Zira bu bir 'sarf' akdidir yani altın ile Türk lirasının karşılıklı satılmasıdır. Öyleyse faklı cinsteki bu iki para biriminin, aynı mecliste teslim edilmesi gerekir. Olur da borçlu 50 gram değerindeki TL'yi verip, geriye kalan miktarı TL olarak bekletirse caiz olmaz.
Alışverişte malı borçla satmak ile borç/karz olarak vermek ayrı şeylerdir. Bir kimse, belli gram ölçüde altın veya gümüşü borç olarak verebilir. Ancak borç olarak satamaz. Dolayısıyla o günkü gümüş veya altın kurunun değerini göz önünde bulundurarak başka bir para birimiyle borçla satmak caiz olmaz.
Değerli kardeşimiz, Altını ödünç veren verdiği kadar altını geri ödeme yoluyla alabilir, yine aynı miktar altının ödeme gününde TL. olan karşılığını da alabilir. Ancak, borcu altın veya altın karşılığı vermediyse, o zaman onu altın veya altın karşılığı olarak alamaz.
Sual: Ödünç alınan para veya hediye edilen bir şey, başkasına verilebilir mi? Evet, verilebilir. Hediye olarak verilebildiği gibi, sadaka olarak vermekte veya satmakta da mahzur yoktur.
Bilmiş olsanız borcu bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır" (el-Bakara, 2/280) buyrulur. Yani şayet borçlulardan herhangi bir kimse zor durumda kalmış ise "darda ise, eli genişleyinceye kadar mühlet veriniz. " Böyle bir durumda verilecek olan hüküm, onun borcunu rahatlıkla ödeyebileceği zamana kadar imkân tanımaktır.
İlgili 33 soru bulundu
Bakara Suresi, 282. ayet: Ey iman edenler, belirli bir süre için borçlandığınız zaman onu yazınız. Aranızdan bir katip doğru olarak yazsın, katip Allah'ın kendisine öğrettiği gibi yazmaktan kaçınmasın, yazsın. Üzerinde hak olan (borçlu) da yazdırsın ve Rabbi olan Allah'tan sakınsın, ondan hiçbir şeyi eksiltmesin.
Evet, bir mahzuru yoktur. Sual: Seadet-i Ebediyye'de, (Hiçbir ülkede, hiçbir kimseden, bankadan ve kooperatiften, zaruret olmadıkça, hiçbir sebeple ödünç para alıp, faiz ödemek caiz değildir) deniyor.
Gelirinin tamamı haram olan bir kimseden borç para almak kesinlikle caiz değildir. Gelirinin çoğu haram olan kimseden borç para almak, onunla alışveriş etmek, İmam Gazali'ye göre haramdır.
Başka malları, mülkü kabul edilir. Onları verince almak haram olmaz. Haramdan topladığı malları, kendi helal malı ile yahut birbirleri ile karıştırsa, buna Mülk-i habîs denir. Bu habis karışımdan verince, haram olduğunu tanımadığı malı, parayı almak caiz olur.
Demek ki, haram mal yenmez, ama menfaatı şahsından uzak, fakirlere verilir. Bundan sevap da beklenmez, sadece mesuliyetinden kurtulma esas alınır. Buna göre şans oyunlarından çıkan para fakirlere verilmelidir. Borç ödemek için başkasından borç alınabilir.
Malların cinsleri değişirse (iki bedelde) peşin olmak şartıyla istediğiniz gibi satın.” Buna göre altın, gümüş veya dövizin veresiye veya taksitle alınıp satılması caiz değildir.
Yatırım yapmak için borcunuzun bitmesini beklerseniz hiçbir zaman yatırıma başlayamazsınız.
İhtarname süresi içinde olumlu cevap verilmezse yani borç ödenmezse ilamsız icra takibi yapılabilir. İcra takibi, alacaklının borçludan kendi rızası tahsil edemediği alacağını devlet eliyle tahsil etmek için icra müdürlüğü nezdinde başlatmış olduğu hukuki işlemdir.
Diyanet İşleri Başkanlığı “Altına yatırım yapmak haram değildir,” dedi. Nedenlerini ise şöyle açıkladı: “ Kural olarak bedeli peşin olarak ödenerek ve herhangi bir faiz uygulanmadan, bir kuruluştan altın veya döviz alım-satımı yapmak caizdir.”
Soru: Zamanında 15 bin lira kredi çekip 1.600 lira civarı faize bulaşan bunu ödemek zorunda olup harama bulaşan pişmanlık yaşayan bir insan bu günahına kefaret olarak ne yapabilir? el Cevab: Tevbe edilmelidir. Bir daha geri dönülmemelidir. Tevbe geri dönmemek üzere azmetmeyi içeren pişmanlık duygusudur.
Sadaka olarak verilen haram maldan sevap ummak caiz değildir. Haram paradan verilen sadakayı alan kimse, bunun haramdan olduğunu bilerek, Allah kabul etsin derse, kafir olur. Veren de amin derse, o da kafir olur. Haram paradan sevap ummak.
Haram malı, hediye vermek caiz olmaz. Haram olduğunu bilenin de, bunu alması caiz olmaz. Eline, haram mal, mesela para geçen, bunu sahibine vermeli, sahibi bilinmiyorsa, fakire sadaka vermelidir. Başka yere vermesi günah olur.
“İslam'da faiz, kesin olarak haram kılınmıştır. Bir zaruret bulunmadıkça faiz almak da vermek de caiz değildir. İş kurmak veya genişletmek; ev, araba satın almak üzere kişi, kuruluş veya bankalardan alınan faizli krediler de bu kapsamdadır ve caiz değildir.
İslam'da faiz, kesin olarak haram kılınmıştır. Bir zaruret bulunmadıkça faiz almak da vermek de caiz değildir. İş kurmak veya genişletmek; ev, araba satın almak üzere kişi, kuruluş veya bankalardan alınan faizli krediler de bu kapsamdadır ve caiz değildir.
Kâ'b'ın, bu isteğine hemen rıza göstermesi üzerine Allah Resûlü (sas) Abdullah'a da, "Sen de kalk ve (kalan) borcu öde!" dedi. Yüce Allah (cc), "Borçlu darda ise eli genişleyinceye kadar ona mühlet verin." buyurarak zorda olan borçlulara kolaylık sağlanmasını emretmektedir.
Değerli kardeşimiz, Faizsiz borç alıp faizli borcu kapatmak caiz, hatta haramdan kurulmayı amaçladığı için farzdır. Hayat sigortası katılım sigortacılığına göre yapılmazsa caiz değildir. Sigortalı olmadığınız hâlde “faizsiz” diye borç veriyor ve buna karşı sigorta ücreti diye bir para alıyorlarsa bu faiz olur.
Kredi Kullanmanın Hükmü
-Faiz almak vermek aracı olmak haramdır. -Faizsiz kredi almak caizdir.
Kuran'ın günah diyerek haram ettiği “tefecilik ve tefeci faizi”dir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri