Kahvede bol miktarda bulunan kafein adlı bileşen, tüketimin ardından hızla kana karışarak beyine ulaşır. Burada üretilen ve uyku haline neden olan adenozin adlı nörotransmitteri inhibe ederek (bloklayarak) uyanıklığı arttırır, enerji düzeyini yükseltir. Bu sayede gün içerisinde hissedilen yorgunluğu önler.
Aşırı tüketilen kahve kalp ritmini bozarak kalp sağlığını tehlikeye atıyor. Tansiyon için de olumsuz etkiler gösteriyor, kandaki basınç artarak tansiyon seviyesi yükseliyor. Mide için de zararlı. Özellikle mide hassasiyeti olan kişiler kahveyi çok kontrollü tüketmelidir.
Günde 3 ila 5 fincan kahvenin pozitif etkisi olduğu belirtiliyor. Gelin, bu etkilere hep birlikte göz atalım... Yorgunken bir fincan kahve içtiğinizde, konsantrasyonunuzun arttığını ve daha iyi muhakeme yapabildiğinizi fark edeceksiniz.
Çok fazla kahve içmek demir emilimini engelleyerek kansızlığa neden olabilir. Vücut dokularına oksijen taşıyan sağlıklı kan hücrelerinin azalması, kendinizi yorgun hissetmenize neden olur.
İlgili 17 soru bulundu
Gereksinim karşılanamadığında; baş ağrısı, yorgunluk, uykusuzluk ya da uyku hali, konsantrasyon eksikliği, iş gücü kaybı gibi yoksunluk belirtileri ortaya çıkarken; beraberinde depresyon, ülser başlangıcı ve çarpıntı gibi ciddi sağlık sorunları da gözlenebilir.
Kahvenin ana ham maddesi olan kafein, beyindeki uyuşukluğa neden olan reseptörleri bloke eder. Aynı zamanda uyanıklığı ve odaklanma gücünü artıran bir hormon olan kortizolün, vücuttaki seviyelerinin artırılmasını sağlar. Düşük kortizol, kendinizi yorgun ve bitkin hissetmenizin sorumlularından biridir.
Diyetisyen Mustafa Tilekli, kafein içeren kahve ve çay gibi içeceklerin 500 miligramdan fazla tüketilmesi durumunda sinirlilik, depresyon ve huzursuzluk gibi durumların ortaya çıkabileceğini söyledi.
Birçok besinin yanı sıra kahvenin içerisinde de oksalat bulunur. Kahvenin yanında ikram edilen su kahveyle içildiğinde oksalatın atılmasında yardımcı olur. Bu sebepten kahvenin topraklarımıza geldiği ilk günden bu yana kahvenin yanında su ikram edilir.
Aşırı kahve tüketimi kalbin ritmini olumsuz yönde etkiliyor. Kahvenin içerdiği kafein fazla tüketildiğinde, kalpte ritim bozuklukları meydana gelebiliyor. Düzensiz kalp atışları kalp çarpıntısına ya da taşikardi gibi rahatsızlıklara neden olabiliyor.
Normal koşullarda eğer sağlıklı iseniz (örneğin kalp rahatsızlığınız yok ise) ve aşırı dozda almanın çok zor olduğu doğal kafein kaynakları çikolata, kahve veya çay tüketiyorsanız, kafeinin zehirli olduğunu düşünmezsiniz. Uzmanlara göre ortalama sağlıklı bir yetişkin için ölümcül doz kafein 5 ila 10 g arasında.
“Bu konuda kişisel farklılıklar olmakla birlikte, ek hastalıkları olmayan bir bireyin günde 3-5 fincana kadar güvenli bir şeklide kahve tüketebileceği ve artan kahve tüketiminin birçok kalp hastalığı gelişme riskini azalttığına dair çalışmalar da mevcuttur” dedi.
Kahve tüketmeyi bırakanlar depresyon, anksiyete, baş dönmesi, grip benzeri semptomlar, uykusuzluk, sinirlilik, ruh hali değişimleri ve halsizlik gibi yan etkiler bildirdiler.
Günde ortalama 300-400 mg kafein tüketimi genel olarak güvenilirdir. ( 500 mg fazla anlınmamalıdır.) Kahvenin türüne göre değişmekle birlikte ortalama bir fincan kahvede 80 - 200 mg kafein vardır. Ortalama 3-4 fincan kahve içilebilir.
Yüksek kafein seviyeleri, stresle bağlantılı olarak uykusuzluğa ve sinirliliğe de neden olmaktadır. Günlük kafein alımını azaltmak için siyah çay, yeşil çay, kahve gibi içeceklerin tüketimi azaltılmalı, daha sağlıklı ve kaliteli uyku için saat 17:00 den sonra kafein içeren içecekler tüketilmemelidir.
Aşırı miktarda kafein tüketimi sinir sistemi üzerindeki uyarıcı etkisi nedeniyle kan basıncını yükseltebilir. Kan basıncının yükselmesi, zamanla arterlere zarar verebilir ve kanın kalbe ve beyne akışını kısıtlayabilir; bu nedenle kalp krizi ve felç için bir risk faktörüdür.
Kafein, anksiyete bozukluklarının kötüleşmesi ve sürdürülmesiyle ve zaten bu tip olaylara yatkın olanlarda panikatak veya anksiyete ataklarının başlamasıyla ilişkilendirilmiştir. 200 mg'ı geçen kafein tüketiminin bir toplumda anksiyete ve panikatak olasılığını artırdığı görülmüştür.
"Yapılan araştırmaya göre sigara ile kafein içeren kahve benzeri maddelerin birlikte içilmesi hem bağımlılığı artıyor hem de bu maddelerin zararlarını ikiye katlıyor. Uzmanlar sigarayı bırakanların kahve gibi kafeinli içecekleri de bırakması gerektiğini vurguluyor."
Kafeinin beyin üzerindeki bu etkisinin sonucu; uyanıklık, iyi hissetme, konsantrasyon, kendine güven, sosyalleşme ve çalışma motivasyonu hissidir. Özet: Kafein beyinde uyarıcı olarak görev yapar, yorgunluğu azaltır, uyanıklığı artırır ve konsantrasyonu yükseltir.
Hiç kafein tüketmemek ise, besinlerin daha iyi emilimini sağlayabilir. Kahve ve çayda bulunan tanenler, diş minesinde birikir ve dişlerin renginde lekelenmelere yol açabilir. Ayrıca soda gibi asitli içecekler de, dişlerin aşınmasına ve çürümesine yol açabilir.
KAFEİNİN UYKU ÜZERİNDE ETKİSİ YOK
Çalışmada, nikotin ve alkol uykuyu bölerken, kafeinin uyku üzerinde etkisinin olmadığı görüldü.
Kafein vücutta saatlerce kalır
Ancak buradan hareket ederek vücuda alınan kafeinin tamamının 8 saatte sindirilip vücuttan atıldığını söylemek mümkün değil. Sabah içilen bir kahvenin içindeki kafeinin tamamen sindirilip vücuttan atılması 12 saat sürebiliyor.
Aslında bir fincan kahve insanı en az 3–4 saat ayık tutuyor olmasına rağmen ilk 45 dakika içindeki belirgin uyandırma etkisi cazip geliyor. Beyin sürekli tükettiğinde ve stres altında kaldığında bu etkiye ihtiyaç duyar hale geliyor ve elin kahveye gidiyor.
Kafein, damarların kasılıp büzülmesine neden olur, aniden kafein almayı keserseniz de kan damarlarının hızlı bir şekilde genişlemesiyle daha güçlü ve rahat şekilde kan akmaya başlar.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2025 Usta Yemek Tarifleri