Yeni bir araştırma, bitkilerin de deneyimlerinden öğrenerek tepki verdiğini ortaya koydu. Sonuçları "Nature Scientific Reports"da yayımlanan çalışmada, Batı Avustralya Üniversitesinden biyoloji profesörü Monica Gagliano ve ekibi, bitkilerin de Pavlov'un köpekleri gibi koşullu öğrendiğini belirledi.
"Bitkilerin Shazam'ı" dersek yanlış olmayacak bir uygulama ile sizi tanıştırmak isteriz; PictureThis. Adını merak ettiğiniz bitkinin fotoğrafını çektiğinizde size hangi bitki olduğunu söyleyen PictureThis, seçeneği tek bitkiyle de sınırlandırmıyor ve önünüze fotoğraftakinin benzerlerini sıralıyor.
Bitkilerin nöronları yok. Dolayısıyla, fizyolojik açıdan ancak nöron ağlarıyla oluşturulan sinir sistemleri de yok. Bunun ötesinde, acı hissini iletmeye yarayan "nociception" sistemlerine de sahip değiller.
Aslında bütün bitkiler tüm mekanik zorlamaları ve temasları hisse- der, ama özellikle etçil olanlar bu durumu çok iyi kullanır.
Bitkilerde yaşlanma kısmen yada tamamen olmaktadır. bir bitkinin yaşlanması ve ölümüdür. bitkilerde yaşlanma, yavaş yavaş yıpranma şeklinde olmaktadır.
İlgili 21 soru bulundu
Dünya üzerinde oldukça uzun zamandır var olan bitkiler ilk olarak Ordovisyen Dönem'de, yani 500 milyon yıl önce ortaya çıkmıştır. Modern bitkilerin ilk örneklerine ise Geç Silüryen Dönem'e (420 milyon yıl önce) dek rastlanmaz.
Bitkiler, zamanla hücrelerin bozulmasına izin veren bir dizi olay nedeniyle doğal olarak ölürler. Hücre ve doku değişimi yaşla birlikte yavaşlar, kalite düşer ve sonunda durur ve bitkinin ölümüne yol açar.
Bitkiler geçmişte olan olayları unutmama, ileride karşılaşacakları çeşitli durumlarda hatırlama ve bu bilgileri kullanma yeteneğine sahiptirler. Örnek vermek gerekirse ; Küstüm(otu)çiçeği Mimosa Pudica 🍃.
Bitkiler, MSS (Merkezi Sinir Sistemi) ve ağrı reseptörlerine sahip değil. Bu bilginin ışığında teorik olarak “Dış uyaranlara karşı 'acı verici' bir şey olarak tepki veremezler.” diye düşünebiliriz.
Evet, bitkilerin duygular vardır ama bir bitkiye gidip "seni nalet giresi bitki" dediğinizde solacağını sanmam :). Bitkiler tehditlere karşı korku ve stres duyumsarlar ve böylece savunma düzenekleri devreye girer. Örneğin Küstüm otu dokununca çoğu bitkide olduğu gibi strese girer ve yaprakları ile kendini korur.
Hayır, bitkiler insan ve insan dışı hayvanlar gibi acı çekmiyor ama evet, bitkiler de kesinlikle canlı. En azından günümüzdeki mevcut bilimsel bulgulara göre durum bu. Bitkiler; kokulara, seslere ve ışığa tepki veriyorlar.
Hayvanlarda, bilincin bulunduğu anahtar niteliğindeki özelliğin bitkilerde bulunmadığı düşünülüyordu. Bilinç sahibi bütün hayvan türlerinde beyni meydana getiren sinir hücrelerinden oluşan, kompleks hiyerarşik bir bilgi işleme ağı bulunuyor. Bitkilerde ise merkezi anlamda beyni oluşturacak sinir hücreleri yok.
Bitkiler, her ne kadar hayvanlar kadar karmaşık yapılı olmasalar da ve algı düzeyleri hayvanlara göre oldukça düşük olsa da, kendilerine has bir algı ve bilinç mekanizmaları bulunmaktadır. Üstelik bu mekanizmaların evrimsel süreçte ulaştığı karmaşıklık düzeyi, hiç de azımsanamayacak bir boyuttadır.
Genellikle yeşim bitkisi, şanslı bitki, para bitkisi veya para ağacı olarak bilinen Crassula ovata, Güney Afrika'nın KwaZulu-Natal ve Doğu Cape eyaletlerine ve Mozambik'e özgü küçük pembe veya beyaz çiçekleri olan etli bir bitkidir; dünya çapında bir ev bitkisi olarak yaygındır.
Bitkiler renklerini hücrelerindeki pigmentlerin güneş ışığı ile etkileşiminden alırlar. Klorofil, bu pigmentlerin en önemli sınıfını oluşturur ve birçok bitki türüyle ilişkilendirilen yeşil renkten sorumludur. Klorofil durumunda, pigment, spektrumun dış kenarlarını (kırmızılar, portakallar, maviler ve menekşeler) emer.
iOS ve Android'de kullanıma sunuldu
PlantNet, dünyada en çok indirilen akıllı telefon uygulamalarından biri olan müzik tanımlayıcı Shazam'a benzer bir şekilde çalışıyor. Yapmak gereken tek şey söz konusu bitkinin yakın plandan ve ayırt edilebilir bir fotoğrafını çekmek ve programa tanıtmak.
İsrail'de yapılan bir araştırma bitkilerin stres altındayken ses çıkardıklarını ortaya koydu. Tel Aviv Üniversitesi tarafından yapılan araştırmaya göre susuz kalan veya sapları koparılan bitkiler diğer bitkiler ve bazı hayvanların 5 metre uzaklıktan algılayabileceği 'sesler' çıkarıyor.
Kimi bitkiler bir araya geldiklerinde “aşıklar” gibi davranırken, kimileri ahbap çavuşlar gibi “ortaklıklar” kuruyor, bazen bir ilişki yıkıcı olabilirken, bazen son derece yapıcı olabiliyor. Bitkiler arasında da herkesin komşu olmaya can attığı popüler türlerin yanı sıra varlığına katlanılamayan türler de mevcut.
Bitkiler bedensel temas ile sevgiyi algılayan canlılar değillerdir. Onların yapraklarını okşamanız hatta öpmeniz onları mutlu etmeyecektir. Ancak bitkilerinizin yapraklarını okşamanız onların hareketlerine katkı sağlayacaktır.
Beyindeki sinir hücrelerine benzer şekilde, bu hücreler hormonlarla iletişim kuruyorlar, çevresel şartları değerlendirip "doğum" un ne zaman olacağına karar veriyorlar. Yani kısacası, bitkilerin gerçek bir beyni olmayabilir ama varmış gibi hareket ettikleri de yadsınamaz.
Bitki organları; kök, gövde, yaprak ve çiçektir.
Bitkilerin bizimkine benzer beş duyusu var: Görme, koklama, tat alma, dokunma, işitme. Duyusal açıdan bakıldığında bizden daha az gelişmiş olmaktan uzak, bize benziyor gibi görünüyorlar.
Basit bir mikroskopla bile görülebilen hücre duvarının kalınlığı mikrometre ölçeğindedir. Bu yapı bitki hücrelerinde hücreler arası ortamın hayvan hücrelerine göre daha güçlü, kalın ve sert olmasını sağlar. Bitki hücrelerinin bu yapının içinde “hapsolması” kanserin diğer dokulara yayılmasını engeller.
Bitkiler, ağırlıklı olarak fotosentetik ökaryot canlılardır. Tarihsel olarak bitkiler alemi, algler ve mantarlar da dahil olmak üzere hayvan olmayan tüm canlıları kapsarken, günümüzde mevcut tüm tanımlamalar prokaryotları, mantarları ve bazı algleri hariç tutar.
Havalar soğumaya başlayınca bitkilerin hücre zarındaki kısa, doymamış yağ asitlerinin miktarı artmaya başlar. Bu durum hücre zarının daha katı bir hâl almasını engeller. İkinci olarak, kış yaklaştıkça bitkiler hücre sıvısında çözünen madde miktarını artırır hatta donmayı engelleyici çeşitli proteinler üretir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri