Gebeler için riskli dönem olan 3 ayı doldurduktan sonra haftada 3-4 gün düzenli yürüyüş yapmak çok faydalıdır. Düşük riski,kanama ve erken doğum riski yoksa gebeliğin ilk aylarında da yürüyüşe başlanabilir.Yürüyüş gebelikte en güvenli ve en sık tercih edilen spordur.
Rahim içi ve dışı enfeksiyonlar, çoğul gebelikler, amniyon mayiinin fazla olması, rahmin yapısal anormallikleri, rahim iç tabakası (desidua) içine kanamalar, genetik faktörler, doğumu başlatan fizyolojik mekanizmaların erkenden tetiklenmesi erken doğumun başlıca nedenleri arasında sayılabilir.
Gebelerin ciddi fiziksel zorluklara maruz kalabilecekleri mesleklerden kaçınmaları gerektiğini dile getiren Ovalı, “Mesleksel aşırı yorgunluk, uzun zaman ayakta kalma, fiziksel ve mental gereksinimlerin yoğunluğu, çevresel stres, erken doğum ve suların erken gelmesine sebep olabilir.
Erken Doğumda Risk Faktörleri
Anne adayı; 18 yaşından küçük 35 yaşından büyük ise, daha önce erken doğum yapmış ise, gebelik döneminde alkol ve sigara kullanmış ise, doğum öncesi kilosu yetersiz ise ve doğum aralarındaki süre kısa ise erken doğum riski artmaktadır.
Rutin gebelik takiplerinde ultrason ile gebeliğin 24. haftasında rahim ağzı uzunluğuna mutlaka bakılmalıdır. Rahim ağzı uzunluğu ne kadar kısa ise (2,5 cm ve altı) erken doğum riski o kadar fazladır. Rahim ağzı kısa olan gebelerin yakın takibe alınması ve uygun tedavinin yapılması ile erken doğum önlenebilir.
İlgili 38 soru bulundu
20. haftadan sonra 37. haftaya kadar gerçekleşen tüm doğumlar erken doğum olarak tanımlanır. Ancak gebelik 20. haftaya ne kadar yakınsa bebeğin kaybedilmesi ya da ciddi komplikasyonlar görülmesi riski o kadar fazladır.
Sağlıklı bir gebelik 40 hafta sürer. Gebeliğin 20. haftasından sonra ve 37. haftasından önce gerçekleşen doğumlar ise erken doğum olarak kabul edilir. Farklı bir deyişle hamileliğin 37. haftasından önce gerçekleşen doğumla dünyaya gelen bebekler prematüre bebek olarak tanımlanır.
Doğumun geldiğini gösteren belirtiler genel olarak şöyledir;
Sancı şikayetlerinin sırt bölgesinden başlayarak karın bölgesine doğru yayılmaya başlamasıyla. Kasılmaların ve ağrı şikayetlerinin giderek daha şiddetli hale gelmeye başlaması Pembe ya da kanlı akıntı olması durumunda.
Ağır kaldırmak bebeğin düşmesine neden olur mu? Uzun süre ayakta durmak veya ağır kaldırmak düşük yapma veya erken doğum olasılığını artırabilir. Hamile kadınlar, duruş, denge farklılıkları ve değişen bedenleri özellikleri nedeniyle ağır eşyaları kaldırırken yaralanma riski daha yüksektir.
Karnın alt kısmında adet sancısına benzeyen ağrılar, Vajina ya da karnın alt bölgesinde basınç hissi, Hafif kanama ve lekelenme, Suyun gelmesi erken doğumun belirtileri arasında gösteriliyor.
Hamilelikte çok yürümek bebeğe zarar verir mi? Hamilelikte çok yürümek zararlı mı, diye merak ediyorsan uzun saatler yürüyüş yapmanda bir sakınca olmadığını belirtelim.
Hamilelik döneminde düzenli yürüyüş yapmanın rahat bir normal doğumu desteklediği biliniyor. Bunun sebebi olarak ise yürüyüş esnasında kalça kaslarının güçlenmesi ve vücut esnekliğinin artması gösteriliyor. Yani bu durumdan hem anne hem de bebek yüksek fayda sağlıyor.
Hamile yogası ve kısa yürüyüşler de hamilelik süresinde rahatlama da olur. Özellikle egzersizler konusunda ağırlık içeren spor dallarından uzak durulmalıdır. Bunun yanı sıra koşu yapmak da hamileler için tehlikeli olabilir. Koşu yapmak ve ani hareketler de gebelikte sorun çıkarabilir.
Enfeksiyon, yetersiz beslenme, birden fazla olan gebelik ve çeşitli sağlık sorunları erken doğuma neden olabilir. Bebeğin doğumdan önce büyümesi ve gelişmesi için anne karnında yaklaşık 40 haftaya ihtiyaç duyar. 37 haftalık hamilelikten önce doğan bebeklere prematüre bebek denir.
Kasılmalar arasında rahim gevşer ve yumuşar. Doğum başlayana kadar ve erken doğum aşamalarında bebek oynamaya devam eder. Rahim ağzı, esnek bir yapıya sahiptir doğumundan önce öğrendiğiniz egzersizler de bu esnekliği artıcı etki gösterir.
Doğuma yaklaştıkça yalancı doğum ağrıları yerini gerçek doğum ağrıları denen daha şiddetli, sırtın alt kısmından başlayıp karna yayılan ve karında sertleşmenin eşlik ettiği, daha uzun süren (30-60 saniye), düzenli aralıklarla gelen, dinlenmekle geçmeyen, aralıkları ve şiddeti giderek artan kasılmalara bırakır.
“8 aylıkken doğum çok yanlış olur. Bebeğin beyni ve akciğerleri yeterince gelişmemiş olabilir. Biz ancak anne karnında birtakım problemler varsa, bebek açısından risk oluşturuyorsa en erken 2 hafta kala bebeği sezaryenle alıyoruz.
Bu hareket dolaşımı yukarı hareketlendirerek lenf drenajına yardımcı olacak, lenf drenajı da hem sizin hem de bebeğin rahatlamasını sağlayacaktır.
Aniden yapacağınız bir çok hareket, istemediğiniz sonuçlara yol açabilir. Tabii ki ani hareketlerden kaçınmak, hiç hareket etmeyeceğiniz, egzersiz yapmayacağınız anlamına gelmez. Ancak hamilelikte yapacağınız egzersizlerin anlık zorlayıcı hareketlerden oluşmaması gerekiyor.
Bu sancılar genellikle ilk olarak karın bölgesinde başlar ve zamanla sırt bölgesine doğru yayılır. Ancak bazı anne adaylarında ise sırt ve bel kısmından başlayarak karın bölgesine geçiş yaptığı görülür. Dolayısıyla sancının hissedilme şeklinin kişiden kişiye değiştiği söylenebilir.
Hamilelik döneminin son haftalarında vajinada dolgunluk, karıncalanma, uyuşma ve batma hissi sanıldığının aksine erken doğum belirtisi değildir. Çatı kemiklerinin genişlemesine ve rahim içindeki bebeğin o bölgedeki sinir uçlarına baskı yapması nedeniyle oluşur.
Vajinal muayenelerde rahim ağzı açıklığına dikkat edilmelidir. Doğum ilerledikçe de rahim ağzı incelerek açılmaya başlar. Başlangıçta 1 cm kadar olan bu açıklık doğum ilerledikçe 10 cm açıklığa kadar çıkabilir. Doğum esnasında rahim açıldıkça bebek de rahat bir şekilde dışarı çıkabilir.
Erken doğum için en büyük risk taşıyan anneler daha önce erken doğum öyküsü olanlar, çoğul gebeler, bebeğin suyu fazla olanlardır. Diğer faktörleri ise şunladır: Anne adayının kronik hastalıkları (özellikle yüksek tansiyon) Genital sistem enfeksiyonları
28-29 haftalık gebelik, 7 aylık. 32-33 haftalık gebelik, 8 aylık. 36 haftalık gebelik, 9 aylık. 40. haftanın sonu ise 9 ay 10 günlük olarak kabul edilir.
Tüketilen gıdaların yanı sıra miktarları ve zamanı da dikkat gerektiriyor. Uzmanlar, hamilelerin çay, kahve, kola ve kakao gibi kafeinli içecekleri tüketmelerini önermiyor. Kafeinli içeceklerin aşırı tüketilmesi durumunda erken doğum, düşük doğum, kansızlık riskinin ortaya çıktığı belirtiliyor.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri