Tuzlu suya gereğinden fazla maruz kalmak, sudaki çözünmüş tuzun bedeninize geçmesine sebep olabiliyor. Uzmanlar, vücuttaki tuz oranını artırarak tansiyonu yükselttiği ve yüksek tansiyonun da kalp krizine sebep olabileceği belirterek denizde uzun süre kalınmamasını öneriyor.
Doğru kullanımda hiçbir yan etkisi ve zararı bulunmayan deniz suyu, çok fazla tüketildiğinde vücutta su kaybına yol açabiliyor. Ayrıca deniz üstünde gerekenden fazla kalmak ve bu deniz suyunun yutulması ishal, baş dönmesi, baş ağrısı, bulantı, kusma gibi yan etkiler yaratabiliyor.
Uzun süre suda kalmak cilt tabakasını zedeleyebilir
Cilt, bağışıklık sistemin önemli bir parçasıdır. Sürekli suda kalındığında örtü tabakasında zedelenmeler olabilir. Uzun süre suda kalınması ciltte kurumaya neden olacağı için enfeksiyonlara da açık hale gelecektir.
Deniz suyu çeşitli vitaminler, elementler, mineral tuzlar, mikroorganizmalar ve amino grup asitler ihtiva eder. Tüm bu bileşenler insan vücudu için oldukça faydalıdır. Deniz suyu antiseptik ve antienflamatuar özelliklere sahiptir. Bu sayede enfeksiyon, mantar, mikrop ve bakterilerle savaşır.
Yani deniz suyu içmek, vücuda ihtiyacı olan suyu vermek yerine daha fazla su atılmasına neden olur. Ortalama bir tahminle bir litre deniz suyunun vücuttan atılmasını sağlamak için vücudun en az bir buçuk litre tatlı su almasını gerektirir.
İlgili 45 soru bulundu
mayo ile denizden çıkıp o şekilde beklersen, deniz suyu değil, sadece tuz kalır cildinde ki o da cildinin kurumasına ve erken yaşlanmasına neden olur. bu nedenle, denizden çıkınca duş almak değil, yukarıda bahsettiğim gibi deniz elbisesi içerisinde değilsen duş almamak aptallıktır.
Bol sıvı alımı çok önemli
Denizden ya da havuzdan çıktıktan sonra mutlaka duşta yıkanmalı ve sonrasında kuru elbiseler giyilmelidir. Ayrıca idrar yolu enfeksiyonlarından korunmak için genel önlem olarak, bol miktarda sıvı alınmalı ve özellikle de şeker içeriği düşük meyve suları bolca tüketilmelidir.
Tuzlu deniz suyu ile meydana gelen boğulmalarda yaş akciğer denen bir durum oluşur. Tatlı suyla olan boğulmalarda da kuru akciğer denen patoloji oluşur ki her iki durum da akciğere ciddi anlamda zarar verir ve hastanede yatış gerektirir. Bazen bu durum geri dönüşümsüz akciğer hasarına sebep olabilir.
Tuzlu su, akciğerimize saldıran toksinleri ve diğer zararlı elementleri ortadan kaldırmaya yardımcı olur. Deniz suyu kalın bağırsakları temizler. Küçük miktarlarda okyanus suyunun yutulması, özellikle çocuklarda kolonun boşaltılmasını kolaylaştırır, vücudu detoksifiye eder ve vücudun enerjisini yeniler.
Büyük bir doğal antiseptik olan deniz suyu önemli derecede enfeksiyonlara karşı , bakteri ve mikrop öldürmek için vücudun direncini artırır.
Bakterilerin üremeleri için uygun ortam oluşturan nemli mayoların çıkarılması gerekir. Denizden ya da havuzdan çıktıktan sonra mutlaka duşta yıkanmalı ve sonrasında kuru elbiseler giyilmelidir” diyor.
Deniz suyu, sağlıklı bir bağışıklık sistemine yardımcı olan antibiyotik ve antibakteriyel etkiler yaratan elementleri; vitamini, mineral tuzunu, eser miktarda elementi, amino grup asitleri, mikroorganizmaları içerir. Dolaşımı arttırır, vücudunuzdaki kan dolaşımını kolaylaştırır.
Kaşlıoğlu, "İnsanlar hem güneş ihtiyacını karşılamak, hem de eğlenmek amacıyla deniz ya da havuzlara gitmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken husus, güneşin tepede olduğu saat 11.00 ile 15.00 arası güneş altında durmamak lazım.
Atık sularının denize karıştığı, şiddetli yağmur sonrası suların denize ulaştığı yerlerde yüzülmesi pek çok rahatsızlıklara zemin hazırlayabiliyor. İshal yapan bakteriler ve parazitler veya cilt -yumuşak doku enfeksiyonu yapabilen bakteriler deniz suyu vasıtasıyla insan vücuduna giriş yapabiliyor.
Bu nedenle de özellikle genital bölgeler, eklemler, cilt katlantıları oldukça nemli hale geliyor. Dolayısıyla bu bölgeler mantar üremesini kolaylaştırıyor. Yazın olmazsa olmazlarından havuz ve deniz de mantar enfeksiyonlarının kişiler arasında yayılmasına olanak tanıyor.
“Araştırmalar gösteriyor ki deniz suyunun içerisinde 90'a yakın faydalı hatta şifalı diyebileceğimiz madde mevcut. Bunların içinde en önemlisi potasyum klorürdür. Potasyum klorür, cildin elastikiyet derecesini artırır ve cilt dış yüzeyini pürüzsüz, canlı ve genç hale getirir.
Deniz özellikleri, iyot ve tuz, kafa derisinin birçok seviyesini dengelemeye yardımcı olur. Bu nedenle bunu duymamız normaldir. deniz suyu en yağlı tüylere yardımcı olur, özellikle yağ seviyelerini düzenlediği için. Yine de fazla deniz suyu saçlarımızı etkileyerek kurumasına ve eskisi gibi görünmemesine neden olabilir.
Deniz suyunun içerdiği kalsiyum, saçların güçlenmesine yardımcı olur ve hacmini artırır. Deniz suyundaki onlarca element arasından özellikle kalsiyum, saç için çok önemlidir. Çünkü saç, aslında tümüyle proteinden ibarettir. Kalsiyum ise proteinlerin yapısal bütünlüğünü sağlar.
Başka bir deyişle, içilen her 1 litre deniz suyu, vücudun yarım litre su kaybetmesi anlamına gelir. 1952 yılında Alain Bombard adlı bir doktor, “Gönüllü Kazazede” adını verdiği bir deney yapmıştır.
Tıpkı bağırsaklarda olduğu gibi vajinadaki bakteriler de bulundukları bölgeye zararlı bakteri vemantar türlerinin gelmesini engelliyor. Böylelikle vajina içerisindeki bakteriler organ içerisinde bir denge kuruyor ve genital sağlığa olumlu katkıda bulunuyor. Havuz ve deniz suyu vajinadaki dengeyi bozabilir.
Denizlerde bulunan kahverengi yosunlarda iyot vardır ve bu iyot, tiroit hastalarına da iyi geldiği bilinmektedir. Ayrıca deniz suyundan doğru şekilde yararlanmak için belirli zaman sürecinde su içinde olmak gerekir.
Uyku arasında su içmek beyin fonksiyonlarını olumsuz etkiler. Ayrıca boş mideye uykudan kalkar kalkmaz gönderdiğiniz su sindirim sistemini olumsuz etkiliyor. Uyku arasında su içmek bir alışkanlık haline gelirse zaman içinde mideye ciddi zararlar verir.
Akşam geç saatlerde denize girmenin faydaları:
Deniz suyu sıcaklığı daha yüksektir. Gün boyunca güneş ışığı alan deniz suyu, akşam saatlerinde daha ılık ve konforlu bir hal alır. Bu da denize girmeyi daha keyifli bir hale getirir. Özellikle soğuk suya alışkın olmayanlar için akşam denize girmek daha uygun olabilir.
Aynı zamanda yüksek ısının etkisiyle vücutta ter ile tuz ve mineraller de kaybedilir. Bu kayıp vücutta yorgunluk, halsizlik, kaslarda güçsüzlük, tansiyon düşüklüğü, baygınlık vb. gibi ciddi durumlara neden olabilir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri