Bulutlardaki sıcaklığın 2 °C'nin altına düşmesiyle gaz halindeki su buharı, havadaki toz parçacıkları üzerinde yoğunlaşarak donar. Böylece kar parçacıkları oluşur. Bu parçacıklar kar kristallerini oluşturmak için birleşerek çok farklı şekiller oluştururlar.
Dağların zirvelerine yakın kısımlardaki karların oluşum sebebi bildiğimiz kar yağışı olayıyla benzerdir. Bu olayı özetleyecek olduğumuzda sıcaklık 0°C 'nin altında olduğu zaman su buharı buz kristalleri şeklide yoğunlaşır. Bu taneler birleşip irileşerek yere düşmeye başlarlar. Bu olaya kar yağışı denir.
Karın Oluşumu
Bulutun yüksekliğindeki hava, sıfır derecenin altına düştüğünde toz parçacıklarının çevresinde yoğunlaşmış damlacıklar donarak kristalleşir. Oluşan minik buz kristalleri zamanla birleşir, büyür ve ağırlaşır. Bulutta tutunamayacak kadar ağırlaştıklarında da birer kar tanesi olarak yeryüzüne düşerler.
Çok soğuk olduğu zaman havada dikine gelişen bulutlar oluşuyor. Bu ilkbaharda yaşanan doğa olayının bir benzeri. Bu nedenle de tıpkı ilkbahardaki gibi gök gürültüsü oluşuyor. Kar yağarken şimşek çakmaz diye bilimsel bir kural yok.
Hava kütleleri içinde yer alan nemin yükselerek 0 santigrat derecenin altına inmesi ve sıvı hale geçmeden buz kristallerinden oluşan katı hale geçerek yeryüzüne döküldüğü yağış biçimine kar adı verilmektedir.
İlgili 26 soru bulundu
Karın yağması için gerekli olan sıcaklık değeri 0 derecedir. Fakat kar yağışının düştüğü yerdeki sıcaklık değerinin 0 olması şart değildir. Bazı durumlarda termometreler 4 ile 5 dereceyi gösterirken de kar yağdığı gözlemlenmiştir.
Deniz Efekti Kar veya Deniz Etkisi Kar (Sea Effect Snow) en basit tanımıyla ; bu yağışlar sinoptik bir siklon geçtikten sonra, akabindeki kuzeyli akımlar kutupsal soğuk hava kütlesini, kendisine göre sıcak olan deniz veya göl geçmesiyle, ısı ve nem kazanmasıyla ortaya çıkan kararsızlık sonucuda oluşurlar.
Altocumulus (Ac): Beyaz ve gri renkte gölgeli, yuvarlak, tomurcuklu kümelerden oluşan bulutlardır. kaplarlar. Yağmur ve kar yağdıran bulutlardır.
Atmosferde yoğunlaşan su buharı küçük su damlacıklarını ve genellikle 0,01 mm çapındaki buz kristallerini meydana getirir. Milyarlarca damlacık ve kristal bir arada bulut denilen yapıyı oluşturur. Bulutlar tüm görünür dalga boyutlarını yansıtır.
Yükselen hava bulut içerisinde küçük dolu tanelerine dönüşüyor. Bu dolular bulutun içinde bulunan buz parçalarıyla elektriksel etkileşime geçince gök gürültüsü oluşturuyor. Zaman zaman karasal bölgelerde de kar yağışı sırasında bu sesler duyulabilir." dedi.
Kar kristallerinin bir araya gelmesiyle oluşan kar taneleri ışık ile etkileştiğinde, kar kristallerinin kendilerine özgü altıgen şekilleri nedeniyle, bir kristalin yüzeyinden diğerine yansıyarak yön değiştirir. Kar tanelerine çarpan bütün dalga boylarındaki ışınlar eşit derecede yansıdığı için de kar beyaz görünür.
Beyaz, parlak, çoğunlukla altıgen şekilli, buz kristallerinden oluşan bir yağış çeşidi olan kar, 0 °C altında su buharının yoğunlaşması ile oluşuyor. Teknik olarak bakıldığında dağlara ve diğer soğuk bölgelere düşen kar aslında donmuş sudur. Küçük donmuş su kristallerinden oluşur.
Kar yağışı, dağlarda yükseltiye oranla artar. Yükseklere çıkıldıkça, kar örtüsünün yerde kalma süresi uzar. Kar örtüsünün yerde kalma süresi, gerek kar halindeki yağışların miktarına gerekse erime şartları üzerinde rol oynayan faktörlere bağlı olarak değişir.
Bilimsel araştırmalara dayandırılan haberde metreküp başına 0.5 gram yoğunluktaki, 100 kilometreküplük ortalama bir bulutun ağırlığı 50 milyon kilogramı buluyor. Böylesine bir ağırlık oldukça geniş bir alana dağılmış olduğu için bulutları gökyüzünde süzülürken görebiliyoruz.
Açıklama: Havaya bağlı. Hava çok soğuk olursa yoğunlaşır donar yani ve kar olacak yağar. Eğer biraz daha sıcak olursa su damlacıkları halinde yağar.
Bir kimsenin rüyada buluta bindiğini yahut bulut üzerinde yürüdüğünü görmesi, o kimsenin bütün hikmetleri idrak etmesine işâret eder. Bir kimsenin rüyada bulutun kendisini karşıladığını görmesi, o kimsenin, iyi amele, adalete, sevinmeye her türlü üzüntü ve kederden kurtulup rahata kavuşmasına işâret eder.
Etrafınızı saran bir buluta dokunamazsınız. Çünkü bu havaya dokunmaya benzer. Ancak o esnada tıpkı havayla temas ediyor oluşunuz gibi bulutla da temasa geçmiş olursunuz.
Hava kütleleri olarak tanımlanan bulutlar, canlı varlıklar değillerdir. Çünkü, yapılarında yaşamsal hiçbir fonksiyon yoktur. Nefes alma, beslenme, sindirme, boşaltma, üreme ve çoğalma gibi faaliyetlerin hiçbirine bulutlarda rastlamak mümkün değildir. Bu yüzden cansız varlıklardır.
Yani taa yükseklerdeki havanın içinde de su buharı vardır. Ancak yukarılara çıktıkça hava soğur. Soğuyunca da su buharı yeniden su damlacıkları hâline gelir. Bu su damlacıkları öyle minik ve hafiftir ki yere düşmez.
Bu damlacıklar havadan daha yoğun olduğu halde, çok küçük olduklarından hızla değil çok yavaş düşerler. Ortalama bir bulut metreküp başına sadece 0,5 gram su içerir. Bu su küçük zerrecikler halinde kaldığı sürece yerden yükselen sıcak hava ile bulut gökyüzünde kalmaya devam eder.
Kırmızı, turuncu ve pembe bulutlar neredeyse tamamen gündoğumu ve günbatımında görülür ve atmosferin güneş ışınlarını saçmasıyla meydana gelir. Bulutlar uzun ve saçılıma uğramamış güneş ışınlarını yansıtırlar ve o rengi alırlar. Bu etki birinin kırmızı bir spotu beyaz bir kağıda tutmasına benzer.
Bulutlar, içlerindeki gaz hâlindeki su moleküllerinin hava soğudukça havada asılı hâlde bulunan küçük katı parçacıkların üzerinde yoğunlaşmasıyla oluşur.
Kar ya da sulu kar yağması da tipik bir yoğuşma örneğidir. Kar, donmuş su damlacıklarıdır. Sis, daha çok yere yakın bir seviyede oluşur. Su buharı, havada asılı kalacak şekilde su damlacıklarına dönüşür.
Doğru; soğuk havada, sıcak havadaki kadar nem bulunmaz. Fakat hava ne kadar soğuk olursa olsun, daima kar oluşumuna yetecek kadar su buharı her zaman vardır. Örneğin, Fort Yellowston, Wyoming'de 2 Şubat 1899 günü maksimum sıcaklık sadece -28 dereceye ulaşmasına rağmen 8 cm. kalınlığında kar yağmıştı.
Atmosfere yükselen su buharı, atmosferin soğuk tabakalarında yoğunlaşarak yağmur, dolu, kar şeklinde tekrar yeryüzüne döner. Bu olaya suyun doğal dolanımı denir. 12 Yeryüzündeki suların buharlaşması ile yoğunlaşması arasında bir denge vardır. Tabiatta suyun dolaşımı ve sürekliliği, güneş enerjisi ile sağlanır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri