Kurul kararında, "Bir kimse bir yerde bir miktar para veya eşya bulsa onu sahibine vermek üzere alabilir. Ancak kendine mal edinmek üzere alması başkasının malını gasp etmek hükmündedir." denildi.
Diyanet, buluntu para konusunda takip edilecek yöntemi, "Bulunduğu yerde bırakıldığı takdirde telef olmasından korkulan bir şeyi sahibine vermek üzere almak vacip; telef olmayacak şeyleri almak ise mubahtır" sözleriyle açıkladı.
Bir başka hadiste de, "Kim bir yitik malı bulursa, iki âdil kimseyi olaya şâhit yapsın, gizleyip saklamasın. Sahibini bulursa ona iade etsin. Bulamazsa o mal Allah'ın malı hükmünde olup Allah onu dilediğine verir" (Ebû Dâvûd, "Lukata", 1) buyurmuşlardır.
Bir malın peşin olarak alınıp satılması caiz olduğu gibi, vadeli (veresiye) satışı da caizdir (Mevsılî, el-İhtiyâr, II, 15, 18). Vadeli satıştan doğan borç, anlaşmaya bağlı olarak vadesi geldiğinde tek seferde yahut taksitli olarak ödenebilir.
Ancak kanunlara aykırı olarak, kaçak yoldan telefon getirmek veya getirilen telefonu yasal olarak kaydettirmeden bir şekilde yazılımıyla oynayarak kullanıma açmak, kanunen suç olduğu gibi dinen de caiz değildir. Bu şekilde kullanıma açıldığı bilinen telefonların satın alımı da caiz değildir.
İlgili 18 soru bulundu
Akıllı telefon vb. ifadeleri kullanmakta bir sakınca yoktur.
Aklı olmayan eşyaya, akılı telefon, akıllı saat, yapay zeka, akıllı alet gibi ifadeler kullanmak, hakiki anlamda değil mecazi anlamdadır.
Değerli kardeşimiz, Bir müminin işini gören, ihtiyacını gideren bir telefonu edinmesi ve kullanması caizdir.
Kuran'ın günah diyerek haram ettiği “tefecilik ve tefeci faizi”dir.
Rayiç fiyattan ucuza almak ise mekruh olur. Zekât olarak verilen ticaret eşyasının fiyatı her yerde aynı değildir. Geri alınırsa, fakir zarara uğratılabilir. Bu bakımdan ticaret eşyasını fakirden geri satın almak mekruh olur.
Kredi kartı kullanmak caizdir. Kredi kartı ile bir malı taksitle daha pahalı almak da caizdir. Zaruretsiz kredi kartından nakit çekip faiz ödemek caiz değildir. Bir de, zaruret olmadıkça, kredi kartı borcunu vaktinde ödemeyip, kalanı için ceza ödemek caiz olmaz.
Buluntu eşyayı elinde bulunduran kimse bunu malın değerine göre uygun görülen bir süre ilan eder ve bekler. Sahibi çıkmazsa o malı yoksul kimselere sahibi adına tasadduk eder; kendisi muhtaç ise ondan istifade edebilir. Ancak daha sonra sahibinin çıkması hâlinde bedelini öder.
Madde 769- Kaybedilmiş bir şeyi bulan kimse, malın sahibine, sahibini bilmiyorsa kolluk kuvvetlerine, köylerde muhtara bildirmek veya araştırma yapmak ve gerektiğinde ilân etmek zorundadır. Bulunan şey önemli ölçüde değerli ise, her hâlde kolluk kuvvetlerine veya muhtara bildirmek gerekir.
"Sahibi çıkmazsa yoksullara paranın sahibi adına sadaka olarak verir. Kendisi muhtaçsa kullanabilir. Ancak sahibi daha sonra çıkarsa geri vermek zorundadır. Sahibinin aramayacağı düşük değerli şeyler ise beklemeye gerek kalmaksızın ihtiyaç sahiplerine verilebilir; bulanın ihtiyacı varsa o da kullanabilir."
Başkalarının malını izinsiz kullanmak haramdır. Mesela arkadaşının kalemini ondan habersiz alıp, o kalemle bir mektup yazmak haram olur. Arkadaşın cebindeki veya masasındaki şeker gibi şeylerini yemek de böyle caiz olmaz.
Bırakılmış, alınmamış veya atılmış şeyleri almak günah olmaz.
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, mevzuata aykırı define aramanın kamusal ve bireysel haklara tecavüz anlamına geleceği için caiz olmadığına hükmetti.
Cevap: Normalde piyasaya narh, fiyat konması caiz değildir. Çünkü hiçbir şeyin satışında kâr haddi yoktur. Herkes, istediği kadar kâr ile satabilir. İslâmiyette kâr haddi yoktur.
Bu sebeple bu malı kabul etmesinde hiçbir sakınca yoktur. Bu yardımın, -dînî konuda birtakım şeylerden vazgeçmeye veya bırakmaya sebep olmaması kaydıyla-, müslüman veya kâfir olan bir devlet tarafından verilmesi arasında hiçbir fark yoktur. Allah Teâlâ en iyi bilendir.
Fetva Kurulu, "Özel şirketler ile kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan işçi, memur veya emekliler maaşlarını faizli bankalar aracılığıyla alıyorsa paralarını bekletmeksizin ya çekmeli ya da katılım bankalarına transfer etmelidir" diye belirtti.
Faiz Yiyenler | Bakara Suresi Tefsiri 275. Ayet | Halis Bayancuk Hoca Faiz yiyenler, şeytanın dokunduğu (cin çarpmış) kimse gibi (kabirlerinden) kalkarlar. (Bu ceza:) “Alışveriş de faiz gibidir.” demeleri nedeniyledir.
Samimi bir şekilde tövbe edip faizli işlemlerden uzak durmanız gerekir. Ayrıca faiz işlemi haram olsa da evin kendisi haram değildir. Demek ki, bir tövbenin kabul olması, bir günahın affa liyakat kazanması için hiçbir mazeret yokken o günahta ısrar edilmemesi şartı aranmaktadır.
Soru: Zamanında 15 bin lira kredi çekip 1.600 lira civarı faize bulaşan bunu ödemek zorunda olup harama bulaşan pişmanlık yaşayan bir insan bu günahına kefaret olarak ne yapabilir? el Cevab: Tevbe edilmelidir. Bir daha geri dönülmemelidir. Tevbe geri dönmemek üzere azmetmeyi içeren pişmanlık duygusudur.
Pahalı şeyler almanın haram olduğu sık sık işitilir. Gerçekten öyle midir? Aslında, hepsi koşullara bağlıdır. Parayı helal yoldan kazandıysanız ve haram şeylere harcamadıysanız, bu tür şeyleri satın almanızda bir sorun yoktur.
Bir şeyi yemek ya da kullanmak konularında "caiz değildir" sözü, haramdır ve helal değildir demektir. Örneğin "domuz etini yemek, içki içmek caiz değildir" derken, haramdır ve helal değildir, anlamında kullanılır. Mekruh olan bir şey için de "keraheten caiz" ifadesi kullanılır.
Çin güçlerinin Doğu Türkistanlı Müslümanlara yönelik zulmüne ilişkin paylaşımda bulunan İhsan Şenocak, Mümtehine Süresinin 9. ayetine göre Çin malları almanın ya da satmanın caiz olmadığını söyledi.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri