda edecek kadar tapar gibi sevmek doğru değildir. Aşık olmak günah değildir.
Sevmek demek, çok güvenilir bir dostluk ve arkadaşlık kurmuş olmak, koşulsuz güveniyor olmak, onunla birlikte kendini güvende hissediyor olmak demektir. Sevmek demek, sizi olduğunuz gibi kabul ettiğini bildiğiniz özel birinin varlığını biliyor olmak demektir.
Hayatımız boyunca yaşadığımız ilişkiler sonucunda birçok tecrübe kazanırız. Ancak psikologların dediğine göre insan, gerçek anlamda tam üç kere aşık olur. Bu tecrübelerden her birisi kendine göre, önemli ve hatta gereklidir.
Prof. Dr. Akkaya, "Bir insanla karşılaştığınızda 15-20 saniye içinde o kişiye aşık olup olmayacağınız ortaya çıkar" dedi.
Uzmanlara göre, aşkın ömrü hem hormon ölçümleri hem de beyin görüntülerine göre 2.5 yıl... Aşık olmamız ise sadece 1.5 saniye sürüyor ve 12 merkezin aynı anda çalışmasını sağlıyor.
Aşkın farklı tanımları olsa da birçok araştırmacı; romantik aşkın (yoğun ve güçlü duygular, cinsel istek) zaman ilerledikçe azaldığı ve yerini yol arkadaşlığına, en iyi ihtimalle arkadaşça aşka bıraktığı konusunda hemfikir.
Aşık olmak, sevgiliyi her anlamda arzulamaktır. Onu her an görmeyi, yanında olmayı, konuşmayı,dokunmayı,sevişmeyi,daha samimi olmayı, keşfetmeyi, sahip olmayı arzularsın. Arzuladıkça, aşk coşkuludur.
Her şehvet aşka, her aşk da sevgiye dönüşmeyebiliyor. Şehvet cinsel doyum sağlamaya yönelik doğal bir aşerme hali olarak nitelendiriliyor. Aşk ise, şehvetin belirli bir zaman diliminde idealize edilen bir partnere odaklanmasıdır.
Bunun yanında Bilgisayarlı Tomografi, Manyetik Rezonans Görüntüleme, Ultrasonografi, kan veya idrar testleri ya da başka herhangi bir tıbbi görüntüleme yöntemiyle bir bayanın ilişkiye girme sayısını anlamak mümkün değildir.
Şurada Paylaş! Aşık olan kişiler; kalbin daha hızlı çarpması, yüzün kızarması ve ellerin terlemesi gibi fiziksel tepkiler veriyor. Bu durumdan vücutta salgılanan dopamin, noradrenalin ve feniletilamin sorumlu. Dopamin yoğun mutluluk, yoksunluk ve bağımlılıkta önemli rolü oynuyor.
Bunun sebebi salgılanan adrenalin hormonudur. Şöyle ki adrenalin (epinefrin), böbrek üstü bezlerinin iç kısımları tarafından öz bölgede salgılanan bir hormondur. Sevinme,heyecanlanma,korkma gibi durumlarda salgılanır. Aşık olduğunuz kişiyi görünce de yüksek ölçüde heyecan ve mutluluk duyarsınız.
CİNSEL Sağlık Enstitüsü Derneği Genel Başkanı ve psikoterapist Dr. Cem Keçe'ye “1 kalpte 2 aşk olur mu?” diye soruyorum. Bilimsel yanıtı, “Elbette. Hatta fazlası bile olabilir.
Aşk ölçer gerçek sonuçlar verir mi? Aşk ölçer, eğlence amaçlı bir araçtır ve gerçek ölçümler sağlamaz. Sonuçlar tamamen simgeseldir ve romantik bir atmosfer yaratmak için kullanılır.
Bazen bir kişiye karşı çok güçlü romantik bir yakınlık hissederiz. Ancak bu duygu bizde böylesine güçlüyken karşımızdaki kişi bizimle aynı şekilde hissetmez. Bu durum, karşılıksız aşk olarak adlandırılır. Tek yönlü bu deneyim, aşık olan kişi için sadece üzüntü verici bir durum değildir.
Öncelik sizsinizdir
Önce sizin iyi olmanızı, sizin gülmenizi ve mutlu olmanızı ister. Soğuk bir yerde sizden başka üşüyen biri varsa ceketini önce size verir, hasta olduğunuzda işine gitmek yerine önce sizi ziyaret eder, hafta sonlarını ailesiyle geçirmek yerine sizinle program yapmaya çalışır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri